Harvard, Oxford ve Stanford üniversitelerinden üç halk sağlığı uzmanı, hükümetleri radikal bir şekilde politikalarını değiştirmeye çağıran ve sürü bağışıklığı stratejisini öneren bir bildiri yayımladı.
Pandemide karantina ve seyahat kısıtlamaları kesinlikle hayat kurtarıyor, ancak ülkeler yaşanan ekonomik kayıplar, eğitimin aksaması ve halkın yaşadığı ruhsal sorunlardan endişe duyuyor. Dünya Covid-19’a karşı alınacak önlemlerin uzun vadede yoksulluk ve buhran getireceğinden korkuyor. Bu nedenle Harvard, Oxford ve Stanford üniversitelerinden üç halk sağlığı uzmanı, hükümetleri radikal bir şekilde politikalarını değiştirmeye çağıran ve sürü bağışıklığı stratejisini öneren bir bildiri yayımladı. Ancak, farklı araştırmacılardan oluşan bir grup ise sürü bağışıklığı stratejinin tehlikelerine dikkat çekerek çok fazla can kaybının yaşanabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Kısmen sürü bağışıklığı stratejisi teklifi
Halen birinci dalgada yaşanan ekonomik ve toplumsal kayıplar nedeniyle toparlanmaya çalışan Avrupa’da yeni karantinaların getireceği yüksek bedellerden endişe duyuluyor.
Harvard, Oxford ve Stanford üniversitelerinden üç halk sağlığı uzmanı, 4 Ekim’de hükümetlerin sıkı karantina uygulamaları yerine, kısmen sürü bağışıklığı stratejisini izlemesi gerektiğini açıklayan Büyük Barrington bildirisini yayımlamıştı.
Virüs gençler arasında hiçbir önlem alınmadan serbest bırakılmalı, yaşlılar korunmalı
Adını imzalandığı Massachusetts kasabasından alan Büyük Barrington Deklarasyonu, bulaşmanın daha genç ve sağlıklı insanlar arasında serbestçe yayılmasına izin verilirken, en savunmasızları enfeksiyondan korumak için önlem alınmasını öneriyor.
Bu yaklaşım, “sürü bağışıklığı” kavramına dayanıyor ve bilim insanları bu sayede, enfeksiyonun bir sonucu olarak nüfusun yeterli bir kısmı bağışık hale geldiğinde hastalığın yayılmasını durduracağını düşünüyor.
Doğal bağışıklığın ne kadar sürdüğü bilinmiyor
Ancak, Büyük Barrington önerisi tartışmalı bir teklif. Çünkü corona virüse karşı oluşturulan doğal bağışıklığın insanları ne kadar süre boyunca koruyabileceği henüz bilinmiyor.
Ancak, Büyük Barrington teklifinini arkasında olan uzmanlar, bu durumun virüsün farklı mutasyonlarından kaynaklandığını ve yeniden enfekte vakalara aynı virüsün neden olmadığını açıkladı.
Ölüm oranı düşebilir
Yeniden enfekte vakaların çok nadir görüleceğini belirten araştırmacılar, ayrıca Covid-19’a yakalanların yaklaşık yüzde 80’inde hafif semptomlar olduğunu veya hiç olmadığını söyledi.
Yani gençler arasında virüsü serbest bırakmanın bu yüzde 80’lik grubu etkileyeceği ve ölüm oranlarının daha da düşebileceği belirtildi.
Bu durum ise insanların üçte ikisi ile dörtte üçü enfekte olduğunda sürü bağışıklığının devreye gireceği anlamına geliyor.
Avrupa’da sürü bağışıklığı eşeği yüzde 43’e kadar düşebilir
Ancak bu formül, herkesin aynı oranda enfeksiyona maruz kaldığını var sayıyor ve insanların aynı miktarda virüse kalmadığı şu anda biliniyor.
Araştırmacılar bu nedende Batı Avrupa’daki sürü bağışıklığı eşiğinin yüzde 43 kadar düşük olabileceğini belirtiyor.
Diğer taraftan, bilim insanları bu eşiğin soğuk algınlığına neden olan corona virüslerin neden olduğu geçmiş enfeksiyonların sağladığı önceden var olan bağışıklık ile düşürülmüş olmasınının mümkün olduğunu söyledi.
Daha önce yapılan çalışmalarda bir popülasyonda sürü bağışıklığı sağlanabilmesi için nüfusun en az yüzde 70’inin enfekte olması gerektiği belirtilmişti.
T-hücreleri umudu
Belirli bir patojene saldırmak için özel olarak yapılan antikorların aksine, T-hücreleri zararlı bir istilacı tanıma ve peşinden gitme konusunda daha az seçici davranıyor.
Dün, yayımlanan br çalışmada T-hücreleri bağışıklığın ilk enfeksiyondan sonra 6 ay boyunca devam ettiği ortaya konuldu.
Ancak bu tür T-hücrelerine sahip kişilerin Covid-19’a maruz kaldıklarında , hastalığa tekrar yakalanıp yakalanmayacakalrı henüz bilinmiyor.
Sürü Bağışıklığı stratejisinin tehlikeleri
Diğer taraftan, Büyük Barrington önerisine karşı çıkan bir grup insanı, sürü bağışıklığı stratejisinin neden olabileceği tehlikelere karşı Lancet adlı bilim dergisinde John Snow mutabakatı adlı bir makale yayımladı.
Araştırmacılar bu kapsamda, hükümetlerin insanları korumak için elinden gelen her türlü fedakarlığı yapmasını istedi.
Araştırmacılar, gençlerin arasında virüsün bırakılması ve savunmasız durumdaki insanların korunmasını öneren teklife ilişkin iki temel çekinceyi ifade etti.
Uzun covid gençler arasında yaygın
Bunlardan birincisi savunmasız durumda olan kiişilerin tespit edilmesinin tam anlamıyla mümkün olmaması.
Araştırmacılar, yaş, kronik rahatsızlıklıklar, kalp hastalığı, obezite ve astım gibi faktörin riski arttırdığı ancak daha önce hiçbir hastalığı olmayan genç insanların da virüs nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.
İkincisi ise, virüsün serbest bırakılmasıının önerildiği gençler arasında uzun süreli corona virüs vakalarının artması.
Uzun Covid, virüs semptomlarının sekiz haftadan fazla sürmesine neden oluyor. Virüsün yan etkisi olarak ise çeşitli beyin ve s,nir sistemi hatalıkları, kalp ritmi bozuklaru gibi ciddi hastalıklar ortaya çıkabiliyor.
Hem yüksek kazanımlı hem riskli
Ancak kilitlenmeler ve diğer kısıtlamalar, nedeniyle uzun vadede kaybedilen hayatlar daha fazla sayıda olabilir. Eğer hükümetler, test ve temas sistemlerini etkili bir şekilde kullanabilirlerse, büyük karantina önlemlerine gerek kalmayacaktır.
Önümüzdeki haftalarda Moderna,Pfizer/ Biontech ve Oxford/AstraZeneca aşılarının son aşama insan testlerinin sonuçlarının açıklaması bekleniyor.
Eğer, bu aşılardan biri olumlu sonuç verirse sürü bağışıklığıyla ilgili tartışmalar da son bulacaktır.
(Ntv.com.tr)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *