İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesiyle ilgili Saraçhane’deki başkanlık binasında basın toplantısı düzenledi, gerekçelerini anlattı
‘Projeden bir an önce vazgeçin’
Toplantıya, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ve İBB üst yönetimi katıldı.
Kanal İstanbul’u cinayet ve 82 milyonun güvenliğine yönelik bir felaket projesi olarak niteleyen İmamoğlu, projeden bir an önce vazgeçilmesini istedi.
15 başlık var
Projeye ilişkin eleştirilerini 15 başlık altında toplayan İmamoğlu, bu görüşlerin kendisinin değil bilimin ve aklın olduğunu ifade etti.
Kanalla birlikte Terkos gölüne tuzlu su karışacağını, Sazlıdere Barajı’nın da devre dışı kalacağını öne süren İmamoğlu, İstanbul’un su ihtiyacının yüzde 28’ini karşılayan sistemin devre dışı kalacağını söyledi.
Kanal İstanbul’un inşaat ile ortaya çıkacak aşırı yüklemelerin yeni depremleri davet edeceğini ifade eden İmamoğlu, olası büyük İstanbul depremi ile tsunamiyle limanların sular altında kalacağını öne sürdü.
İnşa edilecek kanal çevresindeki yapılaşmanın, kısa zamanda sıcaklık-nem-rüzgar rejimini değiştirerek İstanbul’u bir ısı adasına çevireceğini belirten İmamoğlu, doğanın, tarım alanlarının ve hayvanlarının bundan olumsuz etkileneceğini kaydetti.
Kanalın sit alanları üzerindeki tarihi değerleri yok edeceğini ifade eden İmamoğlu, Kanal İstanbul’un belediyeye maliyetine ilişkin ise şunları söyledi: “Kanal İstanbul inşaatı ile İSKİ’nin 3 isale hattı da devre dışı kalacak. Şimdiye kadar yapılmış arıtma sistemlerinin de bazıları yok olacak. İSKİ verilerine göre bu üç ishale hattının yerine en az 19,5 milyar lirayla yeni arıtma tesisinin inşa edilmesi gerekecek. Kanal inşaatı ayrıca 3 farklı lokasyonda da İGDAŞ hatlarını kesecek. Böylelikle İBB’nin sadece 2 kurumuna milyarlarca liralık maliyet çıkıyor. Tahsisler ve yol yapımları yüzünden Kanal İstanbul projesinin sadece İBB’ye maliyeti 23 milyar liradan fazla olacak. Kanal İstanbul protokolünden çekilerek, kundaktaki bebekten, 90 yaşındaki Ayşe Teyze’ye kadar; her bir İstanbulluyu 2 bin 200 liralık yeni borçtan kurtardık. Yani her bir İstanbulluyu asgari ücret kadar bir ödemeden korumuş oluyoruz.”
Bedava geçmek varken neden oraya gitsin?
Panama ve Süveyş Kanalı’nın büyük deniz yollarını kısalttığını belirten İmamoğlu, “Kanal İstanbul’dan geçmek ile İstanbul Boğazından geçmek aynı şey. Gemiler İstanbul Boğazı’ndan bedavaya geçmek varken neden para vererek Kanal İstanbul’dan geçsin? Hangi akıllı kaptan, karını düşünen hangi şirket buna evet der ki?” diye konuştu.
İstanbul Ana Ulaşım ve İstanbul Lojistik planlarında henüz Kanal İstanbul’un yer almadığı bilgisini paylaşan İmamoğlu, proje ile çok sayıda köprü ve viyadük yapılacağını, metro hattı planlarının da etkileneceğini bildirdi.
Projeden ortaya çıkacak hafriyatla Karadeniz sahiline 38 kilometrelik dolgu yapılacağını dile getiren İmamoğlu, şöyle konuştu: “Kanal İnşaatından çıkacak hafriyatın 2 milyar metreküpe ulaşmasını bekliyoruz. İstanbul’un yıllık hafriyat hazmetme kapasitesi 40 milyon metreküp. TMMOB raporuna göre 2,1 milyar metreküp hafriyat çıkacak. Çıkan hafriyat örneğin Güngören-Esenler-Bağcılar ilçelerinin üzerine dökülse bu ilçeler yaklaşık 30 metre yükselecek. İstanbul trafiğine günlük 10 bin hafriyat kamyonu daha katılacak. Şu an İstanbul’da 7 bin 200 ruhsatlı hafriyat kamyonu var.”
Kanal İstanbul inşa edildiğinde, yapılacak olan yeni yerleşim birimlerine 1,2 milyon yeni nüfus geleceğini dile getiren İmamoğlu, ayrıca İstanbul Boğazı ile yeni açılacak kanal arasına oluşacak olan adaya 8 milyonluk bir nüfusun hapsedileceğini söyledi.
‘Montrö feshedilse dahi ticari geci geçişi yasaklanamaz’
Kanal İstanbul’un yaratacağı denizsel ve karasal etkilerin Türkiye’yi, Montrö dışında yedi uluslararası sözleşmeyle de bağladığını aktaran İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Montrö Anlaşmasına göre, Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin gemileri Karadeniz’de en fazla 21 gün kalabilir. Ayrıca uçak gemisi, denizaltı ve farklı büyüklüklerde gemilerin de geçişi sözleşmeyle yasaklanmıştır. Yani savaş çıkarmak için ihtiyaç duyulan bir askeri filo Montrö sayesinde Karadeniz’e giremez. Kanal İstanbul açıldığı takdirde bu koruma kalkanı ortadan kalkacak. Ayrıca Montrö Sözleşmesi’nin 2. maddesi ve diğer uluslararası kurallara göre gemiler Kanal İstanbul’dan geçişe zorlanamaz. Montrö feshedilse dahi, altını çiziyorum Montrö feshedilse dahi Türkiye, Boğazlardan ticari gemi geçişini yasaklayamaz. Yani, kanalla Türkiye para kazanacak savı uluslararası hukuk karşısında geçersiz.”
Projeyle Karadeniz’de tuzlu su miktarının artacağını, az oksijenli suyun da Marmara’yı kaplayacağını dile getiren İmamoğlu, tüm Marmara’nın eski Haliç gibi kokacağını ve balıkçılığın olumsuz etkileneceğini anlattı.
İmamoğlu, ayrıca bazı mezarlıkların Kanal İstanbul güzergahında kalacağını, Arnavutköy, Küçükçekmece ve Başakşehir ilçelerinde ise pek çok mezarın taşınmak zorunda kalacağını sözlerine ekledi.
Konuşmasının sonunda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan İmamoğlu, İBB ile yapılan protokolünün geçersiz olduğunu savunarak projeden vazgeçilmesini istedi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *