Kenter için Allah’tan rahmet dilediler

Kenter için Allah’tan rahmet dilediler

Türk tiyatrosunun önde gelen isimlerinden Yıldız Kenter 91 yaşında hayatını kaybetti. Yakılmak istediği bilinen sanatçı için yayımlanan taziye mesajlarında Allah’tan rahmet dilenmesi dikkat çekti.

Hastanede akciğer tedavisi görmekte olan Kenter bir süredir yoğun bakımdaydı. Kenter’in dün akşam saatlerinde Amerikan hastanesinde hayatını kaybettiği bildirildi. Ardından yayımlanan mesajlarda Allah’tan rahmet dilenirken, Kenter’in 2008 yılında yazdıkları da ortaya çıktı.

Devlet erkanından taziye mesajları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldız Kenter’in vefatı dolayısıyla paylaştığı mesajda, “Yıldız Kenter’e Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.” ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldız Kenter’in kızı Leyla Kenter ile gerçekleştirdiği görüşmede, merhumeye Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diledi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da mesajında Allah’tan rahmet dileyerek şöyle dedi: “Henüz dün hastanede ziyaret ettiğim sanatçımızın sağlığına dair beslediğimiz umutlar, maalesef yerini kaybından doğan acıya bırakmıştır. Merhumeye Allah’tan rahmet, ailesine ve sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.

Tiyatro perdesi, onun seviyesinde bir sanatçıyı çok ender barındırmıştır ardında. O sahneler çok nadir şahit olmuştur, canlandırmadan öte karakterin kendisinin sayfalardan çıkıp bir ses, bir beden, bir gerçek oluşuna… İnanıyorum ki Yıldız Kenter’in bıraktığı iz Türk tiyatrosunun ufkunda daima duracak ve yeni yetişen sanatçılarımız ona doğru ilerledikçe sanatlarında daha da büyüyüp olgunlaşacaktır. Hepimizin başı sağ olsun.”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan mesajında, Kenter’e Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve sanat camiasına başsağlığı diledi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop da Twitter mesajında, “Türk tiyatrosunun “Yıldız”ı, değerli sanatçımız Yıldız Kenter’in vefat haberini derin bir üzüntüyle öğrendim. Kenter’e rahmet; ailesi, yakınları, sevenleri ve Türk tiyatrosuna kazandırdığı sayısız öğrencisine başsağlığı dilerim.” dedi.

Yıldız Kenter kendi cenazesi hakkında ne istemişti?

Yıldız Kenter, 2008 yılında Odatv’ye yaptığı açıklamalarda, hayatını kaybettikten sonra yakılmak istediğini açıklamıştı. 16.05.2008 tarihinde Odatv.com’a açıklama yapan usta oyuncu Yıldız Kenter yakılma isteğinin nedenini ve vasiyetini açıkladı.

İşte o açıklama:

“Ben yakılmak istediğimi söylüyorum. Bunun sebebi var zaten mecbur olacaklar ileride bunu yapmaya. Mezarlıklar adam almıyor artık. Geçen gün benim yengem öldü. Ölüsünü ağabeyimin yanına gömdüler, üstüne gömdüler yani. Fakat yol diye bir şey yok, yollara bile gömmüşler ve üstüne basıyorsun yüreğin titriyor.

Ölüye saygı nerede, çöplük gibi, bakımsız Karacaahmet’tin o bölümleri. Şey yaptırdık, adamlara para veriyoruz, temizlesinler bilmem ne diye, yok olmuyor, olmuyor ve oraya gittiğim zaman ben her zaman zor buluyorum yolu. Şey yok, saygılı yerler değil maalesef, yakışmıyor bize, bu kadar bakımsız, bu kadar çöplük gibi tinerci çocukların dolaştığı bakımsız, tehlikeli yerler çoğunlukla.

Belirli yerleri bazen bakımlı oluyor. Beni rahatsız eden bugün Bugün gazetesinde çıkan bir yazı, bunu söyleyen kişiye söylenecek çok laf var ama galiba en hafifi bunların çok ayıp ediyorlar, ayıp. Kültürü alıyor, buna günah diyen insanlar, eskiden ışığa günah diyorlardı kullandılar, camileri hep elektrik donattılar değil mi? Kandillerle aydınlanmıyor.

Bisiklete günah diyorlardı alıştılar, araba Gavur icadıydı alıştılar hepsine. Sen Batıya bu kadar yönelmek için bu kadar çırpınıyorken batının getirdiği bu âdeti de yaşayanlara yer açılması amacı ile adapte etmemiz lazım. Zaten ileride mecbur olacaklar. Olmamalarına imkân yok. Bakın Turgutreis’te şuanda meydan olan yer eskiden mezarlıkmış. Turgutreis meydanı yaptılar, döşediler, park yaptılar. Değişecek bunların hepsi.Şu dünyada öldükten sonra yer işgal etmek istemiyorum. İnsanların mezar bakımsız, mezarın üstüne insanlar çıkmış, mezar üstünde köpekler pislemiş doğal olarak. Mezarın üstüne onun sevdiği meyve ağacını dikmiştim çıkmışlar, taşı oymuşlar, taşı devirmişler. Su kesilir sulayamazsınız, çiçekler kurur.

Turgutreis’teki mezarlıkta Şükran için çektiğim sıkıntıyı anlatamam. Bir defa her zaman bakamıyorum. Yazları gidip geldikçe bakabiliyorum onun dışında belediyenin böyle bir hizmeti yok Türkiye’de. Yani orada eşi, dostu, akrabası olanlardan bir şey alabilirler. Her şeyden vergi alıyorlar. Bundan da alıyorlar aslında ama, çok bakımsız. Turgutreis’teki mezarlık Karacaahmet’tekine kıyasla çok daha iyi, ferah bir yer.

Ama Karacaahmet yatacak yer değil. Ben hiç kimseyi sıkıntıda bırakmak istemiyorum. Ben çünkü gidiyorum Şükran’ın mezarındaki çiçekleri ölmüş görüyorum onları da. Halbuki Şükran o çiçeklerle yaşıyor benim için, çiçeği çok sevdi için. Su kesiliyor, su yok.

Bizde yalnız köpekleri yakıyorlar, köpeklerin yakıldığı yerde yapılabilir. Biraz külüm karışırsa önemli değil.”

Rockefeller bursu ile oyunculuk eğitimi

Yıldız Kenter kimdir?

İstanbul’da doğdu. Ankara Devlet Konservatuvarı Yüksek Bölümünü sınıf atlayarak bitirdi. On bir yıl Ankara Devlet Tiyatrosu’nda çalıştı. Rockefeller bursu kazanarak American Theatre Winng, Neighbourhood Play House ve Actor’s Studio’da oyunculuk ve oyunculuk öğretiminde yeni teknikler üzerine çalışmalar yaptı. Ankara Devlet Konservatuvarı’na hoca olarak atandı. 1959’da Devlet Tiyatrosu’ndan ayrıldı. Muhsin Ertuğrul ile bir yıl çalıştı. Kardeşi Müşfik Kenter ve eşi Şükran Güngör ile Kent Oyuncuları topluluğunu kurdu. Daha sonraki yıllarda sürekli olarak Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de “Değişen Eğitim Metotları” ve “Oyunculuk Metotları” üzerine çalışmalar yaptı.

1956 yılından itibaren Ankara Devlet Konservatuvarı, İstanbul Belediye Konservatuvarı ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde bölüm başkanlığı ve hocalık yaptı. 1962’de tiyatroya hizmetlerinden ötürü “Yılın Kadını” seçildi. 1968’de, İstanbul’da, Kenter Tiyatrosu’nun binasının inşaatını tamamladı. Sinema oyuncusu olarak üç kez Altın Portakal ödülüne layık görüldü. Sovyetler Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya, Hollanda, Danimarka, Kanada, Yugoslavya ve Kıbrıs’ta İngilizce ve Türkçe oyunlar sergiledi.

100’ün üstünde oyun oynadı, 100’e yakın oyun sergiledi. Shakespeare, Çehov, Brecht, Inoesco, Pinter, Albee, Tenessee Williams, Alan Ayckbourn, Arthur Miller, Brian Freil, Neil Simon, Athol Fugard, Sergey Kokovkin gibi uluslararası yazarların yanı sıra Melih Cevdet Anday, Necati Cumalı, Güner Sümer, Adalet Ağaoğlu, Zeki Özturanlı, Güngör Dilmen, Muzaffer İzgü gibi pek çok Türk yazarının oyunlarını da sahneye koydu, oynadı.

1981’de “Devlet Sanatçısı” olarak ödüllendirildi. 1984 de Roma’daki İtalyan Kültür Birliğince “Adalaide Ristori” ödülüne layık görüldü. 1989 yılında, Korsika – Bastia Film Festivali’nde, Hanım filmindeki rolüyle “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü aldı. 1991 yılında tiyatro sanatına hizmetlerinden ötürü Uluslararası Lions Kulübü’nün “The Melvin Jones”uyla ödüllendirildi. İki kez Ulvi Uraz “En İyi Kadın Oyuncu”, üç kez de aynı dalda “Avni Dilligil” ödülüne layık görüldü.

1994’de Konken Partisi oyunundaki Fonsia rolü ile “Olağanüstü Yorum” ödülünü aldı. Finlandiya Dünya Kadın Kuruluşu tarafından yüz yılın en başarılı yüz kadınından biri olarak onurlandırıldı. 1995’de Kültür Bakanlığı, tiyatro sanatına katkılarından ötürü Onur Ödülü’ne layık gördü. Profesör Kenter’e aynı yıl tiyatro sanatına katkılarından dolayı “Mevlana Kardeşlik ve Barış” ödülü ve 1996’da Magazin Gazetecileri Derneği tarafından Ramiz ile Jülide’deki Jülide rolü için “En İyi Kadın Oyuncu” ödülü verildi. 19 Mayıs 1997’de Uluslararası İstanbul Festivali tarafından verilen Onur Ödülü, Yıldız Kenter’e Dame Diana Rigg tarafından takdim edildi.

Maria Callas rolüyle, 1998’de Ankara Sanat Kurumu “Yılın Kadın Sanatçısı”, 1998 Muhsin Ertuğrul Yaşam Boyu Başarı Ödülü, 1998 Cumhurbaşkanlığı Büyük Kültür ve Sanat Ödülü, MARTI adlı oyunda Madam Arcadina rolüyle 1999 Afife En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne laik görüldü. Aynı ödülü 2000 yılında, Nükte adlı oyundaki rolüyle yeniden kazandı. 2005–2006 sezonundan bu yana sahnelenen Gece Mevsimi adlı oyundaki Lily rolüyle, Sanat Kurumu En İyi Kadın Oyuncu ödülünün de sahibi oldu.

Kent Oyuncuları’nın kuruluşunun 45. yılında yeniden Ben Anadolu’yu seyirciyle buluşturan Yıldız Kenter, oyunculuk kadar önemsediği oyuncu yetiştirme görevini Koç Üniversitesi’nde verdiği derslerle sürdürdü. 2008–2009 sezonunda başrollerini Defne Halman ve Engin Hepileri’nin paylaştığı Victoria (Zafer)’i sahneye koyarak 60. sanat yılını kutladı. 2009-2010 sezonunda Eugene Stickland’ın Kraliçe Lear adlı oyununu yönetti ve baş rolünü oynadı. Bu oyunla 2010 yılı Sadri Alışık En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı. (Kaynak: Odatv)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *