Rusya’nın Kırım’ı yasa dışı ilhakının 7. yılı

Rusya’nın Kırım’ı yasa dışı ilhakının 7. yılı

Rusya’nın Ukrayna’nın özerk yönetimi olan Kırım’ı yasa dışı ilhakının üzerinden 7 yıl geçerken, bu süreçte en çok Kırım Tatar Türkleri baskı gördü.

Ukrayna‘nın başkenti Kiev’de Rusya yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in Avrupa Birliği (AB) Ortaklık Anlaşması’nı imzalamaması üzerine 21 Kasım 2013’te protesto gösterileri başladı.

Yanukoviç’in sokak gösterileri ve halkın tepkisi üzerine 22 Şubat’ta ülkeden kaçmasının ardından Batı yanlısı siyasetçiler yönetimi devraldı.

Batı yanlısı yeni geçici yönetimin iş başına gelmesi Rusya yanlılarını Kırım Yarımadası’nda daha aktif hale getirdi.

Yarımadada konuşlu bulunan Rus üssünden çıkan askeri birlikler ülkenin çeşitli şehirlerinde görünür hale geldi.

Ukrayna ile Rusya arasında Rus Karadeniz Filosunun konumuyla ilgili 28 Mayıs 1997 ve 21 Nisan 2010’da yapılan anlaşmalara aykırı olmasına rağmen Rus birlikleri yarımada üzerinde hareket ederek yer değişikliği yaptı.

Kırım’ın Rusya’ya bağlanması için 25 Şubat 2014’te Rusya yanlıları Parlamentoya baskı uygulamaya başladı. 400 civarında Rusya yanlısı, Kırım Parlamentosunu basarak Kırım’ın bağımsızlığını ilan etmesi için referandum kararı almasını talep etti.

26 Şubat olayları

Kırım Parlamentosu önünde, 26 Şubat 2014’te, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) ve Rus Birliği Partisinin karşı karşıya geldiği büyük mitingler yapıldı.

Parlamentonun Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılmasıyla ilgili kararları kabul etmesini önlemek ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklemek için çoğu Kırım Tatar Türklerinden oluşan 7 binden fazla kişi protesto gösterileri düzenledi. Gösterilerde 2 kişi hayatını kaybetti.

Yarımadada askeri üniformalı, üzerlerinde hiçbir sembol ya da simge bulunmayan silahlı kişiler 27 Şubat 2014’ten itibaren kamu binalarında kontrolü ele almaya başladı.

“Yeşil adamlar” olarak adlandırılan Rusya yanlısı bu milis güçler kısa sürede hükümet binalarının yanı sıra Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosunu da ele geçirdi.

Kiev’deki yönetimin değişmesine karşılık Rus yanlısı silahlı grupların baskısı altındaki Parlamentoda “Kırım, Ukrayna’nın parçası olarak kalsın mı yoksa Rusya’ya mı bağlansın?” sorusunun Yarımada sakinlerine yöneltileceği referandum kararı çıkarılmak istendi.

“Yeşil adamlar”ın gölgesinde referandum

Eli silahlı “yeşil adamların” gölgesinde 6 Mart 2014’te toplanan Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu, Kırım’ın Rusya’ya bağlanması için referandum yapılması kararı alındığını ilan etti.

Bu süreçten itibaren yeşil adamlar, Kırım Tatarlarına ve Ukraynalılara baskı yaparak onları Yarımadadan uzaklaştırmaya çalıştı.

Kırım Tatarları Parlamentonun bu kararına karşı çıkıp boykot kararı alsa da 16 Mart 2014’te Yarımadada sözde referanduma gidildi. Rusya yanlısı silahlı güçlerin kontrolündeki referandum sonucunda Moskova’nın da beklediği kararın Kırım’ın Rusya’ya bağlanması yönünde çıktığı bildirildi.

Referanduma başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası kuruluşlar ve pek çok ülke karşı çıktı ve referandumu geçersiz saydı.

Moskova yönetimi ise referandumu tanıdı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 21 Mart 2014’te Kremlin Sarayı’ndaki törende “Kırım ve Sivastopol’ün Rusya’ya bağlanması ve yeni federal bölgeler oluşturulmasını” öngören yasayı imzaladı.

Böylece Rusya, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü tanımasına ilişkin 1994’te imzaladığı Budapeşte Memorandumu’na aykırı olmasına rağmen Kırım’ı ilhak etmiş oldu.

İlhaktan sonra Kırım Tatar Türklerine baskılar arttı

Kırım’ın Rusya yönetimine geçmesinden sonra “26 Şubat olayları” gerekçesiyle başta yöneticiler olmak üzere Ukrayna yanlısı Kırım Tatar Türkleri baskı altına alındı, hakları ihlal edilmeye ve tutuklanmaya başladı.

Kırım Tatar Türk halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve bazı KTMM yöneticilerine Kırım’a giriş yasağı konuldu.

Rusya mahkemesince Kırım Tatarlarının iradesini temsil eden KTMM aşırıcı örgüt kapsamına alındı ve faaliyetleri yasaklandı.

İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) Ukrayna raporuna göre, Rusya’nın Kırım’ı 2014’ten bu yana işgal ettiği belirtilerek, Ukrayna yanlısı görüşlerini gizlemeyenlerin takibe alındığı ifade edildi.

Rapora göre Yarımadanın işgaline karşı çıkan Kırım Tatar Türklerine Rus makamları terör ve aşırıcılık suçlamalarıyla soruşturma başlattı. Kırım Tatarları tacize maruz kaldı, evleri arandı, tutuklandı ve sorguya çekildi.

Sivil toplum kuruluşu “CrimeaSOS”e göre, 77’si Kırım Tatar Türkü olmak üzere 104 Kırımlı siyasi nedenlerle tutuklu bulunuyor.

İlhaktan sonra Rusya Kırım’ı Ruslaştırıyor

İlhaktan bu yana Rusya, Kırım Tatar Türklerine uyguladığı baskının yanı sıra hem sosyal hem askeri olarak Yarımadada nüfuzunu artırma girişimlerine devam ediyor.

Kırım Tatar Türk halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Rusların açıklamalarına göre 205 bin, kendi kaynaklarına göre 600 bin Rus vatandaşının Yarımadaya getirildiğini belirtiyor.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığına göre, 2014’ten sonra Rusya’nın Kırım’a 32 bin 500 asker konuşlandırdı.

Ayrıca Ukrayna Savunma Bakanı Andriy Taran da Rusya’nın Kırım’a nükleer silah konuşlandırma hazırlığında olduğunu kaydetmişti.

 

Kırımoğlu: Zannettim ki dünyanın tepkisi başka olacak

Kırım Tatar Türk halkının milli lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım’ın Rusya tarafından yasa dışı ilhakının 7’nci senesini ve Kırım Platformunu AA muhabirine değerlendirdi.

Rusya’nın 2014’te Kırım’a girdikten sonra ilhakın 7 yıl devam edeceğini düşünmediğini belirten Kırımoğlu, “Zannettim ki dünyanın tepkisi başka olacak, çok sert olması lazımdı ama maalesef olmadı.” ifadesini kullandı.

Kırımoğlu, “Ben inanmıyordum, 21. yüzyılda başka bir ülke senin ülkene girecek, tanklarıyla işgal edecek ve o da yetmiyor gibi senin toprağını kendi toprağına katacak. 2008’de Gürcistan’da yaptıkları gibi kukla bir cumhuriyet şeklinde yapacaklar sandım.” diye konuştu.

O dönemde Kırım Tatar Türklerinin Ukrayna’nın bütünlüğü taraftarı olduğunu ve referandumu boykot ettiklerini hatırlatan Kırımoğlu, “Bu nedenle işgalciler tarafından en çok baskı Kırım Tatar Türklerine oldu. Hapishanelerde 120 kadar tutuklu var, bunların yüzde 75’i Kırım Tatarları ama bizim nüfusumuz sadece Kırım’ın yüzde 13’ü. Ev aramalarının yüzde 95’i, kaçırılıp öldürenlerin yüzde 85-90’ı Kırım Tatarları.” değerlendirmelerinde bulundu.

Kırım Tatar Türklerine baskı devam ediyor

Kırımoğlu, Rusların, Tatarlarla hiçbir zaman anlaşamayacağını anladıklarını ve bu nedenle “gitmeye mecbur etmek” şeklinde politika oluşturduklarını belirterek, şöyle devam etti:

“1944’teki gibi hayvan vagonlarına doldurup Sibirya’ya yollamıyorlar çünkü 21. yüzyıldayız ama 1783’teki işgalden sonraki politikayı uyguluyorlar, o zaman da böyle baskılar oldu ve halkımızın büyük çoğunluğu, özellikle Kırım savaşından sonra Osmanlı topraklarına göç etti. Çeşitli tahminlere göre Türkiye’de 3 ila 5 milyon arası Kırım asıllı Kırım Tatar Türkü yaşıyor.”

Kırımoğlu, Rusya’dan Kırım’a çok sayıda kişiyi getirdiklerine dikkati çekerek, “Rusların resmi açıklamalarına göre 205 bin kişi gelmiş, bize göre 600 bin, hatta Kırım’daki soydaşlarımız 1 milyona yakın olduğunu söylüyor. Sanki Rusların toprağı yeterli değil de 17 milyon kilometrekare toprakları var ama kendi köylerini bırakıp buraya geliyorlar.” dedi.

Bunun bir politika olduğunu dile getiren Kırımoğlu, “Rusya Kırım’ı terk etmek zorunda kalsa bile nüfusu orada kaldıracak. Ukrayna’nın politikasına tesir etmek için insanlarını getiriyorlar. Bu konuda Ukrayna parlamentosunda gerekli karar almamız lazım, bu kişilere Ukrayna vatandaşlığı verilmeyecek, bunlar kanuna aykırı bizim sınırlarımızı geçtikleri ve topraklarımıza yerleştikleri için ceza alıp sonra vatanlarına dönmeliler.” diye konuştu.

“Rusya büyük bir Kuzey Kore haline geliyor”

Kırımoğlu, uluslararası yaptırımların tesiri olduğunu ancak yeterli olmadığını belirterek, şunları kaydetti:

“Mart 2014’te Vladimir Putin’le konuşmadan sonra NATO toplantısı için Brüksel’e gittim. Onlar da yaptırımlar uygulayacaklarını ve mutlaka Kırım’ın serbest kalacağını söylediler. Ben de ‘1979’da Ruslar Afganistan’a girdiğinde yaptırımlar uyguladınız, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını 10 yıl bekledik, yine mi 10 yıl bekleyeceğiz?’ dedim. Onlar da şimdi zaman çok dinamik, o kadar sürmez dediler ama maalesef 7 sene geçti.”

Yasa dışı ilhakın Rusya için ekonomik ve prestij bakımından büyük zarar getirdiğini aktaran Kırımoğlu, “Rusya Federasyonu yavaş yavaş büyük bir Kuzey Kore haline geliyor. Hiçbir yere onları davet etmiyorlar. Dünya anladı da ama maalesef gerekli davranışlar yapılmıyor. Belli tabii ülkelerin Rusya’yla bağlantıları var, gaz ve petrol gibi, bazı rejimler Rusya desteğiyle ayakta duruyor. Tabii biz tüm dünya destekleyecek diye beklemiyorduk. 27 Mart 2014’te Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda 100 ülkenin katılımıyla çok doğru bir karar (Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne destek) alındı.” ifadesini kullandı.

“Türkiye’nin Kırım Platformuna desteğine minnettarız”

Kırımoğlu, bu sene Kırım Platformu girişimleri olacağını belirterek, “Ukrayna’nın işgal altında olan birkaç parçası var, 20 bin kilometrekare Donbas ve 26 bin kilometrekare Kırım. Donbas’ın kurtarılması için Minsk Anlaşması gibi platformlar var, ilerleme yok ama yine de görüşülüyor.” dedi.

Kırım konusunda Rusya’nın müzakerelere açık olmadığını anımsatan Kırımoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ne dünya ne Ukrayna bunu kabul eder. Biz de dedik ki 27 Mart’ta BM’de işgale karşı oy veren ülkeleri toplayalım ve böyle karar almıştık ama bu devlet böyle davranıyor ne yapmalıyız, bunu konuşacağız. Dışişleri Bakanlığı 114 ülkeye davet yolladı. AB, Kanada, İngiltere ve ABD destekliyor. 16 Ekim 2020’de Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’le Türkiye’ye gittiğimizde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştük ve bir deklarasyon oldu. Türkiye, platformu yüzde 100 desteklediğini ve katılacağını açıkladı, buna minnettarız.”

Kırımoğlu, platformla Kırım sorununun dünya basınında gündeme geleceğine dikkati çekerek, platform başarılı olsa da olmasa da mücadelenin devam edeceğini belirtti.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *