Ekonomist Atilla Yeşilada: Globalleşme bitti, Slowbalizasyon verelim

Ekonomist Atilla Yeşilada: Globalleşme bitti, Slowbalizasyon verelim

“Yarın çoktan geldi, Dostlarım. Ama çoğumuz daha dün gecenin derin uykusundan uyanmadık.” diyen Yeşilada, “Varolanı koruma kaygısı içinde olanlar kaybetmeye mahkum, ancak değişime kolay adapte olanlar yaşayacak ve zenginleşecek.” diye yazdı.

Globalleşme bitti, Slowbalizasyon verelim

Atilla Yeşilada / Para Analiz

Değerli solcu, İslamcı, milliyetçi ve milli ve yerli ekonomi ideologları. Liberalizmin tüm düşmanları. Size DEV bir MÜJDEM var. Globalizasyon yani küreselleşme artık ömrünü doldurdu. Bunun tek nedeni Trump gibi “Önce Amerika” sloganına sığınarak global ekonomi ve koordinasyonu sabote etmek üzere yola çıkan bir düzine lider de değil.

Ekonomik düzeyde küreselleşmenin büyük avantajlarını zaten kullandık. Zararlarına çare bulamadık. Ama dünyada yeni bir tüketim kültürü ergenlik çağından yetişkinlik çağına girip talep kompozisyonunu değiştirirken, 3D ve robotlaşma gibi teknolojik innovasyonlar da küreselleşmeyi frenliyor. Öte yanda, Internet ve artık her dilde çeviri yapan Google’ın sosyo-kültürel düzeyde küresel bir medeniyet yaratma potansiyeli süregeliyor.

Eğer dünya ekonomisinde iyice kendini belli eden yavaşlamayı iyice incelersek, 2 değişik temel neden göreceğiz. İlki döngüsel ve politik—kısa erimli. Döngüsel büyüme yani “business cycles” teorisi “büyüme evreleri ihtiyarlıktan değil, siyasi hatalardan dolayı vefat eder” der, doğru bakınız Trump hıyarı. Halbuki başını Bank of International Settlements ekonomistlerinin çektiği bir ekol ekonomik döngüde finansal faktörlerin, özellikle belirli aralıklarla kendini tekrarlayan ulus-ötesi kredi dalgalanmasını ve halihazırda yavaşlamasını başlıca neden olarak savunur. Özellikle Türkiye-Çin örneğinde, bu teze gittikçe daha fazla inanıyorum, ve hakkında yazacağım.

Siyasi boyutta ise “Önce Amerika”, milli ve yerli ekonomi özlemi yanında bir kez daha hortlayan ABD ve Rusya-Çin arasındaki acımasız Soğuk Savaş ve Brexit’ten başlayıp Hong Kong’da protestolara kadar uzanan bir dizi idiosenkronotik (nevi şahsına münhasır, bir sefere mahsus) vakanın ürettiği olumsuz büyüme şokları yavaşlamanın başlıca nedenleri olarak şekilleniyor.

Halbuki, global yavaşlamanın bir de yapısal ve uzun vadeli nedenleri var. Bunlardan ilki ve üstüne hemen hiç konuşulmayanı yaşlanma. Evet, global büyüme lokomotifi Çin gittikçe yaşlanıyor. Bir çok Gelişmekte Olan Ülke’de ki bunların arasında Türkiye başlarda yer alır, nüfus artış hızı gözle görülür ölçüde yavaşladı. Daha yavaş büyüyen işgücü, daha yavaş üretim ve tüketim anlamına gelir.

İkinci trend ise “on-shoring” yani tedarik zincirlerinin artık kısalması ve “eve yakın” yerlere taşınması. Ülkeden ülkeye yayılan ve çok uluslu şirketlerin maliyet ve ölçek ekonomisi avantajlarını misliyle katlayıp emek-sermaye arasında gelir eşitsizliğini körükleyen tedarik zincirlerini yayma-uzatma eğilimi artık avantajlarını yitirdi. Bir çok çokuluslu dev yeni pazarlara girdiklerinde yerlilerin onları çiğ çiğ yediğini gördüler. Bizde yabancı kurumların banka satın alarak Türk bankacılarına bankacılık öğretip daha fazla kar edecekleri düşüncesi tam anlamıyla fosladı. BİM de Carfur gibi global perakende ağlarını tek yumrukta nakavt etti.

On-shoring’in bir nedeni de 3D, robotlaşma ve ABD özelinde çok zengin kaya petrol ve gazı keşifleri oldu. ABD artık başka ülkelerin enerji kaynaklarına muhtaç değil. Gidip Çin’de üretmektense, imalat sürecinde daha fazla robot ve hata denetimi otomasyonu gibi teknolojileri kullanarak ucuza üretme imkanı doğdu. Bu “iyi bir şeydir” demiyorum. On-shoring uzun vadede yüksek dozda emek talebi yaratacak, ama bu talebi halihazırda aktif neslin karşılaması imkansız. Yarın robotlarla konuşan (ve sevişen), yüksek teknoloji yatırım mallarının üretimi, bakımı ve geliştirilmesinde faydalı olacak genç bir nüfus bizim neslin istemsiz fedakarlığının ekmeğini yiyecek.

Daha da sevindirici bir trend var. Dünyanın her yerinde maddi tüketim kültürüne isyan eden, ya da artık keyif almayan bir zümre su yüzüne çıktı. Ekonomik değil, bireysel tercihlerin körüklediği yerli mutfak, sanat ve kültür patlaması yaşanıyor. Genç nesil artık babaları gibi 3 araba, 2 metres beş de sürat teknesiyle etrafa caka satmaktan hoşlanmıyor. Bu nesil ”tecrübe tüketimi” denen bir hayat tarzına geçiyor. Yani, Ferrari almak yerine bir yıl Katmandu’ya gidiyor. Daha fazla sosyal medya (hizmet) tüketiyor, sağlık ve kişisel gelişimle ilgili. Tüm bunlar küresel ticaretin yavaşlamasının uzun vadeli nedenleri arasında.

Genç nesil ve sayısı gittikçe artan her yaştan dünya vatandaşı da artık ekonomik kalkınma adına doğanın mahvedilmesi ve karbon salınımına karşı. Karbon ayakizini azaltacak, doğa dostu ürün ve hizmetlere yöneliyor. Bu trendi Türkiye’de de gözleyip gurur duyuyorum. Kazdağları ve Hasaakeyf başta iki kuruşluk milli üretim adına bir kaç kişiye dev karlar sağlayarak doğayı talan etmeye yükselen bir öfke doğdu.

Slowbalizasyon gerçekten globalleşmenin yerine geçer mi? Mesela, Trump’ın yerine daha liberal ve küresel ekonomik-politik status quo’yu korumaya hevesli bir ABD başkanı seçilse, durum değişir mi? Kısa vadede evet, bir 10 yıl daha yüksek büyüme sürdürülebilir. Fakat, gelecek Slowbalizasyon vadediyor. Çünkü iki önemli ve bence geri çevrilmesi imkansız itici güç tarafından besleniyor. Değişen tüketim kalıpları ve yeni teknolojinin hizmet sektörü ve yerel üretime sunduğu avantajlar.

Yarın çoktan geldi, Dostlarım. Ama çoğumuz daha dün gecenin derin uykusundan uyanmadık. Varolanı koruma kaygısı içinde olanlar kaybetmeye mahkum, ancak değişime kolay adapte olanlar yaşayacak ve zenginleşecek.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • Arzu Alemdarlar
    27 Ağustos 2019, 17:17

    Tüm kalbimle KATILITORUM.Neden çünki insanlarda farkındalık oldu.Çevre bilinci,tüketim bilinci,kişisel gelişim.Artık insanlar daha fazla para kazanmanın yada kullanamayacağı fazladan şeylere sahip olmayı sorguluyor.Beni ne mutlu ediyor.Beni huzurlu yaşatan şey nedir.Ben kimim soruları gündemde.

    REPLY