İran’da son sözü lider söylüyor

İran’da son sözü lider söylüyor

İran’da reformist adayların veto edilmesi ve birçok seçim bölgesinde muhafazakarların yarışa rakipsiz girmeleri, rejimin lideri Ali Hamaney’in belirleyici rolünü bir kez daha gözler önüne serdi.

İran‘da seçim süreci, çoğunlukla reformist adayların elenmesi nedeniyle, katılımın az olacağı tartışmalarıyla geçerken, dikkatler bir kez daha Lider Ali Hamaney‘in belirleyici rolüne çevrildi.

İran’da 21 Şubat’ta yapılacak 11. Dönem Meclis Seçimlerinde reformist adayların karşı karşıya kaldığı veto engeli, ülkedeki seçim sistemini yeniden gündeme getirdi.

Reformistler, Ali MutahhariMahmud Sadıkiİlyas HazretiGulamrıza HaydariFatma Saidi ve Tayyibe Siyavuş gibi önemli isimlerinin yanı sıra adaylarının çoğunluğu veto edildiği için seçimlere blok olarak girmiyor. Reformistlerin 30 partisinden sadece 9 tanesi seçimlerde yer alıyor.

Anayasayı Koruyucular Konseyi Sözcüsü Abbas Ali Kedhudayi, İran Meclisi’ndeki 247 milletvekilinden 90’ının genel seçim aday adaylıklarının reddedildiğini açıkladı. Kedhudayi, ön elemede başvuruların yüzde 34’ünün reddedildiğini belirterek, 5 binden fazla kişinin başvurusunun ise kabul edildiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, elemeler sürecinde Anayasa Koruma Konseyi’ne çağrıda bulunarak seçimlerin rekabet içinde geçmesi için adaylar arasında taraf tutmamasını ve tüm kesimlerin sandığa gitmesini sağlamasını istedi. Konsey’in vetoları üzerine sert eleştirilerde bulunan Ruhani, bu hafta yaptığı açıklamalarda eleştirilerinin dozunu düşürerek seçimlere katılım çağrısı yaptı.

İran’da atanmışların ağırlıkta olduğu sistem, seçimlerle işbaşına gelen yetkililere çok dar bir alanda hareket imkanı veriyor. Bu durum her sene tartışmaları beraberinde getiriyor ve bu sene reformistlerin önemli isimlerinden Mustafa Taczade, seçim sisteminin değişmesi ve ülke lideri Ali Hamaney’in yetkilerinin sınırlandırılması gerektiğini söyledi. Taczade, seçimlerin daha özgür bir ortamda gerçekleşmesi, rehberlik ile cumhurbaşkanlığı makamlarının birleştirilmesi gibi bir dizi öneriyi gündeme getirdi.

Ülke lideri Hamaney, rejimin en üst makamı olan “Velayet-i Fakih” kurumunu temsil ediyor ve ülkeyi “Veliyy-i Fakih” ünvanıyla yönetiyor. Fıkıh alimlerinin yönetimini anlamına gelen Velayet-i Fakih, İran İslam Cumhuriyeti’nin anayasasının esasını oluşturuyor.

Rehber (Lider) Hamaney, devlet kuvvetlerinin işleyişine müdahale edebiliyor

Veliyy-i Fakih, “Mehdi’nin yeryüzündeki vekili olan Şii din adamları” anlamına geliyor. Veliyy-i Fakih, “Mehdi”nin yeniden ortaya çıkışına kadar İslam ümmetinin yöneticisi olarak görülüyor.

Şii mezhebinde Hazreti Muhammed’in 12’nci kuşaktan torunu “Mehdi”nin bir gün dünyaya dönerek yeryüzündeki gerçek adaleti sağlayacağına inanılıyor.

Veliyy-i Fakih kavramı, 1989’daki vefatına kadar ülkeyi yöneten devrim lideri Ayetullah Humeyni’nin “İslam’da Hükümet” kitabında teorize edilmişti. Bu teori, anayasaya da yerleştirilmişti.

Anayasada, devletin temel organları yasama, yürütme, yargı olarak tanımlanıyor. Ancak, “Rehber” sıfatını da taşıyan lider, bu organların işleyişlerine müdahale edebiliyor.

Yürütmenin başında cumhurbaşkanı olsa da iç ve dış politikada önceliklerin belirlenmesi, savaş ve barış kararı, liderin yetkisinde. Silahlı kuvvetler ve emniyet güçleri de lidere bağlı. Tüm yargı kurumları da lider tarafından kontrol ediliyor.

Meclis seçimleri de liderin otoritesinin gölgesinde

Rejimin en kritik kurumlarından biri olan Anayasa Koruma Konseyi’nin 12 üyesinden 6’sı doğrudan lider Hamaney tarafından atanıyor.

Ülkede meclis ve Uzmanlar Meclisi seçimlerinde aday olabilmek için, lidere bağlı Anayasayı Koruma Konseyi’den onay almak gerekiyor. Adaylar, liderin seçilmesini istediği kişilerden oluşuyor. Halk sadece önüne getirilen isimler arasından seçim yapabiliyor. Bu durum, halkın iradesinin seçimlerde yansımasına engel oluyor. Dolayısıyla liderin şekillendirdiği Anayasa Koruma Konseyi, halkın oy kullandığı seçimlerde adayları belirlediği için gerek milletvekilleri gerek Uzmanlar Meclisindeki din adamları son yıllarda büyük ölçüde muhafazakarlardan oluşuyor.

Anayasa Koruma Konseyi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de adayları eleme yetkisine sahip.

Yasama organı “İslami Şura Meclisi”, 4 yılda bir seçimle işbaşına gelen 290 milletvekilinden oluşuyor. Meclisten kabul edilen yasa tasarıları, “Anayasa Koruma Konseyi”nin onayı olmadan yasalaşamıyor.

Otoritesi sorgulanmıyor

Lider Hamaney, aynı zamanda “Başkomutan” olup, üst düzey komuta kademesi doğrudan kendisi tarafından belirleniyor.

Liderin vefatı halinde halefi, Uzmanlar Meclisi tarafından belirleniyor. Meclis, lideri denetleme hakkında da sahip olsa da, fiiliyatta otoritesi sorgulanmıyor. Ayrıca meclisin seçimleri için başvuru yapan adaylar, üyelerinin yarısı lider Hamaney tarafından atanan, kalanı da yine lider Hamaney’in etkisi altındaki yargı erki tarafından seçilen Anayasa Koruma Konseyi tarafından belirleniyor.

Liderin tüm kamu kurumları ve özerk kurum ve kurullarda temsilcisi bulunuyor. Bazı kamu kurumların yöneticilerini bizzat atayan liderin yöneticinin altında görev yapan kurullarda da temsilcisi oluyor.

Liderin illerde tayin ettiği cuma namazı imamları, aynı zamanda ilin yönetim kurulu üyesi sayılıyor.

Devlet radyo ve televizyonunun üye ve yöneticileri de lider Hamaney tarafından atanıyor.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *