İslam’sızlıkla, Allah’tan bağımsız yaşamak isteğini kastediyoruz.

Gerçekten İslamsız yaşayacaklarını sananlar, her şeyi olduğu gibi Ramazan-ı Şerifimizi, oruç ibadetimizi de de ‘uzman’ denilen tanrıcıklara havale etmiş durumdalar. Her şeyi uzman biliyor, her şeye uzman karar veriyor. Ayan-beyan bir laiklik dinidir yaşadığımız, bize dayatılan. Deli gömleği değil, düpedüz bir gavur gömleği.

Ramazanımızın bütün bereketi elimizden alındı. Ne iftarın tarifsiz güzellikleri kaldı, ne sahurun. Ne kapı zilimize bir misafirimizin eli dokundu ne bir fakirin kapısına biz gidebildik. Uzman tanrıcıkları sadece, fakirin iftar sofrasına konuk olup, resimlerini medyaya servis eden ülkenin büyüklerine, saltanatları iki dudağının arasında olan reislere geçit veriyorlar.

Uzman terörü bayram bilmez. Müslümanların bayramla, Kur’an’la, oruçla, namazla, cemaat olmakla, zekatla, çocuklarımızı sevindirmekle, başka hiçbir toplumda örneği görülmeyen sıkı akraba ilişkileriyle ayakta durduğunu bilmez.

Bilmez mi? Sanırım işin bu noktasında bilenler ve bilmeyenler diye uzmanlar da ikiye ayrılmaktadır. Bize öyle geliyor ki, bu işin özüne tam vakıf olan bazı gavurlar, olayın bu noktaya geleceğini bilerek birtakım planlamalar yapmış bulunmaktadırlar. Televizyon ekranlarıyla büyümüş, multi-fonksiyonel yeni tip müftü formatındaki uzmanların gerçekten oyunun üst tarafına akıllarının ermesi beklenemez.

Her neyse.

Demek ki kardeşler! Bugünden tezi yok, biz bize ait olan değerlerin/nimetlerin kıymetini daha iyi bileceğiz. Bütün gücümüz, kuvvetimizle daha iyi Müslümanlar olmaya çalışacağız. Cemaat kavramımızı, mescid kelimemizi ve A’dan Z’ye bütün kavram ve değerlerimizi yeniden ihya edeceğiz. Değerini bileceğiz. Her şeye rağmen mümin kardeşlerimizle haberleşmemizi, sohbetimizi kesmeyeceğiz. Allah’ın, O’nun yolunda iş yapanlara yollarını göstereceğinden ve yardım edeceğinden şüphemiz var mı?

(Venhar)