İsrail resmi yayın kuruluşu KAN’ın haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak bilinen barış planını ilânından iki gün sonra Filistinli yetkililerle görüşen Haspel, Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas ile görüşmedi. Haspel’in Ramallah’taki gizli toplantının ardından İsrailli yetkililerle bir araya geldiği de doğrulandı.

Filistin İstihbaratı Başkanı Macid Ferec ile bir araya gelen Haspel, Filistinlilerin söz konusu plana dair tepkilerini, İsrailliler ile aralarındaki ilişkinin doğasını ve geleceğini incelemeyi amaçlıyordu.

Ramallah’ta yapılan toplantıda, Filistin-ABD temaslarının kopmadığı ancak siyasi düzeyde kesildiğine değinilirken Haspel, bunların sürdürüleceği sözünü verdi.

Geçmişte dışişleri bakanlarıyla yaptığı acil bir toplantıda CIA ile temasların kopmadığını ancak iki yıldır siyasi düzeyde kesintiye uğradığını doğrulayan Cumhurbaşkanı Abbas, ABD ve İsrail’e şu mesajı gönderdi:

“İmzalanan sözleşmeler ve uluslararası meşruiyetin reddedilmesi ışığında, güvenlik ilişkileri de dâhil sizinle herhangi bir ilişki yürütülmeyecek. Bunun sorumluluğunu da işgal kuvveti olan siz İsrailliler üstlenmelisiniz.”

Abbas, 1993 tarihli Oslo Anlaşmasından bu yana ilk defa, İsrail ile güvenlik bağlarını kestiğini ve anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerinden vazgeçtiğini açıkladı.

Trump’ın eski Ortadoğu Özel Temsilcisi Jason Greenblatt, Abbas’ın kararına saldırarak şu ifadeleri kullandı:

“İsrail ve ABD ile güvenlik dâhil tüm ilişkileri kesen Cumhurbaşkanı Abbas, Oslo Anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerinden kurtuldu. Arap Birliği’ne seslenen Abbas, Filistinliler için aydınlık bir gelecek vadeden planı kınıyor. Ancak hiç kimse, Filistinlilerin en önemli meselesi olan, İran tarafından finanse edilen ve Filistinliler ile İsraillilere ciddi acılar çektiren Hamas ve Cihad’ın terörizminden bahsetmiyor.”

Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli kaynaklar, güvenlik ilişkilerini sona erdirme kararı üzerine çalışılması için bir mekanizmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Güvenlik koordinasyonunu durdurmanın bu konudaki tüm işbirliğini kesmek anlamına geldiğini belirten kaynaklar, İsrail’in de diğer alanlarda işbirliğini durdurarak misilleme yapabileceğine, böylece Filistin otoritesinin çökebileceğine değindi.

Filistin-İsrail arasındaki güvenlik koordinasyonu, esas olarak Filistin topraklarından İsrail’e yönelik herhangi bir saldırı eyleminin yürütülmesini önlemeyi amaçlıyor. Gerçekleştirilmesi planlanan operasyonların yüzde 20’sinin engellenmesine yardımcı olan bu koordinasyon, İsrail ve Filistinliler için önem arz ediyor.

Filistin otoritesi ile İsrail arasındaki ilişkinin “göbek kordonu” sayılan bu koordinasyonun kesilmesi, yepyeni bir aşamanın başlangıcı olabilir. Ancak daha önce de bu şekilde belirtilip de uygulanmaya konmayan karar ve tehditlerin varlığı ışığında, Abbas’ın kararının bir tehdit olup olmadığı ya da uygulanmaya konup konmayacağı bilinmiyor.

Hamas, dün, söz konusu anlaşma karşısında Cumhurbaşkanı Abbas’tan eylem pozisyonu almayı ve çeşitli düzeylerde çatışmalara hazırlanmayı talep etti. Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Abbas’ın konuşmalarını eyleme dönüştürme çağrısında bulundu. Aynı zamanda otoriteyi Gazze’deki önlemleri kaldırmak için gerekli adımları atmaya, grupların genel sekreterlerini bir araya toplamaya ve Filistin halkının tüm bileşenlerinin yer alacağı birleşik bir mücadele stratejisi üzerinde anlaşmaya çağırdı.

İslami Cihad Hareketi Siyasi Bürosu üyesi Muhammed el-Hindi ise Filistin otoritesi güvenlik hizmetlerinin, güvenlik koordinasyonu adı altında, ABD ve İsrail güvenlik hizmetleriyle çalışmaya devam etmesini eleştirerek şu ifadeleri kullandı:

“Güvenlik koordinasyonu denilen şey hemen durdurulmazsa Filistin Otoritesi, tüm Arap ve uluslararası kurumlar nezdindeki güvenini kaybedecek. Yüzyılın Anlaşmasının kınanması tek başına bir işe yaramayacak.”