Kapatılan İslâm Demokrat Partisi’nin avukatının mahkemedeki savunması

Kapatılan İslâm Demokrat Partisi’nin avukatının mahkemedeki savunması

1952 yılında kapatılan İslam Demokrat Partisi’nin avukatı Abdurrahman Şeref Laç’ın mahkemede yaptığı savunma ilk kez yeniakit.com.tr’de yayımlandı.

Laç’ın mahkeme hâkimine ‘Muhterem Müslüman Türk hâkimi!’ diyerek seslendiği savunmasına, kapatılma gerekçelerini birer birer çürüttükten sonra söylediği, “Korku, Allah’ın methüsena ettiği güzel sözden, İslam kelimesinden ise yazıklar olsun!” cümlesi damga vuruyor.

Cevat Rıfat Atilhan’ın kurucusu olduğu İslam Demokrat Partisi, 1952 yılında uydurma gerekçelerle kapatılmıştı.

İslami her söz ve fiilden rahatsızlık duyulan tek parti döneminin uzantısı yargı mensuplarınca, Demokrat Parti’nin iktidara geldiği ilk yıllarda açılan davayla kapatılan İslam Demokrat Partisi, adında ‘İslâm’ olduğu için din düşmanlarını rahatsız etmişti.

İslam Demokrat Partisi’ne yönelik yürütülen soruşturma sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın talebi üzerine Eminönü 2. Sulh Ceza Hakimliği, partinin kapatılarak mallarının usulen muhafaza altına alınmasına karar verdi.

Türkiye’nin çok partili siyasi hayatında önemli bir yeri bulunmasına rağmen unutturulmak istenen İslam Demokrat Partisi, Müslümanların yönetimde söz sahibi olmalarını engellemek için, dinin siyasete alet edildiği bahanesiyle kapatılmıştı.

Türkiye’nin 27 Mayıs 1960’ta başlayan darbeler sürecinin zihni kodlarını veren olay, 28 Şubat örtülü darbesinin ardındaki kirli senaryo ve parti kapatmalarla benzerlik taşıyor.

İslam Demokrat Partisi’nin kapatılmasından yıllar sonra, 1971’de Milli Nizam Partisi, 1997’de Refah Partisi, 2001 yılında ise Fazilet Partisi’nin kapatılmasında da aynı bahanelere başvuran müesses nizam, Müslümanların siyasi temsilinin önünü kesmek istedi.

“Korku, Allah’ın methüsena ettiği güzel sözden, İslam kelimesinden ise yazıklar olsun!”

İslam Demokrat Partisi’nin avukatı olan Abdurrahman Şeref Laç’ın, 1952 yılında mahkemede yaptığı savunması, geçmişte Sebiliürreşad ve Büyük Doğu gibi dergilerde yayımlanmıştı. Dijital ortamda ilk kez yeniakit.com.tr’de yayımlanan tarihi savunma, Müslümanların öz vatanında karşılaştığı zulmü gözler önüne seriyor.

İşte Abdurrahman Şeref Laç’ın mahkemedeki destansı savunması:

“Muhterem Müslüman Türk hakimi! İslam veya Müslüman kelimesi neden kanuna mugayir olsun? Bu kelimeden niçin korkulsun? Bu kelimeden ancak din düşmanları korkarlar Müslümanlar değil. Halbûki Allah bile İslam’ı ve Müslümanları methetmiştir. Kur’an-ı Azimüşşan şöyle der: Ve men ahsenü kavlen mimmen dea ilallahi ve amile salihan ve kale inneni minelmüslimin. (Fussilet Suresi 33. Ayet) Korku, Allah’ın methüsena ettiği güzel sözden, İslam kelimesinden ise yazıklar olsun!”

Savunmasında, dönemin Türkiye’sindeki okullarda verilen eğitimle ilgili çok önemli tespitlerde bulunan Laç, tek parti döneminde ibadetlere karışıldığını ve Türk dilinin anlaşılmaz bir hale getirildiğini belirterek şu ifadeleri kullanıyor:

“Türk milletinin mukaddes olan İslam itikadı mekteplerde men edilmiş ve buna mukabil okutulan kitaplarla masum Türk çocuklarına mukaddesata mugayir olan fikirler aşılanmıştır. İbadetlere karışılmış, Türk lisanı anlaşılmaz bir hale getirilmiştir. Demokrat Parti bunlardan ibadeti korumuş ve ezanı mukaddes şekline irca etmiştir. Men edilen din derslerini mekteplere koymuştur. Türk lisanının anlaşılmaz halinden kurtulmasına da çalıştığı meydandadır. Bunlar, Demokrat Parti için kanuna mugayeret olmayınca, aynı şeyleri vaat eden ve bunlara olan milletin bağlılığını söyleyen İslam Demokrat Partisi için mi kanuna mugayeret ve fesih sebebi oluyor?”

(Tahir Mertoğlu / yeniakit.com.tr )

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *