Ekonomik krizle mücadele ederken Beyrut Limanı’ndaki büyük patlamayla yeni bir felakete sürüklenen Lübnanlılar, hükümetin düşmesinden sonra erken seçime gidilerek parlamentonun da değişmesini istedi.
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta ağır can ve mal kaybına yol açan şiddetli patlamanın ardından başlayan protestolar, ülkeyi ekonomik krizden kurtarmak amacıyla henüz birkaç ay önce kurulan hükümeti devirdi. Göstericiler ise daha fazlasını istiyor.
Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan, geçen yıl ekim ayından beri yaşadığı ekonomik krizle mücadele için Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakerelere devam ettiği bir dönemde ülkenin en büyük ticaret kapısı olan Beyrut Limanı’nda meydana gelen felaketle sarsıldı.
Patlamada 163 kişi hayatını kaybetti, 6 binden fazla kişi yaralandı ve kentte meydana gelen büyük yıkım nedeniyle yüz binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Beyrut Limanı’ndaki patlama halkın uzun zamandan beri yönetime karşı olan öfkesini daha da artırdı.
Binlerce kişinin katılımı ve “Hesap Günü” sloganlarıyla cumartesi Beyrut şehir merkezinde başlayan protestoların üçüncü gününde Başbakan Hassan Diyab istifasını duyurdu.
Ekonomik kriz etkisiyle bankalardaki döviz mevduatlarına aylardan beri ulaşamayan ve geçen hafta meydana gelen büyük patlamayla yeni bir felakete sürüklenen Lübnanlılar, hükümetin düşmesinden sonra erken seçime gidilerek parlamentonun değişmesini istiyor.
Parlamentonun istifası için eylemler devam edecek
AA muhabirine konuşan protestoculardan Gita Meşik, “Başbakan Diyab’ın istifası zaten biliniyordu. Bu nedenle son günlerdeki protestolarla parlamentoya baskı oluşturmaya çalışıyoruz.” dedi.
Meclis Başkanı Nebih Berri başta olmak üzere milletvekillerinin tümü istifa edinciye kadar parlamento binası çevresindeki eylemlerine devam edeceklerini söyleyen Meşik, yeni bir yönetim istediklerini, dolayısıyla eski Başbakan Saad el-Hariri’nin yeniden hükümetin başına geçmesine izin vermeyeceklerini ifade etti.
Halkın artık her şeyin farkında olduğunu savunan Meşik, bu nedenle erken seçim olsun veya olmasın yeni bir seçim yasası istediklerini aktardı.
Hükümetin istifasının protestocular için anlamı yok
Protestoculardan Beyrutlu Eli Akiki de hükümetin istifasının kendileri için hiçbir şey ifade etmediğini belirterek, “Çünkü geçen yıl Ulusal Birlik Hükümeti de istifa etti ancak arkasında aynı siyasi güçlerin öncülüğünde yeni hükümet kuruldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Yönetimin tümüyle değişmesi ve gerçek anlamda halkı temsil eden bir yönetimin gelmesi yönündeki taleplerinden geri adım atmayacaklarını vurgulayan Akiki, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Meclis Başkanı Berri’nin düşmesi için baskı kurmaya devam edeceklerini kaydetti.
Çağdaş ve adil yeni bir seçim yasası istediklerini aktaran Akiki, “Beyrut Limanı’nda yaşanan felaket nedeniyle mevcut ve eski yöneticilerin hepsinin hesap vermesi gerekiyor.” diye konuştu.
“Ülkenin en büyük sorunu cumhurbaşkanlığı ve parlamentodur”
Leyal Sublani isimli Lübnanlı ise Diyab’ın istifasının halkın taleplerinden biri olduğunu dile getirirken, bununla birlikte, “Diyab ve kabinesi, Beyrut Limanı’ndaki felaket ve ülkenin maruz kaldığı ekonomik çöküşten en az sorumlu kesimdir.” ifadelerini kullandı.
Sublani, “Ülkenin en büyük sorunu cumhurbaşkanlığı ve parlamentodur. Bu iki makam, vatandaşın beklentilerini karşılamadığı gibi 1975-1990 yıllarında yaşanan iç savaşın suçlularınca yönetiliyor. Bu nedenle en büyük hedefimiz, Cumhurbaşkanı Avn, Meclis Başkanı Berri ve yönetime gelen tüm başbakanlardan hesap sormaktır.” dedi.
“Siyasilerin hepsi gitmeli”
Ülkenin kuzeyindeki Trablusşam’dan eylemlere katılmak için sık sık Beyrut’ta geldiğini belirten Muhammed Şema, Başbakan Diyab’ın istifa etmekte geciktiğini, patlamanın yaşandığı gece veya sonraki gün istifa etmesi gerektiğini savundu.
Diyab hükümetinin halkın talebi üzerine değil siyasi irade istediği için istifa ettiğini söyleyen Şema, “Göstericiler ise Cumhurbaşkanı Avn ve Meclis Başkanı Berri dahil tüm siyasilerin gitmesini istiyor.” diye konuştu.
Halkın talepleri
Beyrut sakinlerinden Luran Yunus ise, “Sözde teknokratlar hükümeti olan Hassan Diyab kabinesi tümüyle siyasileri temsil ediyordu. Bu hükümet, ekonomik kriz ve yerel para biriminin değerini koruma konularında başarılı olamadığı gibi yeni tip koronavirüste de başarı göstermedi.” değerlendirmesinde bulundu.
Halkın taleplerinin net olduğunun altını çizen Yunus, “Lübnanlılar, siyasi güçlerin içinde yer almadığı yeni bir hükümet kurulmasını, yeni bir seçim yasası getirilmesini, yolsuzluğa bulaşan yetkililerden hesap sorulmasını ve çalınan malların iadesini sağlayacak bağımsız bir yargı oluşturulmasını istiyor.” ifadelerini kullandı.
Lübnan Başbakanı Diyab, dün Hükümet Sarayı’nda düzenlediği basın toplantısında, Beyrut Limanı’ndaki patlamayı “devlet yönetiminde kök salmış yolsuzluğun sonucu” olarak değerlendirerek istifasını açıklamıştı.
Vatandaşla birlikte değişim hareketine katılmak üzere bir adım geri gideceklerini belirten Diyab, “Ülkenin kurtarılması için bir kapı açmak istiyoruz.” demişti.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *