Kurum: Kanal İstanbul’da ilk kazma 26 Haziran’da

Kurum: Kanal İstanbul’da ilk kazma 26 Haziran’da

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Sarıyer’de bir otelde gerçekleşen Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin (GYODER) 21. Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısına katıldı.

Kurum, son 300 yıldır şehirleşmede yaşanan büyümeyle doğru orantılı olarak şehirlerin nüfus yoğunluğunda da büyük artışlar yaşandığını söyledi.

2050 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirlerde yaşayacağının öngörüldüğüne değinen Kurum, Birleşmiş Milletler raporlarına göre dünya nüfusunun son 60 yılda 4,5 milyar artarak yaklaşık 7,6 milyara ulaştığını dile getirdi. Bu artışın devam ederek 2030 yılında 8,6 milyar, 2050 yılında ise 9,8 milyar olacağının tahmin edildiğine işaret eden Kurum, bu veriler ışığında Türkiye nüfusunun da 2100 yılında 101 milyon olacağının öngörüldüğüne dikkati çekti.

Kurum, “Bu durumun bizlere söylediği çok önemli realiteler var. Nedir bunlar? Şehir merkezleri ve çeperlerinde barınma ihtiyacı artacak, yeni şehirler ve uydu kentler inşa edilecek, eski ve sağlıksız yapı stoku dönüşecek. Buna bağlı olarak ülkeler hem arazi oluşturma hem de enerji verimli akıllı şehircilik noktasında şimdiden başlamış olduğu atılımları daha da güçlendirecek. Bu manada yeni dünyada yapı sektörü sadece ticari değil stratejik bir öneme de sahip olacak.” dedi.

‘Türkiye’de büyümenin lokomotifi inşaat sektörü’

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de inşaat sektörünün ekonomik büyümenin lokomotifi olma özelliğini taşıdığına vurgu yapan Kurum, şöyle konuştu: “Müteahhitlik firmalarımızca 1972’den 2020 yılına kadar, 128 ülkede üstlenilen 10 bin 725 projenin toplam bedeli 425 milyar dolar oldu. Dünyanın en büyük 250 müteahhidi listesinde Türkiye, Çin’den sonra 44 müteahhidimizle ikinci, Amerika ise üçüncü sırada yer alıyor. Bu anlamda yapı sektörümüz tüm dünyada başarılarıyla göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. Türk inşaat sektörü olarak hem üreticilerimiz, hem üretim kalitemiz, hem yapı malzemeleri üretimi noktasında çok güçlü bir insan kaynağına ve altyapıya sahibiz. Türkiye’de yaklaşık 440 bin müteahhit bulunuyor. İnşaat ve bağlı sektörleri, yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Aileleriyle birlikte bakıldığında, 6 milyon insanımız hayatını bu sektörden kazanıyor, geçimini bu sayede sağlıyor. Tüm bunlara bağlı olarak gayrimenkul ve yapı sektörünün önemi her geçen gün daha da artıyor. Bugün bu değeri en yüksek noktaya taşıma ve söz sahibi yapma noktasında GYODER çok büyük bir rol oynamaktadır.”

‘1.5 milyon acil dönüştürülmesi gereken konut var’

Kurum, şöyle devam etti: “Deprem ve iklim değişikliğine bağlı afet ve salgın hastalıklardan şehirlerimizin etkilenmemesi için tedbirler alıyor, şehirlerimizin altyapısını bunlara göre hazırlıyoruz. Merkezine çevre ve doğayı alan bir anlayışla yeni yaşam alanları oluşturuyoruz. Konut çevresine serpiştirilmiş donatı anlayışı yerine, donatı ve yeşil alan merkezli bir konut ve yaşam anlayışını hakim kılmak için çaba gösteriyoruz. Bu çabalarımızın en somut göstergesi olan kentsel dönüşüm projelerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Çünkü cennet vatanımızın güzel coğrafyasının deprem gerçeği var. Maalesef ülkemizin yüzde 66’sı nüfusumuzun yüzde 70’inin ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’i deprem tehlikesi altında. Cumartesi günü 3,9 büyüklüğünde meydana gelen deprem hepimize bir kez daha İstanbul’un deprem gerçeğini hatırlattı. Biz de bu kapsamda, Cumhurbaşkanımızın 2012 yılında İstanbul’dan başlattığı kentsel dönüşüm çalışmalarını ‘Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm’ hedefiyle daha da hızlandırdık. Şu anda ülkemizde 300 bini İstanbul’da olmak üzere acilen dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konutumuz var. Bu konutlarımızın dönüştürülmesi için, ülkemizi depreme hazır hale getirmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bu kapsamda ülke genelinde toplam yatırım değeri 90 milyar lira olan 300 bin sosyal ve kentsel dönüşüm konutumuzun inşası devam ediyor. İstanbul’da, Elazığ’da ve İzmir’de cumhuriyet tarihinin en kapsamlı dönüşümünü gerçekleştiriyoruz.”

‘Dünyanın sıfırdan kurulan ilk akıllı şehrini yapıyoruz’

İstanbul’da 39 ilçede 68 riskli alanda, 35 bin binada, 126 bin konutun dönüşümü için çalışmaları sürdürdüklerinin altını çizen Kurum, “Yine yatırım değeri 5 milyar lira olan ve 60 bin vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren Yeni Fikirtepe Projesi ile 15 bin konutun inşa çalışmalarına aralıksız devam ediyoruz. Ayrıca Esenler’de dünyanın sıfırdan kurulan ilk akıllı şehrini yapıyoruz. Burada 60 bin konutluk dev kentsel dönüşüm projemizin çalışmalarını etaplar halinde sürdürüyoruz. Yine geçtiğimiz cuma günü, Büyük İstanbul Dönüşümünün çok önemli bir ayağı olan Üsküdar’da yeni 5 bin konutluk dev bir dönüşüm başlattık. Büyük İstanbul dönüşümü için var gücümüzle çalışıyor, projelerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.” dedi.

Kanal İstanbul

Bu kararlılığı Kanal İstanbul Projesi ile devam ettirdiklerine işaret eden Kurum, şöyle dedi: “İstanbul Boğazı’nı koruyacak, millet bahçeleriyle ekolojik koridorlarıyla Türkiye’nin en çevreci şehircilik projesi olacak Kanal İstanbul Projesinde ilk kazmayı inşallah 26 Haziran’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle milletimizle birlikte vuruyoruz. İnşallah Kanal İstanbul, yüzde 52’si yeşil alandan oluşan, sosyal donatı alanları ve spor alanları açısından son derece zengin, Cumhuriyet tarihimizin en çevreci şehircilik ve en büyük kentsel dönüşüm projesi olacak.

Tabii ülkemizi ileriye taşıyan, milletimizin hak ettiği her büyük projemizde olduğu gibi Kanal İstanbul’a da asılsız iddialarla saldıranları, korkutmaya çalışanları görüyoruz. Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti köklü ve kadim bir devlettir. 2000 yıllık devlet geleneğimiz bize şunu söyler, devlette devamlılık esastır. Özellikle son dönemde Kanal İstanbul’a dair talihsiz açıklamaları duyuyoruz. Devlet geleneğimize ters bir şekilde yapılan bu açıklamalar hem milli iradeyi tanımadıklarını gösteriyor, hem de uluslararası arenada ülkemizin itibarını zedeliyor, kendilerini de açıkçası komik duruma düşürüyor. Kanal İstanbul’un ulaşım ve ekonomik anlamda ülkemize kattığı değerin farkında olmadıkları gibi, İstanbul’umuzu depreme hazırlama noktasında örnek bir yatırımı, dünyaya örnek bir projeyi ve ülkemizin en çevreci şehircilik projesini engelleme çabalarını da milletimiz çok iyi biliyor. Milletimizin iradesini yok sayan, yatırımcıları korkutarak yıldırmaya çalışan bu tehdit ve şantaj dilini şiddetle kınıyoruz. Bunlar bizim aşina olduğumuz sesler, alıştığımız sesler. Atalarımızın da dediği gibi, sesini değil sözünü yükselteceksin. Yani işini, eserini yükselteceksin.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *