Cumhurbaşkanı’nın ölümünün ilanından kısa bir süre sonra, Debi’nin oğlu 37 yaşındaki General Muhammed İdris Debi İtno başkanlığında 18 aylık geçici bir askeri konsey kuruldu. Paris, Sahel bölgesinde teröre karşı verdiği savaştaki ana müttefikini kaybetti.
Şarku’l Avsat’tan Michel Ebu Necm’in haberi
Çad’ı 30 yıldan uzun süredir yöneten Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno’nun seçimlerde altıncı dönemi de kazandığının ilan edilmesinden bir gün sonra, ülkenin kuzeyinden gelen isyancılarla yaşanan çatışmalarda öldürüldüğünün duyurulmasının ardından ülkede tartışmalar hız kazandı. Cumhurbaşkanı’nın ölümünün ilanından kısa bir süre sonra, Debi’nin oğlu 37 yaşındaki General Muhammed İdris Debi İtno başkanlığında 18 aylık geçici bir askeri konsey kuruldu. Yönetim İdris Debi İtno’nun oğluna devredildi.
Konsey, parlamentoyu ve hükümeti feshetti, kara ve hava sınırlarını kapattı, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Ayrıca okullar ve kamu daireleri de kapatıldı. Cumhurbaşkanlığı Muhafızları birimleri ve güvenlik güçleri, sessiz kalan başkent sokaklarına konuşlandırıldı.
Askeri Geçiş Konseyi tarafından yaşananlara ilişkin yapılan açıklamada yapılan açıklamada İdris Debi İtno’nun Çad topraklarının bütünlüğünü savunmak için girdiği savaş alanında son nefesini verdiği” kaydedildi. Libya’dan gelen paralı askerlere karşı kahramanca savaştığı vurgulandı.
Söz konusu açıklamayla önceki gün aralarında İdris Debi’nin de yer aldığı, uzun bir ‘öldürülecek hükümet güçleri’ listesi yayınlayan Çad’da Değişim ve Uyum Cephesi’ne (ÇDUC) atıfta bulunuldu. Açıklamaya göre Askeri Geçiş Konseyi, ulusal bağımsızlığın, Çad’ın toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğin garantörü olacak ve uluslararası anlaşmalara ve sözleşmelere saygı gösterecek.
Debi’nin ölümümün yerel ve bölgesel etkilerini gözlemlemek için vakit henüz çok erken olsa da Batılı analistlere göre Çad Cumhurbaşkanı’nın ölümü, başta Fransa olmak üzere Batı için büyük bir kayıp oldu. Geçen yıl mareşal rütbesine terfi eden Çad lideri, Sahel bölgesinde teröre karşı yürütülen savaşta Fransa için önemli bir müttefikti. Mali’deki uluslararası güce ve G5 Sahel Afrika Ortak Gücü’ne de katkıda bulundu.
Cumhurbaşkanı Debi İtno’nun ölümü, eski Cumhurbaşkanı Hissene Habre rejimini sona erdirmek için kendisine sağladığı askeri destekle 1990’da iktidara gelmesini sağlayan eski sömürge ülkesi Fransa için büyük bir kayıp anlamına geliyor. Debi, 31 yıl boyunca Elysee Sarayı’nın ‘şımarık çocuğu’ olarak nitelendi. Debi, Fransa’nın eski sosyalist Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın yönetiminde iktidara geldi. Paris, sağ kanattan Jacques Chirac ve Nicolas Sarkozy, diğer sosyalist isim François Holland ve son olarak da sağ ve sol arasında sınıflandırılması zor olan Emmanuel Macron dönemlerinde Debi’ye sadık bir “müttefik” olarak kalmaya devam etti.
Paris’e 2019’un başında yaptığı son ziyarette Elysee Sarayı tarafından Debi için kırmızı halı serildi. Aynı yıl Fransız hava kuvvetleri, Cumhurbaşkanı Debi’yi devirmek için Çad’ın kuzeydoğusundan başkente doğru gelen ağır silahlarla donatılmış araç konvoylarını hedef aldı. Çad’da 2008 yılında da benzer bir senaryo yaşanmıştı. Başkentin birçok mahallesinin kontrolünü ele geçirerek darbe girişiminde bulunan isyancı güçler Fransa’nın desteği ile Encemine’deki başkanlık sarayının kapısında durdurulmuştu. Fransız kuvvetler uluslararası havaalanını kapattı ve saraya giden yolu engelledi. Böylece Fransa Debi’ye yönetimi kurtarması için çeşitli dönemlerde destek sağladı. Bu olaydan iki yıl önce, yani 2006’da da benzer bir isyan girişimi bastırıldı. Kısacası Paris, Fransa’nın görmezden geldiği sahte demokrasi maskesi altında ülkesini demir bir el ile yöneten İdris Debi rejimi için bir “hayat sigortası” olarak görülüyor.
Paris ve Debi arasında ortak çıkarlara dayanan köklü bir bağ var. Çad ve Sudan sınırlarının her iki yakasındaki Zagava kabilesinden olan Debi, 1976’da Fransız askeri okullarında askeri pilot oldu. Ardından 1985’te Fransa’ya geri döndü ve burada subay olmak için harp kolejine girdi. Libya lideri Albay Kaddafi’ye karşı savaşında Hissene Habre’nin emri altında çalışıyordu. Ancak daha sonra Habre’yi devirdi ve Kaddafi’nin desteğini almak için Libya’ya gitti. İstediği desteği alan Debi, Sudan’da Darfur bölgesinden harekete geçen çok sayıda kuvvet oluşturarak Fransa’nın desteğiyle başkent Encemine’ye girdi.
Habre de Fransa’nın desteğini talep etti. Ancak Paris yönetemi, ‘ABD’nin adamı’ olarak gördüğü Habre’nin talebine yanıt vermedi. Debi, 30 yıl boyunca Çad’ın iktidarını demir yumrukla yürüttü. Yapılan değerlendirmeler Debi’nin bunu acımasız baskı, ordunun mutlak sadakati ve Paris’in sağladığı destek ve koruma satın aldığı petrol gelirleri ile sağladığı yönünde.
Elysee Sarayı tarafından dün yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Macron’un “Fransa’nın Çad’ın güvenliği ve bölgenin istikrarı için 30 yıldır yorulmadan çalışan cesur bir arkadaşının kaybından dolayı derinden etkilendiği” sözleri aktarıldı. Paris, Çad halkının yanında durduğunu ve ülkenin istikrarına ve toprak bütünlüğüne bağlılı olduğunu vurguladı. Fransa, Askeri Geçiş Konseyi’nin kurulmasına ilişkin yaptığı açıklamada, siyasi geçiş sürecinin “sınırlı bir süre” olması ve “barışçıl” koşullarda ve diyalog çerçevesinde gerçekleşmesi çağrısında bulundu. Bunun sivil kurumlara dayalı kapsayıcı bir hükümetin hızla geri dönüşüne olanak sağlayan bir süreç olması gerektiğini vurguladı.
Her ne kadar Debi yönetimindeki Çad ardı ardına birçok şoka maruz kalsa da rejim kontrolü sağlamayı başardı. Debi, teröre karşı savaşa katılan Fransız kuvvetlerine Barkhane Operasyonu’nun komutanlığı için bir karargah ve bir hava üssü hizmeti sundu.
Paris Nanterre Üniversitesi’nden Çadlı araştırmacı Kelma Manatouma’ya göre Debi, Fransızların elinde bir kozdu ve Çad’ın Paris’İn çıkarlarının merkezinde, stratejik bir konumda olduğunu erken bir vakitte anladı. Debi, güçlerini Paris’in hizmetine sundu ve Fransız kuvvetlerine 2013’ün başlarında Mali’yi ve başkenti Bamako’yu aşırılık yanlısı gruplardan kurtarmak için müdahale ettiklerinde yardım etti. Daha sonra G5 Sahel Ortak Gücü’ndeki birliklere katıldı ve önceki yıl militanların yoğun bir şekilde faaliyet gösterdiği üçlü sınır bölgesine (Mali, Nijer ve Burkina Faso arasında) bin 250 asker gönderdi. Paris, kıyıdaki varlığının yükünü azaltmak için Debi’den destek alıyordu.
Ancak Çad sadece askeri açıdan değil, aynı zamanda petrol zengini bir ülke olduğu için Fransız malları açısından iyi bir pazardı. Fransızca konuşulan bir ülke olan Çad aynı zamanda Fransız kültürünü de yaşatıyor. Bu nedenle ülkenin birden fazla nedenden dolayı Fransa için önemli bir müttefik olmaya devam edeceği ve Paris’i Çad’a bağlayan bağın uzun süre devam edeceği belirtiliyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *