Batı ile Rusya arasında kalan ‘Belarus’

Batı ile Rusya arasında kalan ‘Belarus’

Belarus’un Avrupa yanlısı bir yönetimin eline geçmesi durumunda Rusya’nın batısını doğrudan Avrupa’ya açık hale getirecek.

Belarus’ta cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik başlayan protestolar üzerine ülkede yaşanan siyasi kriz, bu ülkeyi de Ukrayna gibi Rusya ile Batı’nın arasında mücadele alanı haline getirdi.

Ukrayna’nın 2004’te “Turuncu Devrim” ile siyasi olarak çalkantılı bir döneme girmesi, komşusu Belarus’u da zamanla etkiledi.

2014’te yaşanan meydan olaylarıyla Ukrayna’ya Batı yanlısı yönetimin hakim olması, Belarus’ta da hareketlenmelere neden oldu. Aynı yıllar ülkede zaman zaman Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’ya karşı sesler çıksa da bunlar hızla bastırıldı.

Belarus’ta 9 Ağustos’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra muhalefet, tarihinde ilk defa binlerce kişiyle sokağa çıktı ve gösterilere başladı.

Batı’nın uzun süre desteklediği ülkedeki muhalefet, bir süre sonra Rusya’ya yakın olan yönetime karşı Ukrayna’da meydan olayları ile başlayan “değişim” taktiğinin aynısını uygulamaya başladı.

Seçim sonuçlarını tanımayarak protesto gösterilerine başlayan muhalefet, ülkede sokak eylemlerinde barikatlar kurdu, polisin sert müdahalesine karşı koydu. Çıkan olaylarda 3 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı.

Batı’nın da desteğiyle Ukrayna’daki devrim yöntemlerini kullanan muhalefet, Lukaşenko yönetimini zora düşürdü.

Batı, ülkedeki muhalefet eliyle Rusya’nın batı sınırlarındaki son kalesini de elinden alma çabasına girdi.

Rusya’nın Avrupa’ya koridoru

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan Belarus Cumhuriyeti, Rusya’nın Avrupa’ya açılan koridoru oldu.

Litvanya, Letonya ve Estonya’nın Batı blokuna geçmesiyle Rusya’nın Batı sınırlarındaki bugün en yakın komşusu olan Belarus, tampon konumu nedeniyle Moskova’nın batıda stratejik olarak önemli ortağı haline geldi.

Ukrayna’da yaşanan devrim sonrası bu ülke ile yakın ortaklığını kaybeden Rusya, Belarus’u da kaybetmeyi göze alamıyor.

Belarus’un Avrupa yanlısı bir yönetime geçmesiyle Rusya’nın batı cephesinin doğrudan Avrupa’ya açık hale gelecek olması, bu ülkeye Rusya desteğini kaçınılmaz hale getiriyor.

Stratejik konumunun yanı sıra Belarus, Rusya’nın ekonomik anlamda da önemli ortağı. Avrasya Ekonomik Birliği üyesi olan Belarus, Rusya’nın Avrupa’ya önemli ihracat çıkışlarından birisi konumunda bulunuyor.

Rusya için tarım ve hayvancılık ithalatında önemli bir yere sahip Belarus, sanayi ürünleri konusunda da Rusya pazarı için önemli yer oluşturuyor.

Avrupa’ya enerji nakli konusunda çok önemli bir ağırlığa sahip olmasa da enerji işleme merkezi olan Belarus’un en büyük ticari ortağı Rusya. Belarus ile Rusya arasındaki ticaret hacmi, geçen yıl rakamlarına göre 35 milyar doları geçiyor.

İki ülkenin pek çok alanda entegrasyonunu kapsayan “Birlik Devleti” anlaşması bulunuyor.

Askeri anlamda da Rusya’nın önemli ortağı olan Belarus, zaman zaman Rusya ile ortak askeri tatbikatlar yapıyor.

Belarus’ta 2 adet Rus askeri üssü bulunuyor. Ölümcül silah bulunmayan üsler, istihbarat, iletişim ve radar işlevi görüyor.

Rusya, son yıllarda Belarus’a savaş uçaklarının da bulunacağı askeri üs kurma yönünde girişimlerde bulunsa da Lukaşenko, ülkesinde bu nitelikte Rus askeri üssü istemediğini belirtmiş, Rusya da bunu “hoş olmayan bir olay” olarak nitelendirmişti.

Batı, Belarus’u Avrupa ülkesi sayıyor

Avrupa için de Belarus, Rusya’dan gelecek tehlikenin merkezi olarak görülüyor.

Belarus’u her zaman Avrupa ülkesi olarak tanımlayan Batı, Sovyetler’in dağılmasından bu yana Lukaşenko yönetimini Rus yanlısı politikasından dolayı kendisine tehdit olarak algıladı.

Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan çıkan ABD’nin, Almanya’daki nükleer silahlarını Polonya’ya konuşlandırabileceği yönündeki açıklamaları, Belarus’un Rusya ile Batı arasındaki önemini daha da artırdı.

Avrupa’ya sınır olan Belarus, Batı’nın kontrolüne girmesi halinde Rusya için önemli bir cephe haline gelecek. Ukrayna ve Baltık ülkeleriyle Rusya’nın etrafı tamamen Batı tarafından sarılmış olacak.

Belarus’ta cumhurbaşkanlığı seçimine karşı yapılan protestolar bu yüzden Avrupa ve ABD tarafından destekleniyor.

Lukaşenko, Rusya’dan yardım istedi

Batı’nın muhalefete verdiği destek karşısında Lukaşenko “sınırlarının tehlikeye girdiği” gerekçesiyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşerek kapsamlı destek istedi.

Lukaşenko, Rusya ile askeri alanda Birlik Devleti anlaşmalarının bulunduğunu ve ülkesinin Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütüne (KGAÖ) üye olduğunu anımsattı.

Muhaliflerin destekçisi Avrupa’dan Belarus’taki seçim sonuçları ve polisin izinsiz gösterilerde protestoculara sert müdahale etmesine üst üste tepkiler geldi.

Belarus’taki siyasi durum, Batı’nın gündeminde

Belarus’ta başlayan siyasi karışıklık, Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin liderlerinin de gündemine girdi.

AB üye ülke dışişleri bakanları, geçen hafta yaptığı toplantıda, Belarus’a yönelik yeni yaptırımların devreye sokulmasını kararlaştırdı. Almanya ve Fransa, Lukaşenko yönetimine muhalefet ile diyalog kurarak, protestoculara şiddet kullanmama çağrısı yaptı.

ABD Başkanı Donald Trump, Belarus’taki durumu “korkunç” olarak tanımlayarak, gelişmeleri çok yakından takip edeceklerini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da AB ile çalışacaklarını belirterek, Belarus’ta bazı üst düzey isimlere yaptırım uygulayabileceklerini açıkladı.

İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, seçim sonuçlarını kabul etmediklerini duyurdu.

Seçim sonuçlarını tanımayanlar arasına Kanada ve İrlanda da girdi.

Baltık ülkeleri Letonya, Litvanya ve Estonya, Belarus’ta seçimlerin yeniden yapılması çağrısı yaptı.

Avrupalı liderler, Putin ile Belarus’u görüştü

Lukaşenko’nun Rusya’dan yardım talebi sonrası Avrupalı liderler, Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefon görüşmesi yaptı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Putin’e “Belarus’ta yönetimin, muhalefet ile diyaloğa girmesi gerektiği” mesajını verdi.

Putin ise Avrupalı liderlere, Belarus’un içişlerine yönelik dışardan her türlü müdahale girişiminin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, bu şekilde krizin tırmanabileceği uyarısında bulundu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *