Nagehan Alçı: Kavala’yı darağacına mı gönderecektiniz?

Nagehan Alçı: Kavala’yı darağacına mı gönderecektiniz?

Gezi davasında Osman Kavala hakkında dün çıkan kararın ardından Habertürk yazarı Nagehan Alçı, “4,5 yılın sonunda böyle bir karar verilebilmiş olmasını hakikaten aklım almıyor. Bu işte bir tuhaflık var. Burnuma garip kokular geliyor. Bu tuhaflığın ve garabetin perdesi kaldırıldığında hakikatin görüleceğine inanmak istiyorum…” diye yazdı.

Gezi davası ile bağlantılı olarak yıllardır tutuklu bulunan Osman Kavala ile ilgili karar da dün gün boyu süren duruşmanın sonunda verildi.

Çıkan karar üzerine “elbette adaletli bir karar beklemiyordum” diyen Nagehan Alçı, “Bu davada minareyi çalıp kılıf hazırlamak da yok” dedi.

Alçı, geçtiğimiz Kasım ayında TV5’te katıldığı bir programda yaptığı konuşmada da “Çok üzgünüm. Baştan sonra temelsiz bir iddianame. Siyasi bir iddianame. Kavala rejim tarafından içerde tutuluyor. Osman Kavala olayı Türkiye açısından ciddi bir sıkıntı haline geldi.” demişti.

Habertürk’te bugün yer alan, “İdam cezası kaldırılmamış olsa Osman Kavala’yı darağacına mı gönderecektiniz?” başlıklı yazısında ise Nagehan Alçı, mahkeme kararına tepkisini şöyle dile getiriyor:

“Türkiye’de hiçbir şeye şaşırmamayı öğrendim sanırdım. Yanılmışım.

Gezi davasında mahkemeden çıkan dünkü karar beni şok etti. İnanamadım. Nutkum tutuldu. Elbette adaletli bir karar beklemiyordum. Fakat bu derece aşırı ve provokatif bir karar da beklemiyordum.

Fakat bu derece aşırı ve provokatif bir karar da beklemiyordum.

4,5 senedir tutuklu olan Osman Kavala’ya bu tutukluluk süresini absorbe etmek için 10-12 sene verilir ve zaten tutuklu olmayan diğer isimler de beraat eder diye tahmin ediyordum.

Karşı oy kullanan üye hakim Kürşad Bektaş’ın gerekçesinde yazdığı gibi “kanıtlar” baştan savma, yetersiz ya da kanunsuz toplanmış bir davadan bahsediyoruz.

Bu davada Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet çıktı.

Bu karar eskinin idam cezasına denk! Yani eski düzende olsa Kavala idam edilecekti.

Mücella Yapıcı, Hakan Altınay, Yiğit Ekmekçi, Çiğdem Mater, Can Atalay, Mine Özerden ve Tayfun Kahraman’a ise 18 yıl hapis.

Bu davada minareyi çalıp kılıf hazırlamak da yok. Tamamen irrasyonel ve hiçbir mantıksal bağlamı olmayan bir karar.

Bu kararda bir mantığa büründürme ve kamuoyunu ikna çabası bile yok.

Türkiye’de yasama kurumu var, yürütme kurumu var ama yargı kurumu olup olmadığından maalesef artık emin değilim.

Vicdanlı hakimler ve savcıların da bu görüşüme iştirak edeceğine inanıyorum.

Dün hüküm açıklanınca Yiğit Ekmekçi’yi aradım ama ulaşamadım. Herhalde ben aradığımda cezaevine gitmek için adli işlemleri yapılıyordu.

Hakan Altınay da tıpkı Ekmekçi gibi gerçek bir özgürlükçü ve demokrattır.

Ekmekçi, Hakan Altınay, Çiğdem Mater ve diğerleri… Bu isimlerin iddia edilen suçları işlemiş olma ihtimalleri yok!

Kavala ile ilgili iddianame hakkındaki görüşlerimi zaten biliyorsunuz. Dayanaktan yoksun, hukukilikten uzak, temeli zayıf, tamamen uydurma bir dava süreci.

4,5 yılın sonunda böyle bir karar verilebilmiş olmasını hakikaten aklım almıyor.

Bu işte bir tuhaflık var. Burnuma garip kokular geliyor.

Bu tuhaflığın ve garabetin perdesi kaldırıldığında hakikatin görüleceğine inanmak istiyorum…”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *