“Çok kanun yaptınız, çok yasa bozdunuz ama beşeri kanunlarla olmuyor!”

“Çok kanun yaptınız, çok yasa bozdunuz ama beşeri kanunlarla olmuyor!”

Yeni Akit yazarı Mustafa Çelik bugünkü yazısında, “Çok kanun yaptınız, çok yasa bozdunuz. Ama beşeri kanunlarla olmuyor. Hem siz yoruldunuz, hem bu memleket yoruldu. Yeter artık Allah’ın dinine dönün. Erdem; hataları, yanlışları takdis etmek değil, tashih etmektir.” vurgusunda bulundu.

“Yeter artık, İslam’a dönün!” başlıklı bir yazı kaleme alan Mustafa Çelik, Memlekette etkili, yetkili olanlar!”a hitap etti. Çelik, “İslam’a dönüş yolunda bir projeniz, bir planınız yoksa er veya geç Allah düşmanları tarafından pay edilirsiniz. Hedefinde İslam’a dönüş olmayan meşrepler, gruplar, meslekler, her gün Kur’ân hatmetseler de, bin defa hacca gidip gelseler de gayr-i şer’idirler.” ifadesini kullandı.

Yeni Akit’teki yazısında Çelik, Zulümle ve zalimlerle, rantiyecilerle, tefecilerle, faizcilerle savaşın adı İslam’dır. İslam her neyi emretmişse bila şekü şüphe o hayattır. İslam’a dönmek, kumarbazlardan ve madrabazlardan kurtulmaktır!” dedi.

Mustafa Çelik’in yazısı şöyle:

Cesurun bakışı, korkağın kılıcından daha keskin kabul edilmiştir. Yanlıştan vazgeçip doğruya dönmek; korkakların değil, cesurların işidir. Günah işlemek bir suçsa, günahtan dönmeyip ısrar etmek bin suçtur.” dedi. 

İslam’a tabi olan vicdanın Kâbe’si haktır. İslam; ırkına ve rengine bakmaksızın herkesin hukukunu korumaktır. Hak ve hukukun kıtlığından beşeriyetin yükseliyor avazı. Hâkimiyet-i şer’iyyenin önüne geçmeye çalışıyor demokrasi cambazı!

Hilafet-i şer’iyyenin ilgasından sonra olup bitenlere şahidlik eden Namık Kemal feryad ederek der ki: ‘’Hayfa ki, elimizde şeriat gibi bir medeniyetin her türlü ihtiyacını karşılamaya yetecek bir atiye-i ilahiye varken o bırakıldı da sekiz on despot ve zır cahilin fantezi ve hevesleri topraklarımızda hukuk esası sayıldı.”  (Namık Kemal / 5 Teşrinievvel 1882 /Ceridei Hürriyet)

İslam’dan vazgeçme kararını kim almış olursa olsun gün, bu yanlış karardan dönme zahmetsizdir. İslamsızlıkta ısrar eden hem adaletsiz ve hem de merhametsizdir.

Hatayı kabul etmek, ders almak ve bir daha asla tekrarlamamak, hakikat fedailerinin işidir. Allah’ın dinini bırakmak irticanın, devam ettirmek ise mürteciliğin garantisidir. İnadın manası yok beyaz denmez karaya. “Biz mü’miniz” diyenler, İslamı hayata hâkim kılmak için behemehâl gelmeli bir araya!.

İslam karşıtları maalesef bakar körler. Sahne hep aynı, sahne tek değişen aktörler. İçerde ve dışarda karşıtlar ağ örüyorlar. Saadeti Allah’ın kanunlarında değil, Batının batıl ve atıl kanunlarında görüyorlar. Batı kanunlarını bırakıp Allah’tan gelmiş olana sarılmazsak, her kafadan bir ses çıkar yanlış zor ayıklanır. 

İslamı hayata hâkim kılmazsak geçim darlığından kurtulmak mümkün değil, ümmet yerinde sayıklanır.

“Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan, Şeriatten) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” (Taha Sûresi/124)

İslamsızlıkta ısrar edersek günden güne çoğalır günahımız. Günah hayata amir olursa ezer ruhu, gece olur sabahımız. Biz ehl-i ecmainiz, birbirimize muiniz. Tenhalardan gelir her daim ahımız. Rüzgârın sustuğu seher vakti, sefer zamanımız. Şunu bilelim ki; Müslümanın hayatı; Allah’ın dinini talim, tatbik ve tebliğden ibarettir.

Memlekette etkili yetkili olanlar! Çok kanun yaptınız, çok yasa bozdunuz. Ama beşeri kanunlarla olmuyor. Hem siz yoruldunuz, hem bu memleket yoruldu. Yeter artık Allah’ın dinine dönün. Erdem; hataları, yanlışları takdis etmek değil, tashih etmektir.

“Yoksa Allah’ın izin vermediği bir dini kendilerine şeriat (tutulacak yol kılan, uyulacak hayat nizamı kılan) ortakları mı var? Eğer (cezaların ertelenmesine dair) kesin hükmü  olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz, zalimler için elem dolu bir azap vardır.” (Şura Sûresi/ 21)

Allah’ın şeriatına mukabil onun önüne ve yerine geçmek üzere kendileri ve başkaları için hukuk belirleyen, yasa yapanlar, Allah’a meydan okuyanlardır. 

Yani ilahlık iddiasında bulunanlardır. Allahû Teâla kendi mülkünde şeriatına muhalif hiçbir şeye müsaade etmemiştir, izin vermemiştir. 

Hâkimiyet-i şer’iyyenin yokluğunda dün refik olanlar bugün rakip oldular. 

Alan kapma, kendine yontma, boyun eğdirme atakları, izzeti, erdemi, onuru bitirdi. İslam’a dönmek; hayatı beşikten mezara kadar ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde kesintisiz tevhid, takva, tevazu, terbiye ve tevbe ile temellendirmektir.

Ehl-i iman için ümmet olmanın yolu, devlet kurmanın yolu, medeniyet inşa etmenin yolu ve de cennete varmanın yolu ikame-i İslam’dan geçiyor. İslam’ı önce gönlünüzde sonra da ülkenizde devlet yapın ki, dünya insanları sürüleşmekten ve sömürülmekten kurtulsunlar.

İslamı hayata hâkim kılmak için mücadele meydanına veda etmekten vazgeçin ve gelin yeniden Bismillah deyiverin gitsin. Tümden veda fasılları kapansın, vahşet sahneleri bitsin!

Zulümle ve zalimlerle, rantiyecilerle, tefecilerle, faizcilerle savaşın adı İslam’dır. İslam her neyi emretmişse bila şekü şüphe o hayattır. İslam’a dönmek, kumarbazlardan ve madrabazlardan kurtulmaktır!

İslam’a dönüş yolunda bir projeniz, bir planınız yoksa er veya geç Allah düşmanları tarafından pay edilirsiniz. Hedefinde İslama dönüş olmayan meşrepler, gruplar, meslekler, her gün Kur’ân hatmetseler de, bin defa hacca gidip gelseler de gayr-i şer’idirler.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *