BM Genel Sekreter Sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre, WFP, 28 Aralık’ta Kuzey Darfur yakınlarında El Faşir’de üç deposunun yağmalanmasın ardından insani yardımlarını durdurdu.

Silahlı yağma sırasında 1900 ton gıdanın çalındığı belirtilen açıklamada, yardımların kesintiye uğramasının 2 milyon kişiyi etkileyeceği ifade edildi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de yağmalamaları kınayarak, Sudan hükümetine ülkede düzen ve BM’nin yardım faaliyetleri için güvenli çalışma ortamı sağlanması çağrısında bulunduğu.

Kısmi sokağa çıkma yasağı

Sudanlı yetkililer Çarşamba günü Kuzey Darfur eyaletinde uluslararası kuruluşların mağaza ve üslerinin yağmalanması nedeniyle kısmi sokağa çıkma yasağı ilan etmişti.

Resmi Sudan Haber Ajansı’na göre, Darfur’daki Dünya Gıda Programı ve Birleşmiş Milletler-Afrika Birliği Misyonu’na (UNAMID) ait mağaza ve üslerin yağmalanmasının ardından batı vilayetinde bir güvenlik komitesi tarafından kısmi sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Haber ajansı, Kuzey Darfur’daki güvenlik komitesinin aktardığına göre, “Komite, eyalette akşam 6’dan sabah 5’e (yerel saat) kadar bir sonraki duyuruya kadar (günlük) sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini duyurdu” dedi.

Kuzey Darfur Valisi Minni Minnawi, Cuma günkü yağma olaylarını araştırmak için bir komite kurulmasını emretmişti.

BM genel sekreteri sözcüsü Farhan Haq, Kuzey Darfur’daki El-Flasher bölgesindeki BM lojistik üssünün yağmalanmasını kınamıştı. UNAMID, sivilleri eyaletteki silahlı gruplar arasındaki çatışmalardan korumak için bir barış misyonu olarak 2007 yılında BM Güvenlik Konseyi’nin 1769 sayılı Kararı’nın kabul edilmesiyle kuruldu.

Sudan’da askeri müdahale

Başbakan Abdullah Hamduk ile çok sayıda siyasetçi, 25 Ekim sabahı güvenlik güçlerince gözaltına alındı.

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan, OHAL ilan ettiklerini, Egemenlik Konseyi ve kabinenin feshedildiğini, ülkedeki tüm kesimleri temsil edecek teknokrat bir hükümet kurulacağını duyurdu.

Egemenlik Konseyi ile yeniden başbakanlığa getirilen Hamduk, 25 Ekim’deki askeri müdahalenin ardından yaşanan yönetim krizini sona erdirmek amacıyla 21 Kasım’da siyasi anlaşmaya imza attı.

Anlaşma kapsamında, Burhan, Hamduk’u başbakanlık görevinden azletme kararını iptal etti.

Ülkede 25 Ekim’de başlayan gösteriler, siyasi mutabakat sonrasında hız kesse de sona ermedi.

Sivil yönetim yanlıları, 25 Ekim’deki müdahaleyi askeri darbe olarak tanımlayıp askerin kışlaya dönmesini talep ederken, ordu ise Aralık Devrimi’nin gidişatının düzeltilmesi ve ülkenin bölünmesini önlemek için kanunların verdiği yetkiyi kullandıklarını ve temmuz 2023’te seçimle iş başına gelecek hükümet kurulana kadar iktidar ortağı olmayı sürdüreceğini belirtiyor.