Dünya kamuoyu Gazze’de Müslüman sivillerin bombalanmasına cılız tepkiler verirken, siyonist saldırganların neden Müslüman ‘sivillerin’ yaşadığı çok katlı binaları hedef aldığı tartışılıyor.
Yıpratma savaşı
İşgalci İsrail uçaklarının, Gazze’nin orta ve batı kesimlerinde Hanadi ve Eş-Şuruk isimli çok katlı binaları yerle bir etmesi ve El-Cevhera isimli binada da büyük hasara yol açması, yıpratma savaşının bir parçası olarak görülüyor.
AA muhabirine konuşan askeri uzman Tuğgeneral Refik Ebu Hani, İsrail’in dünyanın sessizliğini fırsat bilerek hiçbir şeye aldırmadan 1948’den bu yana Filistinlilerin kanını döktüğünü söyledi.
Yeni bir durum değil
Çok katlı binaların bombalanması durumunun yeni olmadığını belirten Ebu Hani, “İşgalci, bu binaları hedef alarak ve siviller üzerinde baskı uygulayarak direnişin idaresini kırmaya ve iç cepheyi zayıflatarak onu teslim olmaya zorlamaya çalışıyor.” dedi.
Ebu Hani, İsrail’in yıkarak ve öldürerek savaşı sonlandıramayacağını, zira direniş güçlerinin en başından beri hedefini “Kudüs üzerindeki ihlallerin son bulması” şeklinde belirlediğini kaydetti.
İsrail’in birçok amacı var
Yazar ve siyasi analist Ömer Ceğara ise İsrail’in izlediği bu politikayla birçok hedefi gerçekleştirmek istediğini vurguladı. Ceğara, bu hedefleri şöyle sıraladı: “Birincisi, direnişten zarar gören ve ona düşman olan bir kesim oluşturarak direnişe baskı uygulamak. İkinci hedef, bu binaların direnişi destekleyen sektörleri barındırdığı iddiası. Üçüncü hedef ise saldırıları haklı çıkarmak için bu binaların altında direnişe ait üsler ya da füze rampaları olduğunu iddia etmek.”
“İsrail’in sivil hedeflere yönelmesi, elinde askeri ve füze üslerine ait hedef bankası olmadığını gösteriyor. Bu da onun direnişle boy ölçüşmede başarısız olduğunun en büyük kanıtı.” diyen Ceğara, bu binalara yapılan saldırıların İsrail’in ateşkese sıcak baktığını ancak savaştan da galip ayrılmak istediğini gösterdiğini savundu.
Cenevre Sözleşmesi ve Roma Statüsü hatırlatması!
Uluslararası hukuk profesörü Hanna İsa da bu binaların hedef alınmasının, 1949 Cenevre Sözleşmesi ile Roma Statüsünün 5. maddesince savaş suçu olduğunu ve uluslararası insancıl hukuk kurallarını ihlal ettiğini belirtti.
İsa, İsrail’in izlediği bu stratejiyle, halkı korkutup sindirmeye ve mümkün olan en fazla sayıda Filistinliyi öldürmeye çalıştığını sözlerine ekledi.
‘İsrail’in iddiaları boş sözler’
Merkezi Ramallah’ta olan insan hakları örgütü El-Hak’ın Müdürü Şavan Cebbarin de sivillerin yaşadığı binaların hedef alınmasının savaş suçu olduğu konusunda İsa ile aynı görüşü paylaştı.
Cebbarin, İsrail’in bu saldırılara askeri ve güvenlikle ilgili gerekçeler göstereceğini ancak bunların hepsinin “boş sözlerden ibaret olduğunu” ifade etti.
Cebbarin ayrıca, bu binaların hedef alınmasının, 2014’teki Gazze saldırısında işlenen savaş suçları kapsamında Uluslararası Ceza Mahkemesine götürülen dava dosyasında yer aldığını kaydetti.
Filistin’de seçimler yapılacaktı
Filistin’de 15 yıl aradan sonra tüm Filistin topraklarında seçim yapılmasını öngören kararname Mahmut Abbas tarafından 15 Ocak’ta imzalamıştı. Kararnamede 22 Mayıs’ta milletvekili, 31 Temmuz’da devlet başkanlığı ve 31 Ağustos’ta da Filistin Ulusal Konseyi seçimlerinin yapılması öngörülmüştü. Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne 21 Nisan’da yaptığı açıklamada, seçimlerin (İsrail’in işgal altındaki Doğu Kudüs’te de yapılabilmesi konusunu yanıtsız bırakmasına rağmen) planlandığı gibi 22 Mayıs’ta düzenleneceğini bildirmişti.
Filistin Seçim Komisyonu 30 Nisan’da yaptığı açıklamada parlamento seçim sürecinin askıya alındığını duyurmuştu. Ertelemenin arka planında Hamas’ın seçimlerden galip çıkacağı beklentisinin bulunduğu düşünülüyordu.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *