Önceliğimiz, çocuklarımızı kamusundan özeline hiçbir okul sürecine de nihai olarak güvenip teslim ederek tamamen kenara çekilmeksizin, düzenli bir takip olmalıdır.
Sınava Az Bir Zaman Kaldı
Latif Değer / Talas Ekspress
Zor bir ülkede yaşıyoruz, doğal kaynakları sınırlı veya yetersiz, tüm dünyada olduğu gibi, gelir bölüşümünde sıradan insanların güç ve mülk sahiplerine göre oldukça dezavantajlı olduğu, iş bulma veya kurma şansının düşük olduğu bir memlekette yaşıyoruz.
Bu yüzden hiçbirimiz, hepimiz için değişen onca zamanlar ve hayatlara rağmen, çocuklarımızın geleceğini düşünürken, onların okumasının kendileri için en büyük çıkış, geleceklerini kurmak için en uygun yöntem, rızık ve geçim kaygılarından kurtulmalarında en salim yol olduğunu düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
Aklımızın bir köşesinde bu dünyanın faniliği, burada karşılaştığımız sınavların bütün bu hayatın imtihanı olan hesap günümüze göre ne kadar önemsiz olduğu fikri duruyor olsa bile, bu doğru tespit yine de çocuklarımızın geleceği için kafa yormamızı engellemiyor, bence haksız ve gereksiz de kılmıyor; zira bu endişe insanlarımızın, ümmetimizin-milletimizin-memleketimizin geleceğinin nasıl şekilleneceğinin de kaygısını taşıyor içinde.
Dünya, başını sonunu tahmin bile edemediğimiz bir dijital-elektronik planlama ve uygulama istikametine evrilip, yeryüzü zorbaları tahakkümlerini bir bilgisayar hafızasına müdahale eder gibi robotlaştırmak istedikleri garip yoksul insan kitlelerinin beyinlerini de keyiflerince programlamaya yöneltmişken, değil inanç ve değerleriyle tutarlı bir Müslümanca hayatı, insan olarak kalabilmenin onurunu savunmak için de çocuklarımızın mesleki geleceğini çok önemsememiz gerekiyor.
Bu çerçevede ülkenin sıradan insanları olarak bizler, çocuklarımızın geleceği için sadece kaygı çekmek ve dua etmekten öte bir gayretin de içinde olmalıyız.
Öncelikle onların insanlığımızı ve Müslümanlığımızı fark ederek, bir bilinç üzerine inşa edilmiş duyarlılık sahibi şahsiyetler olarak yetişmeleri için yapacağımız en önemli işlerden biri, fiilen birer örnek de oluşturarak, çocuklarımıza okumanın önemini ve değerini kavratmak olmalıdır. Bu, her türlü doğru istikametin eşiğidir. Her birimiz, çocuklarımızın okumaya alaka geliştirmelerine, zamanla okumayı sevmelerine ve kendilerine doğru bir istikamet belirleyecek ölçüde bilinçli seçimlerle bir okuma serüveni inşa etmelerine zemin oluşturacak zaman ve emeği onlar için hasretmeyi, en önemli anne-baba vazifesi saymalıyız kendimize.
İkinci aşamada ise onlara -kişiliklerini geliştirip sağlamlaştıracak, hayatta ayakları üzerine özgüvenle durmalarını sağlayacak kaide taşlarından ikincisi mahiyetinde- kendine yeter ve ihtiyaç sahiplerine de mümkün olacak en üst düzey imkânlarla el uzatmaya elverişli iş ve mesleklere sahip olmaları yönünde bir istikamet kazandırmak zorundayız.
Bu amaçlar doğrultusunda atılacak ilk adımlar çocuklarımızın ilk mekteplerinden başlamak zorundadır. Zira her aklı başında aile, ulvi veya dünyevi kaygılarla bu işleri bu seviyeden başlayarak ilerletip geliştirmektedir. Yani bizler bu hususları ihmal edip lise çağları ve sonrasına ertelersek bu konuda herkesten daha sorumlu davranmamız gerekirken, bireysel ve toplumsal gelişim istikametindeki çok önemli bir kulluk vazifemizi de ihmal etmiş oluruz.
Önceliğimiz, çocuklarımızı kamusundan özeline hiçbir okul sürecine de nihai olarak güvenip teslim ederek tamamen kenara çekilmeksizin, düzenli bir takip olmalıdır. Okul süreçlerinde verilen kişisel ve ahlaki, olumlu ve olumsuz bilgilendirmeleri ayıklamaktan, akademik bilgilenmelerinin verimliliğinin izlenmesine kadar bütün süreçler dikkat, etki ve destek alanımızın içinde olmadıkça rahat bir nefes almayı kendimize hak görmek, onların geleceklerini çok olumsuz da etkileyebilecek bu süreçlere bigâne kalmak, kendimize vazife saydığımız ümmet-millet-memleket endişelerimizi de açıkça ihmal etmiş olmak anlamına gelecektir.
Bunları söylerken kendisini çocukları uğrunda heba etmiş, diken üstünde bir dünyevi gelecek kaygısından bahsediyor değilim. Bu meseleyi topyekûn bir sorumluluk evrenimizin bir cüzü olarak görmenin önemine dikkat çekmek istiyorum sadece.
Ancak böyle bir sorumluluk duygusu ve pratik çabanın üzerine kuracağımız “Çocuklarımız, geleceğimizdir.” cümlesi, içi doldurulmuş ve bedeli ödenmiş sözler katına yükselecektir.
Tercih bizim.
Selam ve dua ile…
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *