ABD’nin bölgede ‘satmadığı’ devlet kalmadı!

ABD’nin bölgede ‘satmadığı’ devlet kalmadı!

Prof. Dr. Hasan Ünal ve ORSAM Koordinatörü Oytun Orhan, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda gerçekleştireceği olası harekatı, Sputnik’e değerlendirdi.

İki isim de, harekatın, Türkiye’nin YPG tehdidini bertaraf etmesiyle sonuçlanacak önemli başarı olacağına işaret ediyor. Operasyonun YPG’yi aşamalı olarak Türk sınırından uzaklaştırması bekleniyor.

Türkiye, Fırat’ın doğusuna giriyor: YPG önce sınırdan uzaklaştırılacak sonra 30-40 kilometre ileri itilecek

Suriye’de Afrin’e yönelik 20 Ocak 2018’de başlatılan ve 58 gün süren Zeytin Dalı Harekâtı’nın tamamlamasının ardından Türkiye’nin bir sonraki harekatının olası hedefleri arasında gösterilen Fırat’ın doğusuna yönelik önemli bir gelişme yaşandı. ABD Türkiye’nin yakın zamanda Suriye’nin kuzeyine operasyon için harekete geçeceğini açıkladı. Beyaz Saray ayrıca, Türkiye’nin yapacağı operasyona kendilerinin dahil olmayacağını da ifade etti.

ABD’nin bu açıklaması, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşen telefon görüşmesini takip etti. Türkiye’den Beyaz Saray’ın bu duyurusunu teyit eder nitelikte açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Fırat’ın doğusuna yapılması beklenen operasyon öncesi ABD askerlerinin bölgeden çekilmeye başladığını ifade etti. Erdoğan, “Başkan Trump daha önce çekilme talimatını vermişti ama biraz gecikti. ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ demiştik. Kararlılığımız devam ediyor” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha teyit ettiği bu operasyonun olası sonuçlarını ise Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Suriye Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, Sputnik’e değerlendirdi.

‘ABD, TÜRKİYE İLE YPG ARASINDA ORTA YOL BULMAYI BAŞARAMADI, TÜRKİYE OPERASYONU SEÇTİ’

ORSAM Suriye Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, ABD’nin Türkiye ile YPG arasında orta yol bulma planlarının çöktüğüne işaret ederek “ABD şimdiye kadar yerel müttefiki YPG ile NATO müttefiki Türkiye arasında bir orta yol bulma çabası içerisindeydi. Ancak ABD’nin Türkiye ile YPG’nin birbirine müdahalede bulunmasını engelleyecek bir güvenlik mekanizmasının oluşturulmasının, Türkiye’yi tatmin edecek bir tarafı yoktu. Zira Türkiye, YPG’yi yalnızca sınır güvenliği açısından tehdit olarak görmüyor; aynı zamanda YPG’nin kontrol ettiği alanlarda devletleşme riskinin de bulunduğunu göz önünde bulundurarak bu örgütü stratejik bir tehdit olarak algılıyor. Bu sebeple Türkiye, ABD’nin attığı adımları göstermelik olarak nitelendirdi ve öyle bir aşamaya geldi ki, ABD ile anlaşarak kurmayı planladığı güvenli bölgeyi, operasyon düzenleyerek kurma arayışına girdi. Böylece ABD’nin bu orta yol bulma çabası sonuçsuz kaldı” dedi.

‘TÜRKİYE, SURİYE’DE ÖNCE CEPLER OLUŞTURACAK SONRA CEPLERİ BİRLEŞTİREREK GÜVENLİ BÖLGEYİ GENİŞLETMEYE ÇALIŞACAKTIR’

Türkiye ile ABD arasındaki diplomatik seçeneklerin tükendiğine işaret eden Orhan “Türkiye, diplomatik seçeneklerin tükendiğini gördüğü için askeri müdahalede kararlı bir hale geldi. Malum, ABD’nin Suriye politikasını yürüten CENTCOM (ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı) ve Pentagon gibi kurumlar hem bu çekilme sürecini uzatmak hem de Türkiye ile ABD’nin kurmaya çalıştığı güvenli bölgenin altını boşaltmak için büyük çaba harcıyordu. Şimdi Türkiye’nin operasyon kararlılığı, Trump’ın da çekilme kararını uygulama sürecini hızlandırmış gibi gözüküyor. Bu da ABD’nin askeri varlığının, Türkiye’nin bölgeye operasyon düzenlemesine engel olmayacağını gösteriyor. Türkiye ilk aşamada, Arap nüfusun yoğun olduğu Tel Abyad ile Rasulayn arasındaki bölgede tek taraflı bir müdahaleyle YPG’yi sınırlarından defetmeye çalışacak. Ve bunun yerine aynı Fırat Kalkanı ve Zeytindalı harekatlarında olduğu üzere kendisinin belirleyici olduğu bir güvenlik yapılanması ve siyasi yapılanma kurmaya çalışacak. Bu da Türkiye’nin zaman içinde kontrol altına alacağı güvenli ceplerin daha sonra birleşerek bir güvenlik koridoru oluşması sürecinin önünü açacak. Türkiye oluşan şartlara bağlı olarak bu koridorun 30-40 kilometre derinliğe ulaşmasına çabalayacaktır” ifadelerini kullandı.

‘HAVA SAHASI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE AÇILIRSA, OPERASYON DAHA HIZLI İLERLER’

Türkiye’nin askeri harekatının gidişatının, saha şartlarına bağlı olacağının altını çizen Orhan “Türk Silahlı Kuvvetleri elbette planını yapmıştır. Ama TSK’nın sahada karşılacakları da bu operasyonun gidişatına önemli etki edecek. YPG, ABD’den de aldığı yardımlarla ciddi bir askeri kapasite geliştirmiş durumda. Türkiye’nin zamanlaması ucu açık bir operasyon gerçekleştirmesi söz konusu olabilir. Türkiye, sahada fırsatlar oluştukça güvenli bölgeyi genişletmeye çalışacak ve YPG’yi önce sınırlarından sonra da 30-40 kilometrenin tamamından atmak isteyecektir. Bu noktada, YPG kontrolündeki IŞİD teröristlerinin Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturmaları için salınması gibi bir risk de var. Ayrıca Türkiye’nin operasyon için hava sahası kullanıp kullanamayacağı da önemli bir diğer faktör. Bilindiği kadarıyla şu ana kadar Türkiye ile ABD arasında hava sahası kullanımına ilişkin bir anlaşma imzalanmış değil. Böyle bir anlaşma olursa, bu da TSK’nın gerçekleştireceği bu operasyon daha hızlı ilerleyebilir” dedi.

‘TÜRKİYE, GERÇEKLEŞTİRDİĞİ OPERASYONLARLA ABD’NİN KÜRDİSTAN PLANLARININ ÖNÜNE GEÇTİ’

Prof. Dr. Ünal da, olası operasyon Türkiye açısından “büyük bir askeri başarı” olduğuna işaret ederek “Menbiç örneği, güvenli bölge anlaşmasının işlemeyeceğinin en büyük kanıtıydı. Türkiye de bunu fark etti ve askeri bir başarı elde etmiş oldu. ABD, PYD’yi destekleyerek Suriye’de bir devletçik oluşturmaya ve Suriye’yi üçe bölmeye çalışırken Türkiye’yi de elinde tutabileceğini zannetti ama yanıldı. Tabii vaktiyle Türkiye’nin özellikle Ahmet Davutoğlu döneminde yaptığı hatalar da Amerika’yı bu büyük Kürdistan planlarını da kapsayacak politikalara teşvik etti. ABD önce Türkiye’yi PKK ile çözüm sürecine döndürmeye çalıştı, bunu yapamayınca da Türkiye’deki PKK’yı satışa getirdi ama Suriye’deki YPG’yi destekleyerek devam etmeye çalıştı. Fakat 15 Temmuz darbe girişimi önemli bir dönüm noktası oldu. O tarihten sonra Türkiye, Amerika’nın PYD yoluyla bir büyük Kürdistan’ın taşlarını döşemeye başladığı yönündeki tespitini kafasında netleştirdi ve bunu kırma yönünde harekete geçti. Önce Fırat Kalkanı sonra da Afrin operasyonları böyle bir YPG/PKK devletinin denize çıkışını nihai olarak kapatmış oldu” dedi.

Türkiye’nin harekat adımlarının Suriye hükümetiyle işbirliği yaparak pekiştirilmesinin önemine işaret eden Ünal “Türkiye bu ivmeyle hareket ederken, Suriye hükümetiyle de uzlaşıp YPG üzerinde baskı kursaydı bu sonucu çoktan almış olacaktı. Halbuki Türkiye bunu yapmadığı için, YPG sonuna kadar Türkiye-Suriye uzlaşmazlığından fayda sağlamaya çalıştı. Buna rağmen, Türkiye’nin ABD’nin bölgeden çekilme kararıyla sonuçlanan kararlılığı muazzam bir askeri başarı yakaladı” diye konuştu.

‘ABD’NİN BU COĞRAFYADA SATMADIĞI DEVLET VEYA TAŞERON ÖRGÜT KALMADI’

ABD’den dost veya müttefik olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Ünal “ABD, şimdiye kadar kime ‘dost ve müttefik’ dediyse hepsini tek tek sattı. Amerika dost ve müttefik ithal ve ihraç etme yarışmasında açık ara dünya şampiyonudur. Hızla devletlerle veya bunun gibi taşeron örgütlerle dost, müttefik olur, çok kısa sürede de satar onları. Bunları Afrin’de de gördük. ABD, Afrin’de destekler gözüktüğü örgütü ‘Afrin bölgesi bizim IŞİD’le mücadele kapsamımızda değil’ diyerek satıverdi. Daha sonra bu örgüt, Şam’dan da yüz bulamayınca, ağır kayıplarla Afrin’i terk etmek zorunda kaldı. Bu durumun, bu coğrafyadaki örnekleri bitmez. Amerikalılar, petrolden elde ettiği gelirlerle silahlanırken desteklediği İran Şahı’nı da, bir zamanlar tam destek verdikleri Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i de, Rusya’ya karşı dolduruşa getirdiği Ukraynalıları da ortada bıraktı. PYD’nin başına gelen de budur. Bu saatten sonra eğer taşeron örgüt olan YPG’nin aklı varsa, IŞİD teröristlerini derhal Suriye ordusuna teslim eder” diye ekledi.

(Sputnik)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *