Evlerimiz Yangın Yeri

Evlerimiz Yangın Yeri

‘Boşanmalar ilkokula kadar indi’ diye bir ifade kullansak şu ifade kadar sonuçları ağır olmaz mı; ‘uyuşturucu kullanımı ilkokula kadar inmiş’?

Gün geçmiyor ki bir evden yangın haberi gelmesin. Alevler bacalara dek yükseldi. Oradan karşı eve oradan da diğerine sıçrıyor. Kontrol altına alınamayan türden. Dumanı ve isi kalplere dek nüfuz ediyor, kara, kapkara ve temizlenemez izler bırakıyor. Cehennemi dünyada yaşamak desek abartmış olmayız.

Ateşi tutuşturan kişinin evin içinden olması ne hazin. Kibritle oynarken evde yangın çıkartan çocuk gibi masum değil ama. Ailesinin temeline dinamit koyacak kadar gözü dönmüş ebeveynden bahsediyoruz. Güya aklı başında, sorumlu anne-babadan..

‘Boşanmalar ilkokula kadar indi’ diye bir ifade kullansak şu ifade kadar sonuçları ağır olmaz mı; ‘uyuşturucu kullanımı ilkokula kadar inmiş’? Anne babası ayrılma aşamasında olan ilkokula giden bir çocuğun ifadesi meramımızı anlatır mahiyette, ‘baba! anne! siz de mi okuldaki arkadaşlarımın anne ve babasının boşandığı gibi boşanacaksınız?’

Hangisine yanmalı diyor insan bir an, acaba kimler daha çok yangında. Kafirin küfrü, zalimin zulmüyle inleyen Suriye’de, Filistin’de, Yemen’de.. tepesine bomba yağıp da evi başına yıkılan, enkazdan çıkarılmaya çalışılan çocuğa mı, ya da anne ve babasına mı? Yoksa kendi elleriyle evini başına yıkarak, enkazından hiçbir aile ferdini çıkartmaya dahi uğraşmayan, zalimleşen ebeveyne mi? Oluk oluk kanları akıtılan o beldelerin sakinlerine mi, oluk oluk fuhşiyat ve münkeri boca ettiğimiz tertemiz evlerimize mi ağlayalım?

Başımıza gelenler ellerimizin yaptığının eseri değil mi? Tek suçlu ebeveyn mi? Ya da ateşi ilk tutuşturan o ev mi? Hayır. Aslında toplum olarak beraber yakıldı bu yangınlar. Genç-ihtiyar, çoluk-çocuk, kadın-erkek demeden hepsi sırtında odununu taşıdı.

Huzur bulduğumuz mekanlar olması gereken evlerimizde kalplerimiz daralır oldu. Sahi kalpler Allah’ı anmakla huzur buluyor demiyor mu Kitab-ı Kerim? ‘Allah’ın anılmadığı evler, canlı cenazelerin bulunduğu evlerdir!’ diyor Rasul. Buradan başlamalı. Allah’ı evlerimize davet etmeli, meskun mahallimizi O’nunla teskin, tertemiz kılmalıyız. Böylelikle ateşin sahibi ‘serin ve selamet ol! diyecek ve yangınlar sönecek. Tevbemize gözyaşlarımızı ortak edersek yangını dindirecektir.

“(Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! derler.” (25/74)

Venhar

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *