Etiyopya, son 2 yıldır ülkeyi kana bulayan etnik kavgalar henüz son bulmamışken kuzeydeki isyancı TPLF yönetimini devirme mücadelesine girişti.
Doğu Afrika‘nın ekonomik ve askeri olarak en güçlü ülkelerinden Etiyopya, siyasi ve etnik gruplar arasındaki ayrışmanın büyümesiyle iç savaş riskiyle karşı karşıya kaldı.
Ülkenin kuzeyindeki Tigray eyaletini yöneten Tigray Halk Kurtuluş Cephesine (TPLF) karşı geçen hafta başlatılan askeri operasyon, küçük çaplı elit bir grubu yönetimden uzaklaştırma amacı taşısa da bu grup, ülkede komünist Derg yönetiminin yıkılmasından sonra kurulan rejimin en güçlü kanadı.
Etiyopya’da 2015 ve sonrasında sokaklara dökülen ve ülke nüfusunun çoğunu oluşturan Oromo ve Amharaların desteğini alarak 2018’de başbakanlık koltuğuna oturan Abiy Ahmed’den sonra protesto gösterileri son bulsa da ülke, bu sefer de yeni etnik çatışma sarmalına girdi.
Tüm eyaletlerin sınır hatlarında etnik çatışmalar
Son 2 yıldır hemen hemen tüm eyaletlerin sınır hatlarında farklı etnik gruplar arasında çatışmalar yaşanırken, şimdiye dek yüz binlerce kişi yerinden edildi.
Ülkedeki tüm bu kargaşa ve güvenlik sorununun sorumlusu olmakla suçlanan TPLF, askeri gücü ve mali kaynaklarının yeterli olduğunu savunarak federal güçlere teslim olmayacağını ilan etti.
Etiyopya Anayasası’nın 39. maddesi uyarınca, barışçıl yollarla ülkeden ayrılma ve bağımsızlığını ilan etme hakkı dahi olan Tigray yönetimi, federal hükümetle bağları koparması nedeniyle artık çatışmaktan başka hiçbir yolun kalmadığının farkında.
Uzmanlar, 250 bin kişilik orduya, modern teçhizatlara ve ciddi sermayeye sahip TPLF güçleri ve ulusal ordu arasındaki çatışmaların uzayabileceğini ve bu kavganın ülke sathına yayılarak Afrika Boynuzu’nda istikrarsızlığa yol açabileceğini düşünüyor.
TPLF, yeni siyasi partiye katılmadı
Etiyopya’da 28 yıl iktidarda kalan sol görüşlü Etiyopya Halkları Devrimci Demokratik Cephesi (EPRDF) koalisyonunun Aralık 2019’da lağvedilmesinin ardından 8 bölgesel partinin birleşmesiyle kurulan ulusal Refah Partisi (PP), TPLF ve Abiy Ahmed hükümeti arasındaki kavganın ilk ayyuka çıktığı yer oldu.
2012’de hayatını kaybeden Meles Zenawi’nin başbakanlığı döneminde bu koalisyonda lider olan TPLF, birleşmeyi yasa dışı niteleyerek yeni partiye katılmadı.
Ahmed’in Nobel Barış Ödülü almasını sağlayan Tigray’ın sınırında yer alan Eritre’yle yaptığı barışa da karşı çıkan TPLF, hükümetin ülke çıkarlarını tehlikeye attığını ileri sürdü.
Hükümeti yasa dışı ilan ettiler
Ülke genelinde yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmak gibi suçlamalarla çok sayıda Tigraylı bürokrat, siyasetçi ve iş adamının hapse atılması gerilimi artıran diğer unsur oldu.
Son olarak, Addis Ababa hükümeti yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını bahane ederek, Ağustos 2020’de planlanan genel seçimleri erteledi.
TPLF, hükümetin seçimleri erteleme kararına uymayarak eylülde yerel yönetim seçimlerini yaptı ve kazandı. Seçimlerin ardından ulusal meclis, yerel idareyle tüm bağların koparıldığını duyurdu.
TPLF, hiçbir seçim olmadan iş başına geçen yeni Refah Partisi ve hükümetin anayasaya aykırı şekilde iktidarda olduğunu savunuyor.
3 Kasım’da Kuzey Komutanlığına saldırı
Abiy Ahmed, 4 Kasım’da gece yarısında ulusal televizyona çıkarak Tigray yönetimine karşı operasyon emri verdiğini duyurarak, kararın 3 Kasım akşamı TPLF güçlerinin Kuzey Komutanlığına saldırması sonrası alındığını söyledi.
Ulusal ordu birliklerine saldıran ve savaş açan TPLF’yi “cunta” olarak adlandıran Ahmed, daha sonraki günlerde “cunta silahsızlandırılana, yasal bir yönetim kurulana ve suçlular cezalandırılana kadar” operasyonun devam edeceğini söyledi. Ahmed, Afrika Birliği gibi uluslararası örgütlerin diyalog çağrılarını ise reddetti.
Etiyopya, Tigray eyaletinde 6 ay süreyle olağanüstü hal (OHAL) ilan etti, OHAL’i yönetecek özel komutanlık da kurdu.
Tüm iletişim hatlarının kesildiği bölgede basın mensupları ve insani yardım kuruluşları gelişmeleri eyalet sınırından takip etmeye çalışıyor. Sudan tarafına sivil göçlerinin yaşandığı aktarılırken, her iki taraftan da çok sayıda asker ve sivilin öldüğü biliniyor.
“Mısır, Etiyopya’yı daha fazla zayıflatma yolunu seçebilir”
Kenya’daki Birleşik Devletler Uluslararası Üniversitesinden Doç. Dr. Aleksi Ylönen, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, çatışmanın diğer eyaletlere yayılmasından korkulduğunu ve Amhara milislerinin ulusal ordunun yanında başat rol oynamasının Tigray-Amhara gerginliği nedeniyle tehlikeyi daha da büyütebileceğini söyledi.
Ylönen, “Eğer hükümet operasyonu kısa sürede bitirebilirse, TPLF’i yok etme fırsatını elde edecek. Bu, Abiy Ahmed hükümetinin Eritre hükümetiyle daha fazla yakınlaşmasına ve sınır hattındaki projelerini kolayca hayata geçirmesine olanak verecek.” dedi.
Savaşın uzaması durumunda çatışmanın özellikle Oromiya eyaletine sıçrama ihtimali olduğunu kaydeden Ylönen, “Bu çatışma Sudan, Eritre, Güney Sudan ve Kenya’da istikrarsızlığa yol açabilir. Hatta bu durumda Mısır gibi bazı dış güçler Etiyopya hükümetini daha fazla zayıflatma yolunu seçebilir.” ifadesini kullandı.
TPLF’in Abiy Ahmed’in göreve gelmesiyle şiddetli şekilde marjinalleşmeye başladığının altını çizen Ylönen, bu duruma TPLF’in iktidar koalisyonundan ayrılmasının yol açtığını vurguladı.
Ylönen, eyaletle tüm bağların ve mali yardımların kesilmesinin çatışma öncesinde bardağı taşıran son damla olduğunu belirtti.
“Ordu için bir test”
Operasyondan aylar önce bölgede çatışma ihtimaline dikkatleri çeken Uluslararası Kriz Grubu (ICG) ise yayınladığı son raporunda, operasyonun ulusal ordunun bütünlüğü için bir “test” olduğunu ve yaklaşık 250 bin kişilik askeri güce sahip Tigray’ın çatışmayı uzun süre sürdürebilme kapasitesine sahip olduğuna işaret etti.
Saldırıya uğrayan Kuzey Komutanlığının ülkedeki ordu gücünün yarısından fazlasını içinde barındırdığına işaret eden ICG, savaşın getireceği ağır sonuçlardan ötürü her iki tarafın da geç olmadan çatışmayı durdurması gerektiğine değindi.
ICG, tarafların savaş hazırlığına 4 Kasım öncesinde başladığını ve çatışmanın soruna kalıcı bir çözüm yolu getiremeyeceğini belirtti.
Yaklaşık 110 milyon nüfusa sahip ülkede, nüfusun yüzde 35’ini Oromolar, yüzde 27’sini Amharalar, yüzde 6’sını Tigraylar oluşturuyor.
Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti’nin idari yapısı etnik kökenlere göre şekillendirilmiş 10 eyaletten, ayrıca Addis Ababa ve Dire Dawa gibi iki özel şehir yönetiminden oluşuyor.
Ordunun, Tigray Halk Kurtuluş Cephesine yönelik operasyonuna destek gösterisi
Yerel basındaki habere göre, Etiyopyalılar, Tigray Halk Kurtuluş Cephesinin (TPLF) ordu birliklerine karşı saldırılarını protesto etti.
Etiyopyalılar, Oromia, Somali ve Afar eyaletleri başta olmak üzere birçok yerde toplanarak ordu birliklerinin Tigray bölgesindeki operasyonlarına destek verdi.
“Ordumuzun yanındayız”, “TPLF cuntası Etiyopya’yı bölemeyecek” ve “Etiyopya kazanacak” sloganları atan göstericiler, Tigray bölgesindeki operasyonların da devam etmesini istedi.
Etiyopya’da meclis, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi üyelerinin dokunulmazlığını kaldırdı
Etiyopya meclisi, “orduya karşı suç işlemek” ve “terör” suçlamalarıyla 7 Tigraylı meclis üyesinin dokunulmazlığını kaldırdı.
Tigray Eyaleti Başkanı Debretsion Gebremichael ve sözcüsü Getachew Reda, dokunulmazlığı kaldırılan siyasetçiler arasında yer alıyor.
Meclis geçen hafta Tigray Eyalet Meclisini feshederek geçici hükümet kurulmasını kararlaştırmıştı.
Etiyopya’daki çatışmalar nedeniyle Sudan’a sığınanların sayısı 10 bine ulaştı
Sudan ile Etiyopya sınırında bulunan mülteci kampındaki yetkililerden Al-Sir Khalid, gazetecilere yaptığı açıklamada, Etiyopya’dan kaçanların çoğunluğunun çocuk ve kadınlardan oluştuğunu söyledi.
Etiyopya’dan Sudan’a göç edenlerin çok yorgun ve bitkin olduğunu aktaran Khalid, insanların aç ve susuz şekilde günlerdir engebeli arazide yürüdüğünü vurguladı.
Yetkililer, Etiyopya’daki çatışmalar nedeniyle komşu ülke Sudan’a sığınanların sayısının 10 bine ulaştığı, çok daha fazla kişinin Sudan’a sığınabileceği ve bu kişilere acil insani yardım yapılması gerektiği uyarısında bulundu.
Başbakan diyalog çağrılarını reddetti
Bu arada, komşusu Eritre’yle yaptığı barış anlaşması sonrası Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Başbakan Abiy Ahmed, uluslararası örgütlerin diyalog çağrılarına kulak asmayarak bölgedeki “cunta” silahsızlandırılana, yasal bir yönetim kurulana ve suçlular cezalandırılana kadar operasyonun devam edeceğini belirtti.
Seçimleri ertelediği için Addis Ababa hükümetinin gayri meşru olduğunu ileri süren TPLF, eylülde yerel yönetim seçimlerini yapmış ve kazanmıştı. Seçimlerin ardından ulusal meclis, yerel idareyle tüm bağların koparıldığını duyurmuştu.
Başbakan Ahmed 2018’de iktidara gelmeden önce iktidar koalisyonunda ve ülke siyasetinde söz sahibi olan TPLF, uzun yıllardır ülkedeki çok sayıda muhalif grubun hedefinde.
Son dönemde, ülkedeki terör saldırılarının arkasında olmakla da suçlanan TPLF, iktidar koalisyonundan geçen yıl ayrılmıştı.
Ahmed’in operasyon kararının yıllardır milislerin silahlanmakta olduğu Tigray’da uzun süreli çatışmalara ve hatta iç savaşa yol açmasından korkuluyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *