“Sosyal medya, insanın yaşamını ‘çaktırmadan’ yeniden dizayn etmekte”

“Sosyal medya, insanın yaşamını ‘çaktırmadan’ yeniden dizayn etmekte”

Zaman, giderek kitleselleşen insanların daha fazla uyutulacağını işaret etmektedir. Metaverse çağının kurbanları endüljansta olduğu gibi sanal cennetler sahibi olacaklardır. Onlar sanal cennetlerinde oyalanadursun gerçek hayatın efendileri onları sanal cennetlere mahkum edenler olacaktır.

İnsanın Düşünme Merkezini Kim İnşa Ediyorsa İlahı Odur

Siyasetin dili, toplumun duruşu giderek yozlaşmaktadır. Daha basit düşünen, meselenin ardını irdelemeyen, tamamen duygusal akışa kendini kaptırmış bir eylemde olan insan topluluğu yeryüzünde yaşadığı ve bir şeylere değer kattığı hissiyle yaşamaktadır. Oysa ne yaşamaktadır ne de bir şeylere değer katmaktadır. Alışılmışın ortalaması içinde kendini oyalamaktan başka bir şey yapmamaktadır. Günümüz insanı kendisini kısır bir döngü içinde oyalamaktadır. Günlük yaşamını sosyal medya üzerinden kurmakta ve oradan gelecek beğenilerle kendini iyi ya da kötü hissetmektedir.

Takva üzere olacak yaşamlarda, Allah’ın razı olduğu ve onun beğeneceği eylemler insanın gündemini meşgul etmekteydi. İnsanın düşünme melekesini inşa eden kaynaklar değiştikçe kuşkusuz insanın ilahı/ilahları da değişebilmektedir. Sosyal medya insanın yaşamında helal/haram, iyi/kötü, çirkin/güzel, zarif/kaba gibi duyguların belirlenim merkezi haline gelmiştir. Bu sebeptendir ki sosyal medya, insanın yaşamını çaktırmadan yeniden dizayn etmekte ve insanın yeni “hüda”sı olarak giderek belirgin hale gelmektedir. Allah’ın razı olacağı hayatın neliği ise artık gündem olmaktan çıkmış durumdadır.

İnsan, kapitalizmin kendine özgü doğasıyla açlık sorunuyla yüzleştirilirken kendini bu açıdan alıkoyacak, ona açlığını, sefaletini unutturacak yeni bir afyonla tanıştırıldı. Bu öyle bir afyondu ki insanları teker teker değil kitleler halinde uyutan bir afyondu. Baksanız herkesin kafası yerinde sanırsınız ama ne çare kimsenin kafası yerinde değil. İnsanlar kendilerinin bilinçli olduğunu iddia ederken diğer yandan kendilerine ulaşamıyor olmalarının girdabında boğulmakta olduğunu görmekteyiz. Hiçbir şeyden tatmin olmayan, beğenileri hızla değişen, tahammülleri kalmamış, doğru ve yanlışın iç içe girdiği, öfke ve sevginin abartılı uçlarında gezinen ve yalnızca kendi çıkar ve keyiflerinin merkezde olduğu bir yaşamın köleleri olduğu görünmektedir. Ölmüşler ama bir mezar kazıcısının üstlerine toprak örtmesini beklemekte gibiler.

Zaman, giderek kitleselleşen insanların daha fazla uyutulacağını işaret etmektedir. Metaverse çağının kurbanları endüljansta olduğu gibi sanal cennetler sahibi olacaklardır. Onlar sanal cennetlerinde oyalanadursun gerçek hayatın efendileri onları sanal cennetlere mahkum edenler olacaktır. Artık yeni çağın rahipleri yazılım uzmanları ve mühendislerdir. Onlar nasıl bir din/yaşam sunar ve hazırlarlarsa yeni dinin müntesipleri de o minvalde hayatlarını düzenleyeceklerdir. Şehrin öbür ucundan koşarak gelen bir elçinin sesi kulaklarda çınlamadığı sürece yeni dünya dininin müntesipleri yaşamlarını kutsamaya ve putlarına kölelik yapmaya devam edeceklerdir. Kur’an’da anlatılan elçiler misali yaratanın, şekil verenin, hayata düzen koyanın, insanı, aileyi, toplumu inşa edenin ve inşa etme hakkının yalnızca Allah’ta olduğu hakikatini kabul edip ona göre eylemde bulunmadığımız sürece piyasa dininin çarkına su taşıma gafletinde olacağımız gerçeğiyle yaşamamız gerekmektedir. Yapılan kötülükten uzak kalmamız yetmiyor ayrıca bu kötülüğe karşı da insanları uyarmamız gerekiyor. Aksi takdirde Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanetlenmeye hazır olmamız gerekmektedir. Zira onlar isyan etmeleri, haddi aşmaları ve işledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmamaktaydılar.

Toplumun dili ne kadar yozlaşırsa gelecek nesillerin zihni ve vicdanı da o ölçüde kirlenecek ve işgal edilecektir. Meseleyi etraflıca düşünebilen, tartışmayı nezaket ve adalet çerçevesinde yürütebilen ve her şeyden önemlisi insanın kendini yaratan ilahına karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmesini sağlayacak bir okumaya ve anlamaya ihtiyacımız vardır. Bizde bu hasletler yok olmadığı sürece kendi kurtuluşumuz ve akabinde yeryüzünün kurtuluşu için bir umut hep varolacaktır. Allah’tan da umudunu ancak kafirler keser. Umud edeceğimiz ve sığınabileceğimiz bir Rabbin olması kadar bize hayat veren ne olabilir ki!

(Venhar)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *