Adıyaman’da bir ABD’li çiftin iki dağ keçisini avlamasına hayvan hakları dernekleri tepki gösterirken, Türkiye’deki avcılık faaliyetleri de tekrar gündeme geldi.

1 Nisan 2019-31 Mart 2020 tarihlerini kapsayan av yılında, Anadolu yaban koyunu, yaban keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, kızıl geyik, melez yaban keçisi, ceylan, karaca, yaban domuzu, çakal ve tilkinin av turizmi kapsamında avlanmasına izin veriliyor. Yaban domuzu, tilki ve çakal dışındaki türlerin erkek bireyleri avlanırken çengel boynuzlu dağ keçisinin dişi bireyleri cezalı avlama olarak işlem görmüyor. Av turizmi kapsamında birçok il hayvanların avlandırılması için ihaleye çıktı.

Milliyet’ten Önder Yılmaz’ın haberine göre, 2019’da Adıyaman’da dokuz yaban keçisi, Şanlıurfa’da üç ceylan, Erzurum’da beş yaban keçisi, Erzincan’da 15 yaban keçisi ve üç çengel boynuzlu dağ keçisi, Antalya’da 47 yaban keçisi, Kastamonu’da iki kızıl geyik, Tunceli’de 11 yaban keçisi ve iki çengel boynuzlu dağ keçisi, Sivas’ta sekiz yaban keçisi ve Çorum’da iki kızıl geyiğin avlattırılması için ihale düzenlendi.

Bedeli 8 bin TL

2019’da yaban keçilerinin avlanması için Adıyaman’da yapılan ihalede tanesine 8 bin 100 TL, Kastamonu’da yapılan Kızıl geyik ihalesinde tanesine 6 bin 800 TL, Erzincan’da iki çengel boynuzlu dağ keçisi için ise 11 bin TL fiyat belirlenmişti. Av Turizmi Uygulama Talimatına göre devlet misafiri-diplomat kimliğine sahip yabancılar da avlanabiliyor. Başvuru, Dışişleri Bakanlığı’nca Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne yapılıyor ve izin belgeleri genel müdürlükçe düzenleniyor.

‘Yaban hayatının korunması için avlaklar kurulmalı’

TBMM Hayvan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yel, konunun tartışmalı olduğunu, yaban hayatının korunması için avlakların kurulması gerektiğini dile getirdi.

Milliyet’e konuşan Yel, av turizminin Türkiye’de uygulanmakta olan bir sistem olduğunu ve belli kriterlerinin bulunduğunu belirterek, “Yaşlı, özellikle erkek hayvanlarla ilgili zaman zaman bu tip uygulamalara doğal koruma ve milli parklar izin vermekte. Bu konu komisyonumuzda da çok tartışıldı. Hayvan severler izin verilmemesi gerektiği konusunda ısrarcı oldular. Doğa içinde kedine özgü döngü olduğunu, bu hayvanların kendiliğinden ölse bile doğada leş yiyen hayvanlara yem olacağı konusunda öngörüleri vardı.

Meseleye böyle bakıldığında turizm konusunda bunlara izin verilmemesi konusunda bize çok sayıda talep geldi” dedi. Av turizminin dünyada da yaygın olduğuna dikkati çeken Yel, “Bu sadece Türkiye’de var olan bir şey değil. Ama tartışmalı bir konu. Henüz olgunlaşmış sonuç verici bir görüş hakimiyeti yok” ifadelerini kullandı. Av turizminde hangi hayvanın avlanacağına ilişkin olarak Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün analizlerinin bulunduğuna dikkati çeken Yel, izlenen hayvanlar olduğunu, yaş, cinsiyet kıstasına göre yapılan tahliller sonrasında avlanma izinlerinin verildiğini kaydetti.

Komisyondan öneriler

Komisyon raporunda yaban hayatının korunmasına ilişkin bir dizi önerilerde bulunduklarını da dile getiren Yel, Merkez Av Komisyonu’nda doğa ve hayvan sever derneklerden daha fazla üyeye yer verilmesi konusunun öne çıktığını belirtti. Raporda, yaban hayat ve hayvan neslinin korunması için kaçak avcılığa yönelik ciddi önlemler önerilirken, şu tespitler de yer aldı:

Avcılığa ilgi duyanlar için Gençlik ve Spor Bakanlığı ile yerel yönetimler tarafından trap ve skeet alanları açılmalı.

Av kuşlarına yönelik olarak verilecek olan günlük avlanma kotaları yerel ölçek yanında küresel ölçekli popülasyonlar da dikkate alınarak belirlenmeli.

Av denetimleri artırılmalı ve popülasyon düzeyi kritik olan türler için yasaklamalar getirilmeli.

Türü azalan av hayvanı popülasyonunda düşüş sürüyorsa avlanmasına ara verilmeli.