Uygur bölgesinde Çin tarafından gezdirilen “İslam alimleri” ne dediler?

Uygur bölgesinde Çin tarafından gezdirilen “İslam alimleri” ne dediler?

Sincan Uygur özerk bölgesinde yaşanan Çin zulmü belgelerle, acı itiraflarla ortadayken bazı devletlerin din adamlarının, Çin tarafından çizilen pembe tabloyu sorgusuz kabul edip Çin propagandasına alet olması tepki çekti. Geziye katılan ‘alimler’ Çin’in Türkistan’da terörle mücadelesini takdire şayan buldular…

Karar gazetesinden İsmail Cömert’in haberi

Çin, Türkistan’da Uygurlara uyguladığı sistematik zulmünü örtmek için her yola başvuruyor. Delillere rağmen gerçekleri inkar eden Pekin, bu kez de aralarında BAE ve Mısır’ın da olduğu 14 ülkeden 30 Müslüman alime bölgeyi gezdirdi. Ziyaretleri sonrası alimlerin “Burada tüm Müslümanlara Çinli olarak bakıyoruz. Çin’in Türkistan’da terörle mücadelesi takdire şayan” açıklaması tepki çekti.

14 ülkeden 30 alim bölgede gezdirildi

Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine ve diğer azınlıklara sistematik işkence, cinayet ve soykırım uygulayan Çin, dünyanın gözü önünde işlediği suçlarını örtmek için her türlü tiyatroyu oynuyor. Daha önce gazetecileri bölgeye çağırıp belli kişilere görüştüren Pekin bu kez de yaşananlara ses çıkarmadığı için eleştirilen 14 Müslüman ülkeden 30 alimi bölgede gezdirdi. Kendi göstermek istediği fotoğrafı yansıttı.

Dünya Müslüman Topluluklar Konseyi (TWMCC) Başkanı Dr. Ali Rashid el-Nuaimi başkanlığındaki Müslüman lider ve akademisyenler Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaret etti.

TWMCC liderliğindeki heyet, aralarında Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır, Suriye ve Bahreyn’in de bulunduğu 14 ülkeden oluşuyordu. Tunus, Bosna-Hersek, Sırbistan, Kuveyt ve Güney Sudan da Doğu Türkistan’ı ziyaret ederek Çin’in Doğu Türkistan’da devam eden sömürgeleştirme, soykırım ve zulüm kampanyasına destek verdi.

Nuaimi, Uygurları suçladı

TWMCC Başkanı Dr. Ali Rashid el-Nuaimi, Uygur Türklerini kastederek “Saldırılar sokaklardaki sivillere, dini liderlere yönelik. İdeolojilerini takip etmedikleri için Müslümanları öldürüyorlar. Hiçbir anayasaya saygı duymuyorlar, kendi hukuklarını oluşturmak istiyorlar” dedi ve “Burada tüm Müslümanlara Çinli olarak bakıyoruz. Farklı kimliklerin birbirini tamamladığını anlamalısınız. Farklı kimlikler birbiriyle çelişmez” diye ekledi. Çin yönetimine göre, Sincan bölgesindeki toplama kampları Uygur Türklerinin iş bulmalarına, gelirlerini artırmalarına ve en önemlisi bölgede sosyal istikrarı ve uzun vadeli barışı korumalarına yardımcı oluyor.

Sincan’a giden ekipte yer alan Suudi Arabistan’ın eski eğitim bakanı Dr. Abdullah el-Ubeyd “Hükümet şiddeti, aşırılığı ve terörizmi ortadan kaldırmak için büyük ve tutarlı bir çaba sarf ediyor, ancak hala terörü ve şiddeti kışkırtan aşırı fikirler var” dedi.

Mısır Devlet Başkanı’nın Danışmanı Dr. Usame Seyyid el-Ezheri “Bunun Çin’in etnik kültürü korumaya büyük önem verdiğini gösterdiğine inanıyorum. Bu kadar çok milliyetin olmadığı başka yerlerde ırksal ayrımlar bulabilirsiniz” dedi.

Bosna Hersek’in eski müftüsü olan Dr. Mustafa Ceric “Çin dışında duyduklarımız kesinlikle önyargılı. Çin’deki Müslüman toplulukların Uygurlardan daha fazla olduğunu söyleyebilirim, Hui ve Moğolistan gibi on kadar Müslüman grup var” dedi.

Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümetinden cevap

Ziyaretin ardından açıklama yayınlayan Washington merkezli Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti (ETGE), Çin’in Uygurlara karşı yürüttüğü propagandaya destek veren Müslüman ülkeleri kınadı. ETGE’nin basın açıklamasında, Müslüman ülkeler, Çin’in Doğu Türkistan’a yönelik propagandasını desteklemek yerine Çin’in Uygurlar ve diğer Türk halklarına karşı devam eden soykırımı ile mücadele etmeye çağırıldı.

ETGE’nin Dışişleri Bakan Vekili Dr. Aziz Süleyman “Dünya Müslüman Topluluklar Konseyi (TWMCC) heyetinin işgal altındaki Doğu Türkistan ziyaretini ve Çin’in Uygurlar ve diğer Türk halklarına karşı devam eden soykırımı haklı çıkarmak için kullandığı sahte terörle mücadele ve aşırılık söylemine utanmazca desteğini şiddetle kınıyoruz” dedi.

ETGE Başkanı Gulam Osman Yağma “TWMCC’den özür dilemesini ve Çin’in Müslüman çoğunluklu Doğu Türkistan’ın ulusal mücadelesini şeytanlaştırma propagandasını desteklemeyi bırakmasını talep ediyoruz” dedi.

Bosna Sancak Derneği’nden sert tepki

Türkiye Bosna Sancak Derneği de, geziden sonra yapılan ortak açıklamaya sert tepki gösterdi. ‘Kurgulanmış gezi’nin ardından yapılan ortak açıklamaya ilişkin derneğin sert mesajında, “Ortak açıklamayı asla kabul etmiyor ve kınıyoruz” diye kaydedildi.

Türkiye Bosna Sancak Derneği’nin “Asla kabul etmiyoruz! Kınıyoruz!” başlıklı açıklaması tam metni:

“Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi, işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerine karşı baskı, zulüm, sindirme ve hukuk ihlalleri uygulamaları ile adeta bir soykırım suçu işlemektedir. İnançlarını, kimliklerini ve kültürel aidiyetlerini yaşamaktan mahrum bırakılan kardeşlerimiz sistematik bir asimilasyon, işkence ve yok edilme politikasının içinde var olma savaşı vermektedir.

Dünya kamuoyunun cılız tepkilerinin yanında bu konuda en güçlü ses çıkaran ve duruş sergileyen ülke Türkiye’miz olmuştur. Devletimizin resmi yetkilileri bölgede bağımsız incelemeler yapmak istemiş; Çin Halk Cumhuriyeti yetkilileri buna izin vermemiştir.

İslam Dünyasının da kanayan yaralarından biri olan Uygur Türkleri gerçeğini çarpıtarak algı yönetimi yapan Pekin yönetimi, 8 Ocak 2023’de skandal bir etkinlik düzenlemiştir. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır, Suriye, Bahreyn, Tunus, Güney Sudan, Moritanya, Endonezya, Kuveyt, Ürdün ve Umman’dan din adamlarının yer aldığı bir grup başkent Urumçi’ye götürülerek “sözde” incelemelerde bulundu. Her yönüyle bir propaganda ziyaretine dönüşen etkinlikte, Uygur Türklerinin mutlu ve refah içinde yaşadıkları yönünde açıklamalar Çin’in misafiri olan Müslüman din adamlarınca dile getirilmiş ve Çin’in bölgede “terörle mücadele ettiği” iddia edilerek, zulüm gören kardeşlerimiz terörist ilan edildi.

Böylesine utanç verici bir organizasyonun içinde Bosna Hersek’ten ve Sırbistan sınırları içindeki Sancak Bölgesi’nden de iki din adamının yer alması, Türkiye’de yaşayan milyonlarca Müslüman Boşnak’ı derinden yaralamıştır. Bosna Hersek Eski İslam Birliği Başkanı Mustafa Ceriç ve Sırbistan İslam Meşihatı Başkanı Mevlud Dudiç’in burada yaptığı açıklamalar kesinlikle kabul edilemez, bundan 30 yıl önce soykırıma uğrayan Boşnak halkının düşünceleri olarak yansıtılamaz. Sadece hakkı ve hakikati konuşması gereken kişilerin siyasi ve ekonomik gerekçelerle Çin’in politikalarına alet edildiğini görüyor ve bundan büyük üzüntü duyuyoruz.

Çin’in sahip olduğu ekonomik güçle oluşturduğu bu propaganda kumpanyasına alet olan tüm ülke ve temsilcileri kınıyoruz. Uygur Türklerinin haklı mücadelesinde sonuna kadar yanlarındayız.”

Aydınlık gazetesinin konuya ilişkin haberi

Halkı Müslüman ülkelerden oluşan heyetin Sincan Uygur Özerk Bölgesine yaptığı ziyareti sayfalarına taşıyan Çin yanlısı Aydınlık gazetesinin haberinde ABD ve bazı Batılı ülkelerin yaydıkları söylentilerle Çin ile İslam ülkeleri arasına nifak sokmaya çalışıldığı öne sürüldü. Haberde ayrıca, geziye katılanların yaptığı açıklamalara yer verildi.

Haberin ayrıntıları ise şöyle:

İslam Alimlerinden Sinciang ziyareti

Aralarında Birleşik Arap Emirliği (BAE), Suudi Arabistan, Mısır, Suriye, Bahreyn, Tunus ve Bosna Hersek’in de bulunduğu 14 ülkeden 30’dan fazla şahsiyet ve İslam alimlerinden oluşan bir heyet Pazar günü Çin’in Sinciang Uygur Özerk Bölgesine ziyaret gerçekleştirdi.

‘ÇİN İLE İSLAM ÜLKELERİ ARASINA NİFAK SOKMAYA ÇALIŞILIYOR’

2023 yılında bölgeyi ziyaret eden ilk yabancı grup olma özelliği taşıyan heyete Dünya Müslüman Topluluklar Konseyi Başkanı Doktor Ali Raşid Abudula Ali Alnuaimi başkanlık etti.

Heyet ilk olarak Sinciang Parti Şefi Ma Xingrui ile Sinciang’da toplantıda bir araya geldi. Ma, ABD ve bazı Batılı ülkelerin sürekli söylentiler yayarak Çin’e çamur atarken, Çin ile İslam ülkeleri arasına nifak sokmaya çalışıldığını söyledi. Ma konuşmasında ayrıca, İslam dünyasındaki dürüst insanların hiçbir zaman bazı Batılı ülkelerin baskılarına boyun eğmediğini ve Sincan bölgesi hakkındaki yalanlara kanmadığını belirtti. Bu insanlar, Çin’in içişlerine karışmak için Sincan’la ilgili konuları kullanan birkaç Batılı ülkeyi takip etmek yerine, Sincan bölgesinin gelişimini onayladılar, ABD ve bazı Batılı ülkelerin siyasi uygulamalarını ifşa ettiler ve uluslararası adalet ve hakkaniyeti savundular, dedi.

Heyete başkanlık eden Dr. Ali bölgenin terörizm ve aşırıcılıkla mücadelede aldığı önlemlerden ve bölgedeki istikrar ve kalkınmaya katkıda bulunan insanlardan övgüyle söz etti. Akademisyen ayrıca bazı Çin karşıtı güçlerin, özellikle Çin’in ulusal güvenliği ile ilgili olan Sincan ve Tibet bölgeleri ve Tayvan adası ile ilgili konularda Çin’e saldırdıklarını belirtti. Çin kültüründe Müslümanları ya da İslam medeniyetini hedef almak gibi bir kavramın olmadığını belirten Ali, Çin’in refahını ve kalkınmasını dünyaya anlatmanın kendi (Çin’in) sorumlulukları olduğunu söyledi.

‘GEÇMİŞTE YAŞANANLAR “KORKU FİLMİ” GİBİ’

Toplantının ardından heyet, bölgenin daha önce terörizmden nasıl zarar gördüğü hakkında daha fazla bilgi edinmek için terörizm ve aşırıcılıkla mücadele konulu bir sergiyi de ziyaret etti. 1990’dan 2016’ya kadar bölgede yaşanan terör olaylarının ve aşırılıkların fotoğraflarla anlatıldığı sergide, yaşanan 52 terör olayı hakkında kısa tanıtımlar yapıldı.

Ziyarete BAE’den katılan muhabir Fahad Ahmed, Global Times’a yaptığı açıklamada terör saldırılarına ilişkin fotoğraf ve videoların “korku filmi” gibi olduğunu ve insanların başkalarına böylesine vahşi şeyler yapabileceğini hayal etmenin zor olduğunu söyledi. Bu tür şiddet eylemlerinin dinle hiçbir ilgisi yoktur dedi.

Suudi Arabistan’ın eski Eğitim Bakanı Abdullah Saleh Al Obaid ise Sinciang bölgesindeki terör saldırılarını görmekten üzüntü duyduklarını belirtti.

TERÖRİZMLE MÜCADELE EDERKEN SİYASİ OYUNLAR OYNANMAMALI

Mısır Cumhurbaşkanı’nın dini işlerden sorumlu danışmanı olarak heyete katılan Osama Elsayed Mahmoud Mohamed Saad, serginin teröristlerin işlediği suçları gözler önüne serdiğini ve aynı zamanda Çin hükümeti ile Çin halkının terörizme karşı koyma çabalarını gösterdiğini söyledi. Teröristlerin insanlık onurunu ihlal ettiğini ve insanlar arasında bir salgına neden olduğunu söyleyen Mısırlı din adamı, uluslararası toplumu terörizmin doğasını anlamaya ve bu tür zulümlere ortaklaşa direnmeye çağırdı. Saad ayrıca, “bugün gördüklerimizin aslında sahada yaşananları yansıttığını düşünüyorum. Bölgeyi ziyarete gelen herkes gelip bunu görmeli çünkü bu tarihin bir parçası. Sadece Çin değil, tüm dünya terörizm ve aşırıcılıktan zarar gördü. ABD ve bazı Batılı ülkeler uzun bir süredir Çin’in Sincan bölgesinde meydana gelen terör saldırıları konusunda çifte standart uygulamakta ve Çin hükümetinin terörle mücadele tedbirlerini “etnik azınlıklara baskı yapmak” olarak nitelendirmektedir. Terörizm ve aşırıcılıkla mücadele ederken siyasi oyunlar oynamamalıyız… Bu nedenle terörizm ve aşırıcılık tehdidinin tek bir ulusa ya da tek bir bölgeye yönelik bir tehdit olmadığını anlamanın her yerdeki akil insanların sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Bu tüm dünya için bir tehdittir. Hepimiz bir araya gelmeli ve terörizm ve aşırıcılıkla mücadele etmeliyiz” dedi.

41.1 MİLYON DOLARLIK İSLAM ENSTİTÜSÜ YATIRIMI

Bölgedeki İslam’ın gelişimi hakkında daha fazla bilgi edinmek için heyet Pazar günü de, bölgesel İslam Derneği, Sincan İslam Enstitüsü ve Urumçi’deki bazı camilere de gitti.

Ziyaret kapsamında heyetle bir araya gelen Çin İslam Derneği Başkan Yardımcısı Bai Shengfu, İslam Enstitüsü’nün yeni yerleşkesini tanıttı. Yerleşkenin 279 Milyon Yuan’lık(41.1 Milyon Dolar) yatırımla 50bin metrekarelik bir alanı kapsadığını belirten Bai, yerleşkenin eğitim binaları, kütüphane, spor salonları, yemekhane, oyun salonları ve ibadethaneden meydana geldiğini söyledi.

Öğrenciler ile beraber dua eden heyet içerisinde bulunan Tunus Başbakanının danışmanı aynı zamanda Yüksek İslam Konseyi Genel Sekreteri olan Mestaoui Mohamed Slaheddine, enstitünün yeni ve benzersiz yerleşkesini gördüğünde çok etkilendiğini ve ibadet salonunun zarif tasarımına hayran kaldığını söyledi. Genel Sekreter Slaheddine, “Müslümanların buraya adım attıkları anda huzuru hissedebileceklerine inanıyorum” dedi.

Ziyaret kapsamında Enstitü’de öğretim görevlileri ve öğrencilerle bir araya gelinen sempozyumda Enstitü Başkanı Abdureqip Tomurniyaz, bölgedeki İslami din adamlarının eğitimini özetledi ve Müslümanların din özgürlüğünün tam olarak korunduğunu ve bölgede hiç kimsenin inançlarından dolayı haksızlığa uğramadığını söyledi.

Heyet daha sonra Sinciang bölgesindeki kalkınma hamlelerini yakından takip etmek üzere Urumçi Uluslararası Kuru Liman Bölgesini ziyaret etti.

KAZAK HALKI GELENEKSEL CHAŞİU KUTSAMASI İLE KARŞILADI

Ziyaretin ikinci durağı olan Altay şehrinde yerel Kazak halkıyla bir araya gelen heyeti yerel halk, geleneksel Chaşiu gösterisiyle karşıladı. Chaşiu kutsaması boyunca heyete süt topakları, kesme şeker ve meyve şekerleri ikram edildi. Heyet, Sinciang’da kar ve buz sporlarının gelişimini incelemek ve kar ve buz turizminde işbirliği için iş fırsatlarını araştırmak için Altay Dağı Kayak Merkezi’ni ziyaret etti.

Altay’ı ilk kez ziyaret eden kişilerden biri olan BAE Ulusal Konseyi üyesi Sarah, Sincan’ın bu kadar iyi gelişmiş olmasına hayret ederek, bazı Batı medyası tarafından yürütülen karalama kampanyasının tamamen siyah ve beyazın tersine çevrilmesi ve yoktan var edilmesi olduğunu belirtti.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *