‘Sözleşmeye destek verenlerin de eleştirenlerin de görüşlerini takip ediyoruz’

‘Sözleşmeye destek verenlerin de eleştirenlerin de görüşlerini takip ediyoruz’

İstanbul Sözleşmesine ilişkin olarak Ömer Çelik, “Türkiye, burada verilecek karar ne olursa olsun kendi tezini ortaya koyabilecek, kendi hukukunu ve içtihadını üretebilecek kapasite ve yeteneğe sahiptir.” dedi.

MKYK toplantısı sonrası, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan parti sözcü Ömer Çelik, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili çalışmanın ne aşamada olduğunun sorulması üzerine, şunları anlattı:

“Onunla ilgili çalışma devam ediyor. Biz gerçekten nezih bir dille kadınlara hakaret etmeden, görüşünü ifade edenlerin görüşünü ciddi bir şekilde takip ediyoruz. Sözleşmeye destek verenlerin görüşlerini de takip ediyoruz, sözleşmeyi eleştirenlerin görüşlerini de takip ediyoruz. Esas olan şudur; kadını korumak ve güçlendirmekle ilgili yaklaşım ile aileyi korumak arasında biz bir çelişki görmüyoruz. Bazı yaklaşımlarda kadını koruma vurgusu varken, aileye dönük yaklaşımların görmezden gelindiğini, zaman zaman da aileyi korumak adına ortaya konulan bazı yaklaşımlarda kadını koruma ve güçlendirme boyutunun eksik olduğunu görebiliyoruz.”

Ak Parti’nin Türkiye’nin en büyük kadın siyasi hareketi ve kadın hakları konusunda devrimci adımlar atmış bir parti olduğunu savunan Çelik, şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanımızın ve Ak Parti’nin bu yaklaşımından önce kadının kamusal alana çıkabilmesi birtakım hukuk ve demokrasi dışı kriterlere bağlıydı. Ak Parti kıyafeti, düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun bütün kadınların kamusal alana çıkışını özgürleştirmiş ve kolaylaştırmış bir siyasi harekettir. Dolayısıyla buradaki eleştirileri, destekleri, kaygıları değerlendirerek esas amacımızın hem kadını korumak ve güçlendirmek hem de aile kurumunu güçlük tutmak şeklinde bir yaklaşım olduğunu ortaya koyuyoruz. Türkiye, burada verilecek karar ne olursa olsun kendi tezini ortaya koyabilecek, kendi hukukunu ve içtihadını üretebilecek kapasite ve yeteneğe sahiptir. Şimdiye kadar bunu yaptık, bundan sonra da yaparız. Bütün kadın örgütlerinin görüşlerine açığız. Güzel bir yaklaşımla ortaya koyulan bütün görüşleri değerlendiriyoruz. Tabii bütün bu süre içinde Cumhurbaşkanımız partimizin yıl dönümü toplantısında da söyledi, bizi üzen şey, kadınlarımıza dönük hakaret dili kullanılmasıdır. Kadınlara dönük saygısız bir dil kullanılmasıdır. Medeni bir toplum olmanın ilk maddelerinden biri, kadına dönük dilin tamamen saygı ile kuşanmış olmasıdır.

“Ne kadını korumayı ve güçlendirmeyi ne aileyi korumayı terk edeceğiz”

Kadınlara yönelik saygısızlığın herhangi bir şekilde izahının olmayacağını vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:

“İkincisi, bu nasıl bir şeydir ki hem kadına dönük sözel şiddet konusunda hem fiziki şiddet konusunda maalesef en temel ahlaki değerlerle ve siyasi değerlerle bağdaşmayacak üslup kullanan çok sayıda insan olduğunu görüyoruz. Bu utanç verici bir şey. Yani bir toplum eğer kendi kadınlarına saygı gösteren bir dili, herkesin kabul gördüğü bir dil haline getirememişse orada bütün işler kötü gidiyor demektir. Şimdi toplumda kadınların verdiği mücadele, siyasetin verdiği mücadele ve çeşitli kadın örgütlerinin verdiği mücadele ile bu konuda çok aşama kaydedilmiştir. Biz bu arkadaşlarımızın çalışması sonunda ne karar verirsek verelim, netice itibarıyla kadını koruma ve güçlendirme ile aileyi koruma şeklindeki bu denge ve bu birbirini tamamlayan siyasetten vazgeçmeyeceğiz. Ne kadını korumayı ve güçlendirmeyi terk edeceğiz ne aileyi korumayı terk edeceğiz. Bu konuda kadının kamusal alana çıkması, haklara kavuşması, eşitlik konusunda çeşitli mesafeler alınması konusunda çok önemli işler yaptık. Devrimci işler yaptık. Daha da fazlasını yaparız.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *