Bosna’nın mecbur kaldığı Dayton Antlaşması’nın üzerinden 27 yıl geçti

Bosna’nın mecbur kaldığı Dayton Antlaşması’nın üzerinden 27 yıl geçti

Sırplar tarafından 4 yıl boyunca Boşnakların kitlesel halde katledilmesinin ardından ABD’nin Dayton kentinde 21 Kasım 1995’te paraf edilen antlaşma ile karmaşık bir siyasi yapı kurularak Bosna birçok bölgeye ayrıldı. Bosna’da halen 5 başkan, 13 başbakan ve 130’dan fazla bakan bulunuyor. Ayrıca, yasa yapma yetkisine sahip bir Yüksek Temsilcilik Ofisi ihdas edildi.

Batı Balkanların Müslüman ülkesi Bosna Hersek’te, 27 yıl önce paraf edilen ve 14 Aralık 1995’te imzalanan Dayton Barış Antlaşması, 1992-1995’te yaşanan savaşı sonlandırırken ülkenin dünyadaki en karmaşık siyasi yapıya sahip olmasını sağladı!

ABD’nin Dayton kentinde 21 Kasım 1995’te paraf edilen antlaşma, yaklaşık 4 yıl süren savaşta silahları susturmuş olsa da getirdiği karmaşık siyasi yapı gereği Bosna Hersek’in iki entite ve bir özerk bölgeye ayrılmasına neden oldu.

Egemenlik kimde?

Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR), Dayton’un Bosna Hersek’e getirdiği en önemli kurumlardan birisi oldu.

OHR’in uluslararası toplum adına Bosna Hersek’te barış anlaşmasının uygulanmasını denetlemesinin yanı sıra Yüksek Temsilci de Devlet Başkanlığı Konseyi’nin üyeleri dahil olmak üzere ülkede barışın uygulanmasına engel olan kişileri görevden alabiliyor, ihtiyaç durumunda yasa çıkartabiliyor.

Mevcut Yüksek Temsilci Christian Schmidt de Bosna Hersek’te 2 Ekim’de yapılan genel seçimlerin akşamında sandıkların kapanmasının ardından “işlevsellik paketi” adı altında seçim yasası dayatarak, bunu Dayton Barış Antlaşması gereği yaptığını vurguladı.

Söz konusu seçim yasasının Hırvatların aleyhine olduğu savunulurken Schmidt’in “Dayton gereği” attığı adım Boşnaklardan büyük tepki topladı.

Bosna Hersek’te neredeyse her siyasetçinin “sırtını dayadığı” Dayton Barış Antlaşması’nın güncellenmesi gerektiği ifade edilirken ülkede birçok kararın alınması da antlaşma nedeniyle sekteye uğrayabiliyor.

Sırplar da Dayton’a sğınıyor

Ülkedeki iki entiteden biri Sırp Cumhuriyeti (RS) Başkanı Milorad Dodik, ayrılıkçı söylemlerini Dayton ile bağdaştırırken Boşnak siyasiler de Dayton ile kurulan anayasal düzenin yıkılmasının amaçlandığını savunuyor.

Sırp olmayan halklara yönelik Sırp saldırganlığı

Yugoslavya’nın dağılmaya başlamasıyla Bosna Hersek’te de 29 Şubat-1 Mart 1992’de bağımsızlık referandumu yapıldı. Ülkedeki Sırpların önemli bir kesiminin boykot ettiği referanduma katılanların tamamına yakını bağımsızlıktan yana oy kullandı.

Bosna Hersek’in bağımsız bir devlet olmasının hemen akabinde “Büyük Sırbistan” ideolojisinin savunucusu Sırplar, Yugoslav ordusunun da desteğiyle Sırp olmayan halklara yönelik katliamlara başladı.

Ülkede 4 yıla yakın süren savaşta 2 milyondan fazla kişi evlerini terk etti, büyük çoğunluğu sivil 300 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

Etnik temizlik yapmak isteyen Sırp güçleri, Bosna Hersek’in Prijedor, Visegrad, Foca, Bijelina, Zvornik, Srebrenitsa gibi birçok şehrinde Müslümanlara karşı çok büyük katliamlar gerçekleştirdi. Savaşın son yılında, Srebrenitsa ve civarında sadece birkaç gün içinde 8 binden fazla Boşnak Müslüman katledildi.

Ülkenin batısında ve güneyinde Hırvatlara, doğusunda ve kuzeyinde Sırplara karşı bağımsız Bosna Hersek’i savunan Boşnaklar, ağır silahlarla donatılmış düşmanlarına karşı önemli zaferler de kazandı.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da en büyük katliamların yaşandığı Bosna Savaşı, ABD liderliğinde yapılan Dayton Barış Antlaşması ile sona erdi.

Aliya İzzetbegoviç: Böyle bir dünyada daha iyi bir barış sağlanamazdı

ABD’de günler süren müzakerelerin ardından 21 Kasım 1995’te paraf edilen antlaşma, 14 Aralık 1995’te ise Fransa’da Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman tarafından resmen imzalandı.

Dayton’un “adil bir antlaşma olup olmadığı” yıllarca tartışma konusu olurken merhum Aliya İzetbegoviç’in, “Bu adil bir barış değil ancak savaşın devam etmesinden daha adil. İçinde bulunduğumuz bu durumda ve böyle bir dünyada daha iyi bir barış sağlanamazdı.” sözleri, aslında Boşnak kesiminin Dayton’a dair düşüncelerini net bir şekilde ortaya koydu.

Antlaşma ile Boşnak, Hırvat ve Sırplar “ülkenin kurucu halkları” kabul edildi.

Dayton’a göre Bosna Hersek ülkesi, nüfusunun büyük çoğunluğunu Hırvat ve Boşnakların oluşturduğu Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) ile Sırp nüfusun yoğun olduğu RS entitelerinden ve özel bir statüye sahip Brcko Bölgesi’nden, FBIH entitesi de her birinin kendi hükümeti ve meclisi bulunan 10 kantondan oluşuyor.

Devletin en üst makamı olarak da Boşnak, Sırp ve Hırvat üç üyeden oluşan Devlet Başkanlığı Konseyi belirlendi. Dört yıllığına halk tarafından seçilen konsey üyeleri, dönüşümlü olarak sekiz aylığına “konsey başkanlığı” yapıyor. Konseyin Hırvat ve Boşnak üyeleri, FBIH’de yaşayanlar, Sırp üye ise RS’de yaşayanlar tarafından seçiliyor.

Dayton’un son kullanma tarihi geçti

Antlaşmanın getirdiği karmaşık yapıda, kanton, entite ve devlet düzeyinde 5 başkan (3’ü konsey üyeleri), 13 başbakan ve 130’dan fazla bakan bulunuyor. Bu karmaşıklık, birçok kez hükümetler arasında yetki kargaşasına neden oluyor, karar alınmasını zorlaştırıyor.

Basit bir kanunun çıkarılması dahi Sırp, Boşnak ve Hırvat temsilcilerin onayını gerektirdiğinden uzun sürerken dış politika gibi önemli konularda alınacak kararlar, Devlet Başkanlığı Konseyi’nin üç üyesinin de uzlaşmasıyla alınabiliyor.

Bosna Hersek’in birçok alanda elini kolunu bağlayan Dayton Barış Antlaşması, birçok kesim tarafından “son kullanma tarihi geçmiş” ya da “artık güncellenmesi gereken” bir antlaşma olarak görülüyor.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *