Roger Garaudy’nin önemli kitaplarından biri: “İslam’ın Vadettikleri”

Roger Garaudy’nin önemli kitaplarından biri: “İslam’ın Vadettikleri”

”İslâm’ın Vadettikleri” kitabının, bugün bizler için önemli mesajlar içermesinin yanında, Roger Garaudy’nin düşünce yapısındaki dönüşümleri, mantık kurgusunu, onlarca yılın tecrübelerinden sonra vardığı noktaları çok iyi göstermesi bakımından önemlidir.

Deniz Baran / Dünya Bizim

Roger Garaudy… Son yüzyılın en etkili mühtedi düşünürlerinden biri desek pek abartı olmaz sanırım. Her ne kadar ihtidası, sosyalist bir politik hayatla geçen onlarca yılın ardından 69 yaşında gerçekleşse de, Allah’ın ona neredeyse bir asırlık ömür vermesi sayesinde ihtidasından sonra yaşadığı 30 yılda bolca düşünmüş ve bolca üretmiştir. Garaudy’i özel ve etkileyici yapan da 70 yılın verdiği muazzam birikimi kendi derin akıl süzgecinden geçirmesi ile vardığı neticelerdir.

Esasında bir insanın basit bir fikrini dahi değiştirmesinin ne kadar zor olduğunu göz önünde bulundurursak, 69 yaşına gelmiş, üstüne üstlük o zamana kadar savunageldiği ideolojinin siyasi uygulamasında mühim pozisyonlarda yer almış bir entelektüelin, bu aşamadan sonra inanç dünyasında geçirdiği köklü dönüşüm başlı başına bu zihni özel kılmaktadır. Ancak bir vaka olarak dahi değerli olan Garaudy’nin dönüşümü, demin de belirttiğim gibi, onun zengin teorik ve pratik birikiminin İslami bir tahayyüle son derece oturaklı bir düşünce silsilesi ile entegre olması bakımından ayrıca değerlidir. Onun emsali az görülür dönüşümü apaçık şekilde büyük bir tefekkürün ürünüdür ve bu tefekkürün ürünleri de bugün hem bizi hem de Garaudy’nin coğrafyasındaki insanları, yani Batı insanını beslemektedir. Hatta Garaudy’i, onun aklından geçenleri samimiyetle idrak etmek için okuyanlar, okuyabilenler için sarsıcı etkiler yapma potansiyelini haizdir.

İslâm’ın Vadettikleri neden önemli?

İslam ile şereflenip bizlere de derinlikli fikir dünyası ve mantık kurgusuyla katkıda bulunan bir hakiki aydın olarak Garaudy’nin bu dünyadaki yolculuğu 4 sene önce bugün sona erdi. Bir 13 Haziran günü hayata gözlerini yumdu. Fransa’da sosyalist cephenin en ön saflarında yer alıp Fransa’da Meclis Başkan Yardımcılığına kadar yükseldiği, saygın bir akademisyen olduğu onlarca yılın ardından adeta kalıplarını kırıp İslami düşünce adına üretime devam ederek bitirdiği bir ömrü geride bıraktı. Bize mirası olarak da eserleri kaldı.

Garaudy’nin ölüm yıldönümünde bize mirası olan eserlerden birini hatırlamak, onu anmanın en iyi yollarından biri olur diye düşünüyorum. Bu doğrultuda seçtiğim eser ise İslâm’ın Vadettikleri (Pınar Yayınları) oldu. Zira bu eserin bugün bizler için önemli mesajlar içermesinin yanında Garaudy’nin düşünce yapısındaki dönüşümleri, mantık kurgusunu, onlarca yılın tecrübelerinden sonra vardığı noktaları çok iyi göstermesi bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Sözün özü, İslâm’ın Vadettikleri’nden bahsetmenin doğrudan Garaudy’den bahsetmek olduğu kanaatindeyim.

Garaudy’nin neden “çıkış yolunu” İslâm’da, İslâmi tasavvurda gördüğünün bir manifestosudur bu eser. Belki de İslâmi tasavvurun/düşüncenin neden Batı merkezli olup globalleş(tiril)en modern ideolojilere karşı galebe çalması gerektiğine dair sayısız eser mevcut. Bunlar arasında Garaudy’nin kitabını özel kılan, bu yöndeki tezin kuru bir retorikten çok uzak bir şekilde, oldukça büyük bir derinlikle temellendirilmesi. Garaudy gibi Batı entelektüel ve akademik dünyasının göbeğinde yer almış, yıllarca ahlaki üstünlüğü ve insanca bir düzenin anahtarını elinde bulundurduğuna inanılan küresel sosyalist dalganın ülkesindeki bayraktarlarından olmuş bir aydının iç muhasebesi niteliğinde olan bu kitapta Garaudy’nin nasıl da kitabı tersten okuyup “modernite” ile ilintili düşünce sistemlerine (ve tabi bunun pratik getirilerine) karşı bayrak açar duruma geldiği anlaşılabiliyor.

Bir slogan olarak, Rönesans sonrası aydınlanmacı ve pozitivist Batı’dan neşet eden ideolojilere ve siyasi-ekonomik sistem tercihlerine karşı çıkış bu coğrafyada pek yaygın olsa da bu karşı çıkışın tam olarak nelere yönelik olduğunu, sorunun kökünde ne yattığını ortaya koyabilmek her daim yapılabilen bir şey değildir. Kendi iç muhasebesini nasıl yaptığını ve eski düşüncelerini nasıl bir mantıkla kenara bıraktığını açıkça anlatmasının yanında Garaudy’nin bu eserini değerli yapan ikinci husus da tam bu noktaya dair. Salt bir açık sözlülük etkili olmayabilirdi belki fakat Garaudy’nin her paragrafında muazzam bir birikimin yansımasını görebiliyorsunuz. Hristiyanlıktan Antik Yunan Felsefesine, Çin ve Hint medeniyetlerinin düşüncesinden pek tabii İslâm’a ve modern ideolojilere kadar birçok alana dair ciddi bir bilgi birikimine sahip olması, Garaudy’nin her bir kıyasını ve değerlendirmesini değerli kılıyor. Tüm bu bilgi ve tecrübe zemininde damıttığı fikirleri bugün bizim coğrafyamızda (kabaca cephenin “Doğusunda” yer alanlar arasında yani) dahi birçoklarının derli toplu sunamadığı seviyede diye düşünüyorum.

Kitabın muhteviyatını ve önemini belirttikten sonra içeriğine pek değinmeyeceğim, zira her sayfası dikkatle okunması gereken, zengin bir eser olduğunu düşünmekteyim. Genel bir özet çıkarmak güç. Ya da illa çıkarmak gerekirse kitabın içinde geçen şu paragrafı kullanmaktan daha iyi bir yol göremiyorum: “Batı evrensele el koymuştur. Bu sebeple, kendi tarihine, gayelerine ve değerlerine göre başkalarının durumunu belirlemeye ve onlar hakkında hüküm vermeye kendini yetkili sanmıştır.” … “Böylece, ilerleme efsanesi ve dogması olarak kabul edilen hususlar, tarihin en insanlık dışı gerilemelerine yol açmıştır.”

Allah, Roger Garaudy’e rahmetini ihsan eylesin. Amin.

Roger Garaudy, İslam’ın Vadettikleri, Pınar Yayınları.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *