“Ulema ve Arap Baharı” konulu yuvarlak masa

“Ulema ve Arap Baharı” konulu yuvarlak masa

Bilim Sanat Vakfı (BİSAV) tarafından 25 Aralık’ta düzenlenecek yuvarlak masada Muhammed Amasha ile, çağdaş entelektüellerin Arap dünyasındaki yeni toplumsal hareketlere karşı geliştirdikleri tutumları inceleyen tezi tartışılacak.

Marmara Üniversitesi’nden Muhammed Amasha’nın yüksek lisans tezi olarak hazırladığı “Ulema ve Arap Baharı: Entelektüellerin Siyasetinin Karşılaştırmalı Sosyolojisi” konusu 25 Aralık 2021 Cumartesi 16:00’da Şakir Kocabaş salonunda tartışılacak.

Çağdaş enteleküllerin Arap dünyasındaki yeni toplumsal hareketlere karşı geliştirdikleri tutumları inceleyen teziyle Muhammed Amasha, Tezgâhtakiler toplantı serisinin konuğu.

Ulema’nın tavrına ilişkin inceleme gerçekleştiren Amasha şöyle diyor:

“Arap Baharı patlak verir vermez, ulema farklı duruşlarla da olsa ayaklanmalara karşı tavır geliştirdi. Son on yılda, bu duruşları ve farklılıklarını açıklamak üzere bir literatür ortaya çıkmıştır. Bu tez üç önemli Mısırlı ulemaya (Yusuf el-Karadavi, Ahmed el-Tayyip ve Ali Cuma) ve onların esas olarak Mısır siyaseti (2011-2013) konusundaki tutumlarına odaklanmakta, ancak diğer Arap ayaklanmalarına dair görüşlerini de ele almaktadır. Bu çerçevede, yeni ampirik veriler ışığında Mill’in “farklılık yöntemini” kullanarak mevcut  literatürdeki açıklamaların yetersizliğini gösteriyorum. Entelektüeller sosyolojisi ve Pierre Bourdieu’nün  teorik çerçevesinden yararlanarak, ulemanın siyasetini anlamak için, bulundukları alanları ve (alan konumları, önceki deneyimleri, birincil ilişki ağları ve entelektüel faaliyetleri tarafından şekillendirilen) habitusları ile çıkarlarını incelemeyi içeren alternatif bir açıklama sunuyorum. Ulemanın başlıca çıkarı, rakiplerine karşı ilim alanında yüksek bir konum işgal etmektir. Ulema kendi alanında ve iktidar alanında yüksek bir konuma sahip olduğunda, rejim değişikliğini veya rejim karşıtı ayaklanmaları pek desteklemez –bunun tersi de geçerlidir. Ulemanın alandaki konumlarına ilişkin değerlendirmeleri ve konumlarını güçlendirme stratejileri, onların habitusları incelenerek anlaşılabilir. Ulemanın, özellikle siyasete yönelik genel eğilimlerini anlamak için (Arap Baharı) öncesindeki deneyimler çok önemlidir. Dahil oldukları birincil ilişki ağları aynı zamanda ulemanın habitusu üzerinde yapısal bir kısıtlama oluşturarak algılarını ve dolayısıyla duruşlarını şekillendirir. Son olarak, entelektüel faaliyetler ulemanın habitusu üzerinde belli bir etkiye sahipken, diğer faktörlere kıyasla ulemanın siyaseti için daha az açıklama gücüne sahip olduğu görülmektedir.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *