Tunus cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalan iş insanı Nebil el-Karvi, rakibi Prof. Dr. Kays Said’i, ‘muhafazakar İslamcı’ olarak tanımlarken kendisini ise ‘moderniteye’ inanan bir ‘liberal’ olarak tanımlıyor.
Tunus’ta cumhurbaşkanı adayı Karvi, yönetim programını açıkladı
2017’den beri kara para aklama ve vergi kaçakçılığı suçundan yargılanan Karvi, Tunus’ta geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirilen seçimlerin ilk turunda oyların yüzde 15,6’sını kazanmıştı.
Medya patronu Karvi’nin 23 Ağustos tarihinde yani seçim kampanyalarından 10 gün önce tutuklanması, siyasetin yargı tarafından ne ölçüde sömürüldüğü hakkında tartışma yaratmıştı.
Başkent Tunus yakınlarındaki Mornaguia cezaevinde tutulan Karvi, avukatı aracılığıyla Fransız haber ajansı AFP’nin sorularını yanıtladı. Karvi, seçim kampanyasını diğer partilerden farklı bir çizgide yürüten ve adem-i merkeziyetçiliği savunan Kays Said ile yaptığı seçim yarışı hakkında soruları cevapladı.
Ajansın röportajında 2014 seçimlerinde sekülerler ile İslamcılar arasındaki bölünmeye değinen Karvi, söz konusu rakibini ‘sistemin doğasını değiştirmek isteyen devrimci, muhafazakar İslamcı aday’ olarak tanımlıyor. Aynı zamanda Said’in anlaması ve uygulaması zor bir ekonomik program sunduğunu ve Tunus’un içe kapanık olmasını isteyen İslamcılar ve muhafazakarlar tarafından desteklendiğini iddia ediyor.
Said farklı kesimlerden oy aldı
Seçimlerin ilk turunu yüzde 18,4’lik oy oranıyla birinci bitiren Kays Said, farklı kesimlerden genç bir seçmen bloğunu etkilemişti. Sosyal konularda muhafazakar bazen de içe kapalı olarak görülen Said, eski öğrencilerinin de ifadeleriyle tarafsızlığı ve dürüstlüğüyle ön plana çıkıyor.
Tam bağımsızlığına rağmen Said, mevcut parlamentoda en fazla sandalye bulunduran İslamcı Nahda Hareketi’nin desteğiyle beraber, içlerinde solcular da olmak üzere seçim yarışında kaybeden adayların desteğini aldı.
Karvi: Popülist hayırsever patron
Bazen bir ‘popülist’ bazen de ‘hayırsever’ olarak adlandırılan Karvi ise, ilk tur adayları ve partilerden hiçbirinin desteğini almadı.
Kampanyasını yoksulların adayı olarak inşa eden Karvi, ironik bir şekilde ekonomide liberal bir yol izleyeceğini vaat ediyor.
Kendisini ‘programcı’ olarak tanımlayan Karvi, “Yabancı yatırımcıları çekmek için yapılacak gerekli reformlar ile tam ekonomik açılım gerçekleştirilecek. Tunusluları endüstriyel ve ekonomik dördüncü bir Arap Baharı’na çağırıyorum. Tunus, azınlıkların haklarını koruyan liberal modernist bir ülkedir” diyor.
Karvi’nin dediğine göre seçildiği takdirde yapacağı ilk iş ülkenin güneybatısındaki madenleriyle zengin Gafsa’ya intikal etmek olacak. Aynı zamanda Tunus ekonomisinin stratejik sektörü olan fosfat üretimini 2011’den beri engelleyen protestoları çözüme kavuşturacak.
Aynı zamanda Karvi, daha önce Bireysel Özgürlükler ve Eşitlik Komitesi tarafından teklif edilen sosyal reformların eşit miras önerisi hariç çoğunu destekleyeceğini belirtiyor.
Diğer yandan Nebil el-Karvi, 6 Ekim’de yapılacak ikinci tur seçimlerinde ‘ilk parlamento bloğu’ zaferi için kendi partisi ‘Tunus’un Kalbi’ni seferberliğe davet etti.
Karvi, kazandığı takdirde olacakları şu şekilde ifade ediyor: “Eğer kazanırsak buna paralel olarak daha önce görülmemiş iki reform girişimi başlatacağız. Biri yoksulluğa karşı sosyal bir tüzük diğeri ise ülkenin çok hızlı bir şekilde kalkışa geçmesi için ekonomik bir anayasa oluşturmak olacak.”
Bölünmüş bir parlamento durumunda ise Karvi, Nahda Hareketi’ne atıfta bulunarak İslamcılarla birlikte çalışmayacağını belirtti. Aynı zamanda Başbakan Yusuf Şahid’in partisi ‘Yaşasın Tunus’ ile de çalışmayacak.
Aynı siyasi aileye ait olmalarına rağmen Karvi ve Şahid birbirlerine düşmanlar. Karvi, tutuklanmasında Şahid’in rolü olduğunu söylemiş fakat Şahid bunu reddetmişti.
Tunus Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Kays Said’le beraber bir televizyon tartışmasına katılması ve ikinci tur seçim kampanyalarına hazırlık yapması için Karvi’ye izin verilmesini amaçlıyor.
(Şarku’l Avsat)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *