Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Myanmar’daki Arakanlı Müslümanlara (Rohingyalar) yönelik soykırımın engellenmesi için gerekli tüm tedbirlerin ivedilikle alınmasına hükmetti. Davada, Arakanlı Müslümanların “gerçek ve acil tehdit altında olduğuna” karar verildi.
Mahkeme, Myanmar yönetimine, gerekli tedbirlere uyduğuna ilişkin mahkemeye ve müşteki taraf Gambiya’ya 4 ay içinde rapor vermesini emretti.
Euronews’un aktardığına göre, Myanmar yönetiminin Müslümanları (soykırıma karşı) korumak için üzerine düşen görevi yerine getirmediğini belirten UAD, her 6 ayda bir de tedbirlerin uygulandığına dair raporun yenilemesi gerektiğini tebliğ etti.
Ayrıca Mahkeme, Rohingyaları koruma amaçlı geçici önlemlere yönelik hükmünün bağlayıcı olduğunu ve Myanmar’ın uluslararası yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini belirtti.
UAD, Myanmar’ın, Arakanlı Müslümanların haklarını tanımaya ilişkin somut adım atmadığını vurgulayarak, Arakanlıların zarar görmemesi ve öldürülmemesi için gerekli tedbirlerin alınması istendi.
Myanmar ordusu mensuplarının soykırım girişimde bulunmasının engellenmesi gerektiğine hükmeden UAD, Myanmar hükümetinin aynı zamanda soykırım delillerinin yok edilmesinin de önüne geçmesi gerektiği kararına vardı.
Birleşmiş Milletler’in en üst yargı mercii konumundaki Lahey merkezli Uluslararası Adalet Divanı’nın ahşap panelli Büyük Salonu’nda gerçekleşen duruşma yaklaşık bir saat sürdü.
Oy birliği ile alınan ara karar, Arakanlı Müslümanların yanı sıra uluslararası insan hakları örgütleri tarafından memnuniyetle karşılandı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) adalet birimi direktörü Param-Preet Singh, Kararı, “Uluslararası Adalet Divanı’nın, Myanmar’a Rohingya soykırımını önlemek için somut adımlar atma emri, dünyanın en çok zulüm gören toplumlarından birine karşı daha fazla zulmün durdurulması adına çok önemli bir adım.” sözleriyle değerlendirdi.
Gambiya soykırımın soruşturulması için UAD’ye başvurmuştu
Gambiya, İİT adına, geçen yıl 11 Kasım’da Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırımın soruşturulması için UAD’ye başvurmuştu.
Gambiya’nın mahkemeye sunduğu talepler arasında “Myanmar’ın soykırıma yönelik delilleri yok etmesinin önüne geçilmesi ve soykırımın önlenmesine yönelik aldığı tedbirlerin düzenli olarak raporlanması” yer alıyordu.
Davanın uzun yıllar devam etmesi öngörülüyor.
Myanmar’ın kendi kurduğu bağımsız komisyon ‘soykırım yok’ demişti
UAD’nin kararı, Myanmar hükümetinin kendi kurduğu ‘bağımsız’ komisyonun raporunu paylaşmasından iki gün sonraya denk geldi.
Filipinli diplomat Rosario Manalo’nun liderliğindeki Bağımsız Tahkik Komisyonu’nun, Arakan eyaletinde yaşananlarla ilgili hazırladığı 461 sayfalık raporunda, “Arakanlı Müslümanlara karşı soykırım planlandığı ya da yürütüldüğüne dair kanıt bulunmadığı” belirtilmişti.
Ancak bununla birlikte raporda, “Myanmarlı güvenlik güçlerinin, 2017’de iç hukuk ve ciddi insan hakları ihlallerine, savaş suçlarına dahil olduklarına inanmak için makul sebepler var.” ifadesi yer almıştı.
Arakanlı Müslümanlara saldırılar
Arakan’da 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan’daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
Birleşmiş Milletlere göre, Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve katliamdan kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleri aracılığıyla yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *