Tunus’ta yargı sisteminde siyasi baskı tartışması

Tunus’ta yargı sisteminde siyasi baskı tartışması

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in, geçen hafta Yüksek Yargı Konseyi (YYK) üyelerine temel hukuk yasalarıyla tanınan maddi destek ve imtiyazları kaldırması yargıya siyasi baskı tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz olağanüstü kararlarının ardından ülkede siyaset, ekonomi ve yargı alanında yaşanan krizler artarak devam ediyor. Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanması, ev hapsine alınan siyasiler ve yargı mensuplarına yönelik siyasi baskı tartışmaları birçok siyasi parti ve devlet kurumunu endişelendiriyor.

YYK üyelerine tanınan birtakım maddi imtiyazların geçen hafta Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kaldırılması, birçok kesim tarafından mevcut yönetimin yargıya müdahalesi olarak değerlendirildi.

Tunuslu uzmanlardan Anayasa Hukuku Profesörü Rabih el-Herayifi ve Yargıtay Tetkik Hakimi Reca el-Becavi, ülkedeki yargının durumuna dair AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

“Yargıya dokunulması söz konusu değil”

Cumhurbaşkanı Said’in YYK üyelerine tanınan imtiyazları kaldırmasının yasal olduğunu belirten Herayifi, “Cumhurbaşkanı Said’in 22 Eylül’de yayımladığı 117’nci maddeye göre, YYK üyelerinin imtiyazlarını kanun hükmünde kararname (KHK) ile kaldırması yasaldır.” dedi.

Said, 25 Temmuz’da Meclisin çalışmalarını dondurması ve başbakanı azletmesinin ardından 22 Eylül’de yetkilerini genişleten yeni bir kararname yayımlamıştı.

Yeni kararnameyle yasama ve yürütme yetkisine yönelik olağanüstü düzenlemeler yapıldı ve yasa tekliflerinin Anayasa’ya uygunluğunu denetleyen geçici komisyon feshedildi.

Tunus kamuoyunda 117. madde olarak bilinen kararnameyle Tunus Cumhurbaşkanı yasama ve yürütme yetkisini kendinde topladı.

Cumhurbaşkanı Said’in yargıya dokunmasının söz konusu olamayacağını vurgulayan Herayifi, şöyle devam etti: “YYK’nın mevcut üyelerine maddi yardım ve imtiyazları belirlemesini ahlaki bulmuyorum. Konsey üyelerinin kendi kendilerine maddi imtiyazlar sağlaması kabul edilemez, çünkü hiçbir kurumun kendi başına karar vererek üyelerine imtiyaz sağlayamayacağı inancındayım.”

Said’in imtiyazları kaldırmasının yargının bağımsızlığına halel getirmediğini söyleyen Herayifi, “Yargının bağımsızlığını savunan çok sayıda yargı mensubu bağımsızlık sloganı atarken, diğer yandan yargıda reform yapılmasına karşı çıkıyor. 2016 yılından bu yana yargı reformu gündemde olmasına rağmen hiçbir adım atılmadı.” ifadelerini kullandı.

“Yargının bağımsızlığı korunmalı”

Yargının bağımsızlığının önemine dikkati çeken Yargıtay Tetkik Hakimi Becavi ise “YYK, anayasal bir kamu kurumudur ve siyasi çatışmalarda taraf değildir. Yargıçlar tüm siyasi anlaşmazlıklardan ve tartışmalardan uzak durmak suretiyle, bağımsız kalmaya kararlı.” değerlendirmesinde bulundu.

Becavi, Cumhurbaşkanı Said’in yargıya dolaylı olarak müdahale ettiğini savunarak, şöyle devam etti:

“117. maddeye göre devletin genel politikasını Cumhurbaşkanı belirliyor, ayrıca hükümet Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu. Adalet Bakanı Cumhurbaşkanı’nın direktifleri ve yönlendirmesiyle yargıya yönelik kararları uyguluyor.”

YYK üyelerine tanınan imtiyazların kaldırılmasını kurula kesilen bir “ceza” olarak nitelendiren Becavi, “2018 yılında düzenlenen YYK bütçesi gizli bir şekilde belirlenmedi. Bütçe resmi gazetede yayımlanmasının ardından, imtiyazlar YYK üyeleri için yürürlüğe girdi. İmtiyazların ve maddi yardımların kaldırılması YYK’ya verilmiş bir ceza. Çünkü mevcut yönetimin muhaliflerine karşı istenen adımları atmadı.” görüşlerini savundu.

Becavi konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Yıllık 500 bin doların (YYK üyelerine tanınan maddi desteğin toplamı) Tunus’un mali ve ekonomik krizini çözebileceğini zannetmiyorum. YYK üyelerine tanınan imtiyazların kaldırılması bir kemer sıkma politikası ise bunun istisnasız tüm kurumları kapsaması gerektiğini düşünüyorum.”

“Yargıçlar da reformdan yana”

Yargı mensuplarının da reformdan yana olduklarını söyleyen Becavi, “Yargıda yapısal reform yapılmasını biz de istiyoruz ama her şeyden önce reformdan neyin kastedildiğini belirlememiz gerekiyor. Yargıdaki reform yargıda çalışanların eliyle yapılabilir, yargı çalışanları hiçe sayılarak herhangi bir reform yapılamaz.” dedi.

Becavi, yetkilerin tek elde toplanmasının tehlikelerine dikkati çekerek, “Çöküşün eşiğinde olan devlet kurumlarından ayakta kalan son kale yargı kurumları. Yetkilerin tek elde toplandığı bir iktidarda herhangi bir bağımsızlıktan söz etmek mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

Hakim Becavi sözlerini şöyle tamamladı: “Yargıya yönelik karalama kampanyaları, fiziksel tasfiyenin kapısını açan tehlikeli bir konudur. Cumhurbaşkanı YYK’ya karşı tutumunu bu şekilde devam ettirirse, yargı mensuplarını hedef almaya devam ederse, yargıyla olan gerginlik artar ve bu gerginliği devlet kaldıramaz.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *