Yusuf Kaplan, Yeni Şafak’taki yazısında, “İstanbul, çoktan düştü: O yüzden düş görme yetilerini yitirdi; düşünebilme, ötelere yürüyebilme imkânlarını da kaybetti…” dedi, “Bu hâl-i pür melâlle Çamlıca’ya yeni bir Kocatepe dikmek ne işe yarar?” vurgusunda bulundu.
“Bizim de bir Endülüs’ümüz var: İstanbul diye bir di/yâr!” başlıklı bugünkü yazısında Yusuf Kaplan, müslüman şehirlerinin İslam’la ilişkisine işaret ederek, “Bizim şehirlerimizi vareden ruh, ubudiyet ruhuydu: Ubudiyet ruhu, -üstad Sezai Karakoç’tan ilhamla söylersem-, şehirlerimizin de, şehirlerimizde yaşayan insanların da, ufuklarını öteye, ötelerin ötesine ayarlamalarına imkân tanıyordu: Şehirlerimiz de, şehirlerimizde yaşayan insanlar da, hep ötelerin haberleriyle, müjdeleriyle hayatlarını anlamlı kılıyorlar ve böyle idame ettiriyorlardı.” diye yazdı.
“Şehirleri şehir yapan, şehirlerden medeniyet çıkaran o şehirleri ve o şehirlerde yaşayan insanları vareden ruhtur: Şehrin insanlarının ruhu ve ufku.” vurgusunda da bulunan Kaplan, yazısının son bölümünde ise “İSTANBUL, BİZİM ENDÜLÜS’ÜMÜZ!” başlığı altında şöyle dedi:
İstanbul, gayr-ı müslim nüfusun da yoğun olarak yaşadığı zamanlarda, Müslüman bir şehirdi. Ama nüfusunun % 95’inden fazlası Müslüman yığınlardan oluşan İstanbul, Müslüman bir şehir değil artık.
İstanbul, bizim Endülüsümüz: Düşüşümüz, düşlerimizin suya düşüşü. Tam bir harabeyi andırıyor o yüzden: Arabeskle eurobesk’in iki koldan giriştikleri yıkıcı, yok edici, çölleştirici, ruhsuzlaştırıcı saldırılar karşısında can çekişiyor…
İstanbul, çoktan düştü: O yüzden düş görme yetilerini yitirdi; düşünebilme, ötelere yürüyebilme imkânlarını da kaybetti…
Ruh şehri İstanbul, ruhun şiirini besteleyen ulvî, sonsuzluk şarkısının sanatkârı İstanbul, şu an ten’e teslim; kötülüğü emreden nefsin dölyatağı tenin baştan çıkarıcı, yok edici, uyuşturucu hazlarına ve ayartılarına…
Kim demiş bizim Endülüsümüz yok diye! Sorun bakalım İstanbul’a, ne cevap verecek size…
Bu hâl-i pür melâlle Çamlıca’ya yeni bir Kocatepe dikmek ne işe yarar?
Oysa şu ân İstanbul ölü; kadavrası kaldı elimizde yadigâr. Aslında bizim de bir Endülüsümüz var: İstanbul diye bir di/yâr!
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *