Cezayir Cumhurbaşkanı adayı İzzeddin Meyhubi, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın “adamı” olduğu yönündeki eleştirileri reddederek, kendisinin “devletin adamı” olduğunu söyledi
Adaylara Buteflika’nın temsilcileri itirazı
Cezayir, 1999-2019 yılları arasında görevde kalan Cumhurbaşkanı Buteflika’nın, protestolar karşısında nisan ayında istifa etmesi ve sonrasındaki çalkantılı dönemin ardından, 12 Aralık’ta yeni cumhurbaşkanını seçmek üzere sandık başına gidiyor.
Cezayir sokağı ve muhalefeti, “ülkedeki koşulların seçimler” için uygun olmadığı ve adayların “Buteflika rejiminin temsilcileri olduğu” gerekçesiyle sandığa itiraz ederken, beş cumhurbaşkanı adayı içinse kampanya süreci çoktan başladı.
Buteflika müttefiki şeklinde tanınan Demokratik Ulusal Birlik Partisi’nin Genel Sekreteri Meyhubi, eski başbakanlar Ali bin Flis ve Abdulmecid Tebbun, Müstakbel Cephesi Başkanı Abdulaziz Belıyd ve İslami eğilimli Ulusal Bina Hareketi’nin Başkanı Abdulkadir bin Karine’nin isimleri cumhurbaşkanlığı seçimlerinin oy pusulasında yer alacak.
Adaylardan Meyhubi, adaylık süreci, seçim vaatleri ve seçimlere boykot çağrılarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
“Ben devletin adamıyım”
Ülke basınında kendisinin eski Cumhurbaşkanı Buteflika’nın adamı olduğu yönündeki eleştirileri değerlendiren Meyhubi (60), “Ben devletin adamıyım, Buteflika veya herhangi bir şahsın değil.” dedi.
Meyhubi, Buteflika döneminde birçok bakanlık görevi yapmasından çok önce siyaset sahnesine çıktığını savunarak, 1997 yılında milletvekilliği, 1998-2005 yılları arasında Cezayirli Yazarlar Birliği Başkanlığı yaptığını hatırlattı.
Ülkesinde demokratik gelişime ağırlık verilmesi ve cumhuriyette bir dönüşüm yapılması yönünde bir talep olduğunu belirten Meyhubi, şöyle devam etti: “Halk, Cezayir sokağında ülkenin sorunlarına çözüm olmadığının farkında. Ancak sokaktaki hareketin talepleri de bundan sonraki hükümetlerin gündeminde olmak zorunda.”
Meyhubi, seçilmesi halinde sokağın taleplerine kulak vereceğini ve bu talepler doğrultusunda yeni bir anayasanın hazırlanması ve referanduma taşınması için çalışacağını aktardı.
Tüm aktörlerle diyalog sözü
Meyhubi, protesto hareketinin başladığı 22 Şubat’tan itibaren sahneye çıkan tüm aktörleri Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde bir diyalog masası etrafında toplama vaadinde bulundu.
Devlet kurumlarında gerekli reformları yapmak üzere ayrım gözetmeksizin tüm aktörlerle görüş alışverişinde bulunacağını belirten Meyhubi, “Ulusal bir toplantı düzenleyerek devletin yeniden inşası için hangi alanlarda reform yapılacağını tespit edecek ve gelecek nesilleri kontrolsüzlükten kurtaracak yeni bir anayasa hazırlayacağım.” diye konuştu.
OPEC üyesi Cezayir’in 2014 yılından itibaren düşen petrol fiyatlarının ortaya çıkardığı ekonomik duruma değinen Meyhubi, “ekonomiyi canlandıracak ve yatırımların önündeki bürokratik engelleri kaldıracak yasal düzenlemeleri hayata geçirmenin diğer bir önceliği olduğunu” vurguladı.
Meyhubi, seçimlerin dayatıldığı, adayların “Buteflika” rejiminden oldukları yönündeki eleştiriler ve bu nedenle seçimlerin boykot edilmesine ilişkin Cezayir kamuoyundaki çağrıları değerlendirdi.
Seçimlere boykot çağrılarının yanı sıra birçok partinin de seçime katılacağı açıklamasına işaret eden Meyhubi, şu ifadeleri kullandı: “Son sözü sandık söyleyecektir. İsteyen cumhurbaşkanını seçer, isteyen katılmayarak fikrini ifade eder. Herkesin sivil bir ifade biçimi olarak sandığa gitmeme hakkı var. Ancak, kimsenin başkasının iradesini kısıtlayarak, diğer insanları oy vermekten alıkoymaya hakkı yok.”
“Türkiye ile iş birliği artırılmalı”
Türkiye’nin son yıllarda önemli gelişmelere imza attığını kaydeden aday Meyhubi, “Türkiye, son on yılda kendisine güçlü bir ekonomik ve diplomatik yol çizdi. İki ülke arasındaki ekonomik, kültürel ve diplomatik iş birliğini artırmak gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Buteflika, ordunun uyarısıyla istifa etmişti
Cezayir, şubat ayında eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın kötü giden sağlığına rağmen cumhurbaşkanlığına 5. kez aday olmasıyla bir kitlesel protesto dalgasına sürüklendi. Buteflika, ordunun uyarılarıyla nisan ayında istifa etmesine rağmen ayaklanmalar yatışmadı.
Protestocular, bu sefer de Buteflika döneminde yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma gibi suçlara bulaşanlardan hesap sorulması talebiyle gösterilerini sürdürdü.
Buteflika’yı sahne dışına iterek daha da güç kazanan Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in yargıya “sinyal” vermesiyle ülkenin en etkin isimleri arasında sayılan eski Cumhurbaşkanı’nın kardeşi Said Buteflika, eski başbakanlar, iş adamları, üst düzey bürokratlar, istihbarat şefleri hakkında yolsuzluk soruşturmaları başlatılmış, tutuklama emirleri çıkmıştı.
Cezayir Genelkurmay Başkanlığı, “15 Eylül’e kadar yeni bir seçim tarihi açıklaması” yönünde hükümete talimat vermiş ve bunun üzerine Cezayir Geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih, 12 Aralık’ta cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağını duyurmuştu.
Söz konusu seçim kararı, sokaktaki protestoları yatıştırmamış aksine “seçimlerin dayatılmasına” karşı kitlesel gösteriler düzenlenmeye başlamıştı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *