Hafter ne zaman Amerikan vatandaşı olmuştu?

Hafter ne zaman Amerikan vatandaşı olmuştu?

Anadolu Ajansı Washington muhabirlerinden Safvan Allahverdi, General Halife Hafter hakkındaki araştırmasının bir kısmını Twitter hesabından, takipçileri ile paylaştı

Halife Hafter hakkında açıklamalarını Twitter hesabından paylaşan Safvan Allahverdi, Hafter’in Batının desteğini almak için neler yapabildiğini, Kaddafi ile ilgisini, ne zaman Amerikan vatandaşı haline geldiğini ve başka şeyleri şöyle anlattı:

1- Libya’da Trablus hükümeti ve Türkiye’ye karşı düşmansı tavırlarıyla adını sıkça duymaya başladığımız General Halife Hafter hakkındaki araştırmamın bir kısmını paylaşayım. Okuyunca ne kadar tanıdık bir hikaye olduğuna şaşıracaksınız.

2- Libya ordusunda geleceği parlak genç bir subay olan Hafter, 1969’da Kaddafi’yi iktidara getiren darbede yer aldı. 80’lerin sonunda Kaddafi tarafından Libya adına savaşması için komşu ülke Çad’a gönderildi ancak Fransa destekli Çad güçleri tarafından yenilerek esir alındı.

3- Hafter’in tutuklanmasıyla zora giren Kaddafi, Çad’a müdahale etmiş gözükmemek için Hafter’i reddetti ve ordudaki görevine son verdi. O sıra tutuklu olan Hafter’e bir teklif yapıldı: “Kaddafi’ye karşı savaşması karşılığında serbest bırakılacaktı.” Teklif CIA’den gelmişti.

4- Kaddafi’den intikam almak isteyen Hafter, teklifi kabul etti ve CIA-destekli “Libya Kurtuluşu Ulusal Cephesi” adlı paramiliter bir ordunun başına geçti. Wasington Post, 1996’da yayımladığı bir makalede bu paramiliter orduyu, “ABD merkezli kontra-tipi grup” olarak tanımlıyordu

5- Ancak Çad’da arkasında Libya’nın olduğu bir darbe gerçekleşince, Hafter ve ekibi bölgeye gelen Amerikan helikopteriyle ülkeden çıkarıldı. Hafter ve yanındaki 100 küsür adamı hayati tehlikeden dolayı Libya’ya gidemiyor, komşu ülkelere ise güvenemiyordu.

5- Ortada kalan Hafter ve adamları ABD’ye sığınma başvurusu yaptı. Başvurular anormal bir hızla kabul edildi. Peki Hafter nereye taşındı? Virginia Langley’deki CIA genel merkezine 15 dk uzaklıkta olan Falls Church semtine. (Fetullahçıların en yoğun olduğu bölge)

6- 2007’ye kadar Falls Church’de, daha sonra Vienna’daki $612.000 değerindeki 5 odalı bir evde ailesiyle yaşayan Hafter, bu süreçte ABD vatandaşı oldu. Hatta 2008 yılındaki başkanlık seçimlerinde oy bile kullandı. (Elimde ev adresi, araba modeli, yediği trafik cezaları dahi var)

7- Hafter ile aynı semtte oturan bazı Libyalı aileler basına yaptıkları açıklamalarda “Hafter’in hiç bir geliri olmamasına rağmen kendisine ait pahalı evlerde oldukça rahat bir yaşam sürüp, en yeni arabalara bindiğini” söylüyordu. Kendisiyle gelen arkadaşları da aynı durumdaydı.

8- Washington elitlerinin golf oynadığı Westwood Country Club’ın bir sokak arkasında huzur içinde yaşayan Hafter, 2010’da her iki evini de aniden sattı. Bu yıl, aynı zamanda sahip olduğu refahı bırakıp, kaosun olduğu Libya’ya döndüğü yıldı. Yani Kaddafi’nin ölümünden 1 yıl önce.

9- Libya’ya döndüğünde “kahraman” gibi karşılanan Hafter, Kaddafi’nin ölümünden sonra özellikle Bingazi ve ülkedeki “İslamcı teröristleri” yok etme sözü verdi. Hafter’ın bu ifadesi tamamen bilinçliydi ve Batı ülkeleri tarafından takdirle karşılandı.

10- Eski ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Jeffrey Feltman, bu durumu şöyle özetliyordu: “Kendi kuvvetleri içinde Selefi cihatçı gruplar olmasına rağmen dışarıya anti-İslamcı bir figür çizerek Batının desteğini kazanmayı hedefledi. Bunda başarısız olduğu da söylenemez.”

11- CIA ile yakın kontak halinde olan Hafter, bu kez Avrupa’nın korkulu rüyası “göçmen” kartını masaya sürdü. Zira Fransa ve diğer AB ülkeleri, Libya’yı Aşağı Sahra’dan AB’ye giden göç dalgasının durdurulmasında kilit ülke olarak görüyordu.

12- Bunu gören Hafter, göç dalgasını durdurma karşılığında Avrupa ülkelerinden destek istedi. Fransa başta olmak üzere çeşitli AB ülkeleri gerek açıktan gerekse perde arkasında Hafter’e istihbari ve askeri destek vermeye başladı.

13- Avrupa Dış İlişkiler Konseyi dış politika danışmanı Mattia Toaldo, Foreign Affairs dergisine verdiği demeçte bu durumu şöyle anlatıyordu: “Kürtler Batıda meşruiyet kazanmak için DEAŞ’ı nasıl anahtar olarak gördüyse, Haftar da göçmenleri o şekilde gördü.”

14A- BM tarafından tanınan Trablus hükümeti Hafter’e karşı uluslararası destek isterken, tam bu esnada Beyaz Saray’dan bir açıklama geldi. Özetle, Trump’ın Haftar ile telefonda görüştüğü belirtilen açıklamada şu ifadelere yer veriliyordu:

14B- “Başkan Trump, General Haftar’ın terörle mücadelede ve Libya’nın petrol kaynaklarının güvenliğini temin etmedeki önemli rolünü kabul etti. Ayrıca Libya’nın istikrarlı ve demokratik bir siyasi sisteme geçişi konusunda mutabık kaldılar.”

15- Şimdi, Fetullah ile örgütün ABD’de nasıl vatandaşlık aldıklarına, Türkiye karşıtı kullandıkları söylemlere ve YPG/PKK’nın demokrasi, kadın hakları ve DEAŞ’le mücadele martavallarına buradan tekrar bakın.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *