‘Faiz, sadece bir iki kişiye değil, birçok kişiye bulaşan bir mikroptur’

‘Faiz, sadece bir iki kişiye değil, birçok kişiye bulaşan bir mikroptur’

“Âyet-i kerîme’den anlıyoruz ki şeytan ancak şirk işleyen kâfirlere ve günaha batmış mü’minlere musallat olabilir, ancak onları çarpıp Allah yolundan uzaklaştırabilir.”

Faiz zehirli sosyal bir mikroptur/1

Mustafa Çelik / Yeni Akit

Dinde faiz kat’i bir haramdır. Faiz hususunda din şek ve şüphe kabul etmez.  İslâm’ın yasakladığı ve faillerine harp ilân ettiği tefecilik de, banka faizciliği de büyük haramlardandır. Faizli işlem yapan Müslüman günahkâr olur ama faizi meşru/ helâl gören ve savunan Müslüman kişi kâfir olur. Kâfir olan kişi ise cehennemliktir. Kur’an ve sünnette pek şiddetli bir dille yasaklanan faizin mü’minler için kaçınılması gereken yıkıcı ve azaba götürücü bir haram olduğu açıktır. Ancak onu yakından da tanımamız gerekmektedir. Büyük tahribi ruhî ve ahlâkî değerler üzerinde olan faiz helak edici bir haramdır. Çünkü faiz insanda bencillik, cimrilik, katı kalplilik, duygusuzluk, zaafları sömürme, ihtiras, maddeye tapma gibi en iğrenç duygu ve düşünceleri geliştiren; büyük bir sömürü aracıdır.

“Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin (cinnet nöbetinden) kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların ‘Alım-satım tıpkı faiz gibidir’ demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.”(Bakara Sûresi/ 275)

Âyet-i kerîme’de “Mess” ve “Habt” kelimeleri geçmektedir. Mess, delilik, habt da doğru dürüst ayakta duramamak demektir. O zaman âyetin ifadesinden anlıyoruz ki; faiz yoluyla insanların mallarını yiyen, kanlarını emen kimseler kıyamet günü saraya tutulmuş, şeytanın messine maruz kalmış deli birinin doğru dürüst ayakta duramayışı biçiminde kalkacaklardır. Dünyada bile bunun örneklerini görüyoruz. İflas eden bankaların önünde insanlıktan çıkmış bir vaziyette etraflarına saldıracak şekilde delirmiş insanları gördükçe âyetin ne kadar da güzel anlattığını anlıyoruz. Deli bir adam nasıl ki dengeli bir davranış sergileyemiyorsa, ne yaptığını bilmez bir durumdaysa aynı şekilde faizle insanların kanlarını emebilmek için onlara borç veren kişi de bu gelire ulaşabilmek için o kadar dengesini kaybeder ki şuurunu kaybeder. Para hırsıyla aklı gitmiş, gözü dönmüş vaziyetiyle bu adamın çevresine nasıl zarar verdiğini bir düşünün. Bir de bu dünyada şeytan bazı insanları çarparak onları Allah yolundan uzaklaştırır. Bakın Sâd sûresinde bir âyet-i kerîmesinde Rabbimiz bu hususu şöyle anlatır: “İblis dedi ki: Senin izzetine yemin ederim ki onlardan, ihlâslı (seçkin) kulların müstesna hepsini azdıracağım.”(Sâd Sûresi/ 82)

Âyet-i kerîme’den anlıyoruz ki şeytan ancak şirk işleyen kâfirlere ve günaha batmış mü’minlere musallat olabilir, ancak onları çarpıp Allah yolundan uzaklaştırabilir. Eğer şeytanın çarptığı kişi kâfir veya müşrikse bu kişinin bu durumdan kurtulabilmesi için ancak şirki terk edip Allah’a Allah’ın istediği şekilde iman etmesi gerekmektedir. Eğer şeytanın çarptığı kişi günahkâr bir Müslümansa o zaman da bu kişinin bu durumdan kurtulabilmesi için günahlarından tevbe edip Allah’a Allah’ın istediği şekilde yönelmesi gerekmektedir. Allah’ın Rasûlü şeytanlardan ve onların messinden korunabilmek için sürekli Allah’a dua ederdi.

Faiz, şeytana asker olmanın garantisidir. Faiz yoluyla insanların mallarına göz dikenler, bu yolla kan içenler hem dünyada hem de âhirette şeytanların çarpmasına maruz kalacaklardır. Dünyada akıllarını, fikirlerini, zamanlarını sırf para kazanmanın peşine takıp, maldan, paradan, kazanmaktan başka bir şey düşünemez hale geldikleri için aklı başında normal insanlar gibi hareket edemezler. Aklı başında insanlar onları gördükleri zaman dengesizliklerini, anormalliklerini hemen anlarlar. Çünkü faizciler; fakir fukaranın etini yiyerek, kanını içerek hayatlarını devam ettirirler. İşte görüyoruz dünyalık elde edeceğiz diye, daha çok para kazanacağız, daha lüks yaşayacağız diye borsaların peşine, dükkânların, tezgâhların peşine takılmış, bir oraya bir buraya koştururken durup düşünecek, Allah’ın rızasını kazanacak, ilim öğrenecek, çoluk çocuğunu Müslümanca eğitecek en küçük bir zamanları bile kalmamış insanlar bunlardır. Şeytanın kötü vurduğu insanlar. Bu bunların dünyadaki halleridir, âhirette ise bunların durumu çok daha korkunç olacaktır. Faiz, bulaşıcı zehirli bir mikroptur. Hz. Cabir’in rivayet ettiği ilgili hadis şöyledir: “Rasûlüllah sallallâhu aleyhi ve sellem ribâyı / fâizi yiyene, yedirene, (sözleşmesini) yazan, şahidine lanet etti ve ‘Onlar müsâvîdirler /eşittirler’ dedi.” (Müslim, Musakaat, 106; bk. Tirmizî, Buyu, 2; Nesâî, Ziynet 25; İbn Mâce, Ticârât 58; Dârimî, Buyu 4; Ahmed b. Hanbel, I, 83, 88, 93, 107) Faiz sadece bir veya iki kişiye değil, birçok kişiye bulaşan bir mikroptur. Faiz insan olan herkes için tehlikedir.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *