DEAŞ’ın Afganistan’daki kolunun eylülden beri uluslararası hedeflere yönelik bombalı saldırılarını artırması uzmanların dikkatini çekti.

Son saldırı, 12 Aralık’ta başkent Kabil’deki bir Çinliler tarafından işletilen ve çoğunlukla Çinli diplomat ve iş insanlarının kaldığı oteline yapıldı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, 5 Çin vatandaşının yaralandığını duyururken, en az 16 Afgan da, otomatik tüfek ve bomba kullanılan saldırıdan yaralı kurtuldu. Üç saldırganın öldürüldüğü açıklandı.

Geçen aylarda Pakistan ve Rusya’yla bağlantılı yerler de kendisine DEAŞ-Horasan diyen grubun hedefi olmuştu.

Son saldırıdan bir gün önce, Çin’in Kabil Büyükelçisi Vank Yu, Taliban yönetiminin Dışişleri Bakanlığı’na giderek olası saldırılara karşı elçilik binasının daha sıkı korunmasını istemişti.

Çin, Taliban’ın iktidara geldiği Ağustos 2021’den sonra Kabil’de büyükelçiliğini açık tutan az sayıdaki ülkeden biri.

Uzmanlara göre, DEAŞ-H saldırılarında Taliban’ın uluslararası alanda tanınma çabalarında rol oynayan ülkelerin seçilmesi tesadüf değil.

King’s College London Savunma Araştırmaları Bölümü doktor öğretim üyesi Andreas Krieg, Arab News’a yaptığı açıklamada, saldırıların Taliban ve DEAŞ-H arasındaki farklı radikal İslamcılık yorumunu gösterdiğini söyledi:

“Afganistan’ı bütün kökenlerden yabancılar için yaşanmaz hale getirmek DEAŞ-H’nin Afganistan’daki çabalarından biri olacaktır. Hepsini, Afgan toplumunun geleneksel İslami değerlerini yozlaştıran imansızlar olarak görüyorlar.”

Krieg, Taliban’ınsa tam tersine uluslararası sahnede tanınma için yabancı devletlerle ilişkilerini geliştirme gayreti içinde olduğuna dikkat çekti.

Afganistan’daki önde gelen bir mali kuruluşun yetkilisi, adının gizli kalması kaydıyla Arab News’a yaptığı açıklamada, son saldırının tam da Batılı devletlerin yaptırımları nedeniyle yabancı yatırıma çok ihtiyaç duyulduğu döneme denk geldiğini söyledi:

Taliban’la madencilik konusunda epey yol alınmıştı ve ödemeler Pekin’den gelecekti.

Taliban, maden ve değerli taş yataklarını ekonomiyi düzeltmek için önemli bir kaynak olarak görüyor. Çinliler, Kabil’in güneyindeki Mis Aynak bakır madeninde paya sahip.

Ancak Çinli yetkililerin üs olarak kullandığı otele yönelik son saldırıdan sonra Pekin’in ülkeye para veya personel göndermeyi en azından bir süre için gözden geçirmesi bekleniyor.

(Şarku’l Avsat)