“Baskıyla sonuca ulaşacaklarını sanıyorlar”

“Baskıyla sonuca ulaşacaklarını sanıyorlar”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, iki televizyon kanalına verilen cezalar ile Yılmaz Özdil hakkında yapılan suç duyurusuna değindi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu konuşmasında, Halk TV ve Tele1’e, RTÜK tarafından verilen cezalara da tepki gösterdi.

Bu televizyon kanallarına verilen 5 gün geçici yayın durdurma cezasının cumhuriyet tarihinin en büyük cezası olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir sorun mu var, hemen televizyonu kapat. Bir mesele mi çıktı bir yerde, hemen gazeteyi kapat. Bir şey mi oldu, birisi konuştu mu, hemen hedef gösterin, yargılayın, tutuklayın, hapse atın. Geldiğimiz süreç budur. Sanıyorlar ki ‘biz bu baskıları kurarsak sonuca ulaşırız, millet gerçekleri görmez, biz tekrar iktidar oluruz’. Ne kadar baskı kurarsan kur, arkadaş sen gidicisin. Bu millet seni gönderecek, artık bıktı.” dedi.

Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Müyesser Yıldız ve Osman Kavala’nın mahkeme kararlarına rağmen tutuklu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, olayın, bir yargılama olayından tümüyle çıktığını belirtti. Kılıçdaroğlu, iktidarın dayatmasıyla “Bunları içeride tutacaksınız, hapse atacaksınız. Geciktirin duruşmaları.” denildiğini savundu.

Basın İlan Kurumu’na eleştiri

Basın İlan Kurumu’nun da aynı şekilde gazetelere, gerçekleri yazan özgür gazetecilere ceza verdiğini öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Neden iktidarı eleştiriyorsun?’ ‘Neden gerçekleri söylüyorsun?’ ‘Neden işsizlik, yoksulluk var diyorsun?’ Neden ‘çocuklar yatağa aç giriyor’ diyorsun. Bunları söyleyeme. Türkiye ne kadar güzel, bütün dünya çökerken Türkiye’nin yıldızı yükseliyor. Öyle konuş. öyle yaz’ diyor. Ama bunlar olmuyor. Basın İlan Kurumu, besleme basına kaynak aktaran bir kuruma dönmüş durumda. Besleme basının tirajına bakıyorsunuz, 300 bin. Tiraj ne kadar 150 bin. Kimsenin okuduğu falan da yok, böyle bir tiraj da yok. Ama 150 bin-300 bin tiraja göre para alıyorlar. Basın İlan Kurumu yöneticilerine seslenmek isterim: Eğer siz gerçekten ülkenizi seviyorsanız, gerçekten medya karşısında tarafsız davranmak istiyorsanız, kaynağı yerinde ve zamanında kullanmak istiyorsunuz, bu tirajları bağımsız bir denetim kurumuna denetlettirin, sonra bakın hangi gazetenin tirajı ne kadar. Bunu yapabilirler mi? Saraydan talimat almazlarsa yapamazlar. RTÜK ve Basın İlan Kurumu, birer sansür kurumuna dönüşmüş durumda. İktidarın talimatlarını yerine getiren, iktidardan talimat alan ve sansür uygulayan kurumlar haline dönüşmüş durumda.

ATV’yi de pek çok vatandaşımız izler. Şiddet, aile yapısını derinden sarsan, ensest ilişkileri gündeme getiren televizyon kanalı hakkında 90 bine yakın şikayet geliyor, bir tek dosya bile RTÜK’te görüşülmüyor. RTÜK Başkanına sormak lazım: Sen gerçekten o kurumun başkanı mısın, yoksa birilerinin talimatını yerine getirmek üzere görevlendirilmiş eleman mısın? Eğer sen Erdoğan’ın talimatını yasalara rağmen emir telakki ediyorsan, aklını saraya kiraya vermişsin demektir. Sende akıl yoktur. Her insanın bir aklı vardır, dünyayı sorgulama aklı vardır. Kur’an ‘oku’ diye başlıyor, ‘işit’ diye başlamıyor. Sen okuduğunun bile gereğini yerine getirmeyip saraydan alınan talimatın gereğini yaparsan kusura bakma, sana insan denilmez. Çünkü insan aklını kullanan kişiye denir.”

TBMM’nin itibarı

TBMM Başkanlığının, Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil hakkında, “Baroların ne işi var TBMM’de” başlıklı köşe yazısında TBMM’yi alenen aşağılama ve hakaret iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “Güzel. TBMM’nin itibarını korumak hepimizin ortak görevi. Sadece milletvekillerinin değil, bu ülkede yaşayan her vatandaşın ortak görevidir.” dedi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Sayın Meclis Başkanına sormak isterim. Sen TBMM’nin itibarı konusunda bu kadar duyarlı isen bu 500 bin lira rüşveti alan kimdir, hiç onu merak ettin mi? O rüşvetin konuşulduğu toplantıda AK Parti ve MHP’nin milletvekillerinin olduğunu bilmiyor musun? O milletvekilleri 500 bin liralık rüşvetin konuşulduğu toplantının tanığı iken hiçbir şey yapılmadığını sen bilmiyor musun? Ben burada, Antalya Serik’te 500 bin liralık rüşvetin alındığı karşısında sessiz kalanların rüşvete ortak olduklarını söylemedim mi? Onların da ağzını bıçak açmıyor, sen bunu bilmiyor musun? Parlamentonun itibarını koruyacaksan çağırcaksın o iki milletvekilini. Parlamentonun itibarı dolayısıyla bu olayı soruşturacaksınız.

Ayakkabı kutusunda rüşvet alanlar vardı burada. Meclis Başkanı’na seslenmek isterim: Ayakkabı kutusunda rüşvet alan adam, o kürsüye çıkıp konuştuğunda, siz hep beraber alkışlamıyor muydunuz? Bu mudur itibar? Meclisin itibarını bozan sizsiniz. Bir odaktan talimat alıp, el kaldırıp indirenler sizsiniz. Ahlakı bir tarafa attınız, hukuku bir tarafa attınız, adaleti bir tarafa attınız, sadece ve sadece kalktınız, çikolata kutusunda rüşvet alan adamı alkışladınız. Hangi itibardan söz ediyorsunuz?”

Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda elektronik oylamaya giremeyen veya şifresini unutanın, bir pusulaya adını yazarak Başkanlığa ulaştırdığını ve salonda ‘buradayım’ dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Mecliste olmadığı halde, Ankara’da olmadığı halde, hatta Türkiye’de olmadığı halde ben Meclis Genel Kurulundayım diye oy pusulası gönderen AK Parti milletvekillerine bir şey dedin mi sen? Bu sahtekarlığa bir şey dedin mi? Kalkıp Yılmaz Özdil’e bu davayı açmasaydın bunları söylemeyecektim. Ama sen yerini, konumunu bileceksin. Sen kalkacaksın sahtekarlık yapan insanları alkışlayacaksın, gizleyeceksin. Bir milletvekili, olmadığı yerde, ben buradayım diye pusula gönderiyor. Sahtekarlık değil midir? Aldığı para haram mıdır? Evet. Bu adam Türkiye’de de değil. Nerede? Hacda. Aklın ve mantığın alamayacağı şeyler. Bir inanç bu kadar istismar edilir. Sonra kalkıp diyorsun ki, ‘Yılmaz Özdil bir yazı yazdı, TBMM’nin şahsiyetine hakarettir bu.’ Hakareti siz yapıyorsunuz.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *