Bana İttifakını Söyle

Bana İttifakını Söyle

Şu anda ülkedeki ‘ittifak’ meselesine bakışlar bile başlı başına memlekette fikir denilen mukaddesin nasıl beş paralık olduğunu göstermeye yetmektedir. Sırf siyasette ‘number one’ olabilmek için girilmedik kılık bırakılmamaktadır.

Erbakan hayatta olsaydı CHP ile birlikte olurdu diyenler var.

Hayır asla olmazdı diyenler var bir de.

Olsa ne yazar, olmasa ne?

Mühim olan, filanca kişi hayatta olsaydı şunu yapardı ya da şunu yapmazdı derken, sadece ve sadece hakkı gözetirdi, haktan yana olurdu, batılla bırak ittifak yapmayı, gölgesine bile basmazdı dedirtebilmektir. Konu Erbakan değil ama müteveffanın geçmişte CHP ile yaptığı koalisyonlar, yapacaklarının garantisiydi.

Gazetenizin başına ‘Hak geldi batıl zail oldu” yazmakla olmuyor bu işler. Hayatın omurgası olan siyasette duruşunuz ve kırmızı çizgileriniz ele verir sizin kariyerinizi. Ziya Paşa’nın şiirine küçük bir müdahale yaparak söyleyecek olursak, tüm insanların “görünür rütbe-i aklı siyasetinde.”

Hak-batıl, günah-sevap, haram-helal sınırlarını sürdüyseniz, artık sizin ne ittifak yapmayacağınız kimse, ne iktidara gitmek (ya da gidecekmiş yapmak) için yürümeyeceğiniz yol kalmıştır. Bugün can ciğer dost olduklarınıza yarın hain diyebilirsiniz, bugün gavur gördükleriniz yarın en yakın din gardaşınız olabilir. Çünkü sizin, dört tarafı sağlam çeperlerle çevrili bir akideniz yoktur. Her şey akidedir sizin için. Ravza-i Mutahhara ile Anıtkabir ziyareti aynı kefesindedir sizin terazinin. Çünkü biricik hedefiniz vardır: Siyasette adam yerine konulmanız ve istihdam edilmek üzere: “Sıradaki!” diye çağrılacağınız günün gelmesi. Arabada bile yılda iki defa lastik değiştirmiyor muyuz?

Şu anda ülkedeki ‘ittifak’ meselesine bakışlar bile başlı başına memlekette fikir denilen mukaddesin nasıl beş paralık olduğunu göstermeye yetmektedir. Sırf siyasette ‘number one’ olabilmek için girilmedik kılık bırakılmamaktadır. Kimin baba katiliyle babasının bir safta olmadığını tam olarak kestirmek o kadar zor ki. Biraz büyük olanlar ittifaklarını da büyütüyorlar; ABD ile, AB ile ya da İsrail’le. ‘Büyük’ olmak için biraz daha büyümesi gerekenler ise kafalarını, baba katilinin paçası arasına sokuşturarak, sığınacak bir gölge arıyorlar. Bunun adı da siyaset oluyor, demokrasi oluyor ve saire.

Bize adamlar lazım; sahip olduğu değerlerin ayla ve güneşle bile tartılmasına izin vermeyen adamlar…

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *