Mustafa Özcan: Hazmı güç sorunlardan başladığınızda süreç tıkanacaktır

Mustafa Özcan: Hazmı güç sorunlardan başladığınızda süreç tıkanacaktır

Mısır-Türkiye ilişkilerini yorumlayan gazeteci yazar Mustafa Özcan, iki ülke ilişkilerinde yöneticileri de aşan boyutlar bulunduğunu belirterek, pürüzlü ilişkilerde çözülebilir noktalardan başlanması gerektiğini söyledi.

Mısır’da Müslüman Kardeşler yönetiminin bir darbe ile sona erdirilmesi ile kesilen ilişkilerin yeniden tesis edilmesine yönelik son zamanlarda artan çabalar, bugün Ankara’da başlayacak, heyetler arası toplantılarla devam edecek.

İlk turu 5 Mayıs’ta yapılan Türkiye-Mısır siyasi istişarelerinin ikinci turunun, Türk Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal ve Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Hamdi Loza başkanlığındaki heyetler arasında 7-8 Eylül’de Ankara’da gerçekleşmesi bekleniyor.

Ortadoğu’da yeni ittifaklar, Doğu Akdeniz ve ABD’de yönetim değişikliği

Türk ve Mısırlı uzmanlar Ankara-Kahire arasında başlayan diplomasi trafiğinin, Orta Doğu’da oluşan yeni ittifaklar, Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğal gaz rezervleri ve deniz yetki alanları ile ABD’de yönetim değişikliği gibi birden çok nedeni olduğu görüşünde hemfikir.

AA muhabirine konuşan gazeteci yazar Mustafa Özcan, Türkiye ve Mısır ilişkilerinde bir kırılma yaşandığını ve bunun bir sürece dönüştüğünü söyledi. Özcan, iki ülkenin söz konusu kırılmanın aşılması ve ilişkilerin toparlanması için bir irade ortaya koyduğuna, sürecin ağır aksak da olsa ilerlediğine dikkati çekerek, “Bölgede üçüncü tarafların marifetiyle yaşanan gelişmeler ister istemez Türkiye’yi de Mısır’ı da ilgilendiriyor. Bunun gösterdiği istikamet, iki ülkenin birçok konuda birbirini kilitlemesine neden oluyor. Haliyle aktif hale getirilemeyen iş birliği ortamı Türk ve Mısır toplumlarının zararına işliyor.” ifadelerini kullandı.

‘Mısır-Türkiye ilişkilerinde yöneticileri de aşan boyutlar var’

İkili ilişkilerde halkları ve menfaatlerini ilgilendiren, dolayısıyla yöneticileri de aşan boyutlar bulunduğunu kaydeden Özcan, bunun sürecin ilerlemesinin dinamosunu temsil ettiğinin altını çizdi. Özcan, ilişkilerde Türkiye’nin potansiyel olarak daha kazançlı konumda olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin 1990’lı yıllardan itibaren Afrika ve Latin Amerika ülkelerini “hayat sahası” olarak belirlediğini dile getiren tecrübeli yazar, “Mısır Türkiye’nin Afrika’ya açılan kapısıdır. Hindistan İngiliz İmparatorluğu için geçmişte nasıl ki tacın üzerindeki inci idi ise, Osmanlı döneminde de Mısır, Bab-ı Ali ya da Dersaadet için aynı konumdadır. Mısır, Osmanlı İmparatorluğu’nun Hindistan’ı idi.” diye konuştu.

Mustafa Özcan, Türkiye’nin Arap dünyası ile komşu olduğunu, Libya, Kuzey Afrika ülkeleri, Suriye ve Irak’ın Mısır ile Türkiye’nin ortak ilgi alanlarını oluşturduğunu kaydetti.

Özcan, 1998 ve 1999’da Abdullah Öcalan yüzünden savaşın eşiğine gelen Suriye ile Türkiye arasında çatışmanın fitilinin çekilmesini, Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in engellediğini hatırlatarak, “İki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi noktasında elimizde (Turgut) Özal’dan kalan bir miras formül vardır. Pürüzlü ilişkilerde çözülebilir noktalardan başlamalı, ileriki aşamalarda derin konulara girilmeli ve odaklanmalı. Hazmı güç sorunlardan başladığınızda süreç tıkanacaktır.” dedi.

Ankara ve Kahire bazı bölgesel konularda birbirine ihtiyaç duyuyor

Mısırlı gazeteci Saliha Allam, Kahire ve Ankara’nın, ilişkilerin normalleşmesinin önemini ve yakınlaşmanın iki ülkenin de çıkarına olduğunu gayet iyi bildiğini kaydetti.

İki ülke siyasilerinin de ilişkilerin iyileşmesinin önündeki engelleri kaldırma konusuna önem verdiğinin altını çizen Allam, bazı konularda köklü anlaşmazlıkların olduğunu, ancak bölgesel ve uluslararası arenada yaşanan gelişmelerin Türkiye-Mısır ilişkilerinde buzların erimesini hızlandırdığını söyledi.

Allam, “Genel çıkarlar ve uluslararası arenada yaşanan gelişmeler, iki ülkeyi de anlaşmazlıkları ertelemeye ve bazı konularda ortak hareket etmeye zorluyor. Mısır bazı bölgesel meselelerde Türkiye’ye, Türkiye de bazı dosyalarda Mısır’a ihtiyaç duyuyor. Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) gibi bazı meselelerin açılmayacağı ve erteleneceğini düşünüyorum. Libya ve Doğu Akdeniz dosyaları şu aşamada İhvan’dan daha öncelikli.” diye konuştu.

Kahire ve Riyad yönetimleri de BAE-İsrail yakınlaşmasından endişeli

Mısırlı uluslararası ilişkiler uzmanı, Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Muhammed Zevavi ise, bölgede yaşanan yeni ittifakların Ankara-Kahire ilişkilerine etki ettiğini belirtti.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan arasında anlaşmazlıklar yaşandığına dikkati çeken Zevavi, Abu Dabi yönetiminin bazı konularda İsrail’e yakınlaşmaya başladığına işarete ederek bu hızlı değişimin Türkiye ve Mısır’ı birbirine daha da yakınlaştıracağı öngörüsünde bulundu.

Özellikle ekonomik konularda Mısır ve Türkiye’nin ortak çıkarlarının bulunduğunu, bunun üzerine yeni ortak paydaların eklenebileceğini ve anlaşmazlık alanlarının öteleneceğini söyleyen Zevavi, şunları kaydetti: “Öyle zannediyorum ki, Türkiye, Doğu Akdeniz’de Mısır ile deniz yetki alanları anlaşması yapma konusunda hızlı davranmayı hedefliyor. Söz konusu anlaşma Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail ve Fransa’yı rahatsız edecektir.

Öte yandan Kahire ve Riyad yönetimleri de BAE-İsrail yakınlaşmasından endişe duymaktadır. Bu durum bölgesel müttefikliklerin değişmesine neden olabilir. Mısır ve Suudi Arabistan, Türkiye’ye daha yakın bir politika izlerse haliyle Katar da bu grupta yer alacaktır. ABD’de yaşanan yönetim değişikliği ve Başkan Joe Biden’ın açıklamaları da muhakkak ki Orta Doğu’daki yeni dengeler ve oluşumlar üzerinde etkili oluyor.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *