Çoğunluğun Diktatörlüğü Üzerine

Çoğunluğun Diktatörlüğü Üzerine

“Esasen seçimler önceden yapılmıştır bile. Bu yüzden özgür irade ile seçim yapmış olma düşüncesi, sistemin kendi doğurduğu paradoks ile yıkılıverir. Kimse Atatürkçü, laik, liberal doğmaz. Ancak bu düşünce biçimleri tek seçenek gibi sunulursa toplum bunlardan ibaret olur.”

Çoğunluğun diktatörlüğü kavramı Alexis de Tocqueville tarafından geliştirilmiş bir kavramdır. Demokrasiye getirilmiş eleştirel Bir yaklaşımdır. Kararları alan çoğunluğun azınlık üzerinde kurduğu baskıyı ve eşitsizliği ele alır.

Demokrasi, kararların kaynağını sözde toplumun en geniş kitlesinden aldığından toplumun geniş kitlesinin merkeze aldığı düşünce ve yaşayış biçimi devletin de yönetilme ve yönlendirilmesi şeklinde ortaya konulur.

Bireyselleştirilip, lokmalar haline getirilmiş toplum da iktidarın ya da kurucu iktidarın sahip olduğu düşünce ve anlayışla iletişim araçları vasıtasıyla mayalanır. Toplum tarafından seçilerek yönetme görevine gelen hükümet her ne kadar halkın tercihlerinin sonucu gibi görünse de toplum çocukluktan itibaren belli bir seçme ve anlayışa yönelik yetiştirilmiş bireylerin tamamıdır. Esasen seçimler önceden yapılmıştır bile. Bu yüzden özgür irade ile seçim yapmış olma düşüncesi, sistemin kendi doğurduğu paradoks ile yıkılıverir. Kimse Atatürkçü, laik, liberal doğmaz. Ancak bu düşünce biçimleri tek seçenek gibi sunulursa toplum bunlardan ibaret olur. Tercihler de kaynağını kara propaganda tezgahında üretilmiş bireylerin toplamından alır.

Milliyetçiliğin sonradan geliştirilip tüm ulusların merkezine oturması gibi ilahi olana savaş açan sözde özgür ve eşit düşünceyi esas alan demokratik ortam aslında kurucu zihniyetin fikirlerini nesilden nesile taşıyan ideolojik kaygılarla benimsetilmiş masaldan ibarettir. İktidarın dayattığı zokayı benimseyen çoğunluk kendine ait olduğuna inandığı düşünce biçimini azınlığa dayatır. İktidarın dayattığı düşünce, hiçbir inanç ve anlayışa uymasa da hiç ahlaki yanı bulunmasa da zoka yutturulmuş ise baskı ve dayatma için de gerekçe bulunmuş demektir. Modern toplumun devlet anlayışında Müslüman mahallesinde salyangoz böyle satılır.

Kemalizmin tüm yasalarını kırmızı çizgi olarak gören toplum buna karşılık faize helal gözüyle bakmaya Lut kavmi gibi olmaya ses çıkarmayabilir İktidarın otoritesini sağlamlaştıran çoğunluğun diktatörlüğü anlayışı koyu bir partizanlıkla birleşmiş bir toplumda haramla helalin birbirine karışmasına da sebep olur. Yöneticilerin yaptığı düşündüğü her şeye kutsiyet de atfedilir. Adalet için kılıçları ile yöneticisini düzeltebilecek kalitede bir topluma ihtiyaç vardır. Fakat günümüz hurafeleri ile yetiştirilmiş ahireti unutmuş bir toplumdan ahlaki tercihlerden ziyade bireysel faydaya yönelik tercihlerden ötesi beklenemez.

(VENHAR)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *