Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Giray Derman, Rusya ile Japonya arasındaki Kuril Adaları krizinin yeniden gündeme gelmesine ABD’nin neden olduğunu söyledi.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Giray Saynur Derman, Rusya ile Japonya arasında yaşanan Kuril Adaları krizinin yeniden gündeme gelmesinin arka planında ABD’nin olduğunu ifade ederek, “Japonya’nın ABD ile olan yakınlaşması Rusya-İran ve Çin yakınlaşmasına karşılık ABD’nin yaptığı bir hamledir.” dedi.
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Avrasya Danışmanı da olan Derman, Rusya’nın Kuril Adaları açıklarında altı günlük tatbikat yapacağını bildirmesinin ardından Japonya’nın protesto notası vermesiyle iki ülke arasında yeniden başlayan Kuril Adaları krizini AA muhabirine değerlendirdi.
Kuril Adaları dolayısıyla Rusya ile Japonya arasında yaklaşık 70 yıldır anlaşmazlık olduğunu dile getiren Derman, bunun arka planında ise iki ülkenin geçmişte yaşadığı savaşların bulunduğunu söyledi.
Kuril Adaları olarak adlandırılan bölgenin bin 300 kilometre boyunca uzanan, Büyük Okyanus ile Ohotsk Denizi’ni birbirinden ayıran 56 adadan oluştuğunu ifade eden Derman, “Rusya’nın altı günlük tatbikat yapacağını bildirmesi, Japonya’nın ise nota vermesi iki ülke arasındaki adalar krizini yeniden gündeme taşıdı. Dolayısıyla bu nota iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz etkiledi.” diye konuştu.
Derman, 1900’lü yıllarda Japonya’nın İngiltere ile ittifak kurduğunu, Rusların yayılma alanı olarak gördüğü Mançurya ve Kore’deki Rus etkisini azaltmak için birlikte mücadele ettiklerini dile getirerek şöyle devam etti:
“Rusya’yı Doğu’da meşgul edecek ve Avrupa’dan uzaklaştıracak bu fırsat sebebiyle İngiltere, Japonya’ya destek verdi. Böylece Japonya, yaptığı bu hamleyle Rusya karşısında denizci bir Avrupa devletinin yardımını sağladı ve uluslararası politikada güç kazandı. Akabinde ordusunu büyüttü ve güçlendirdi. Japonya’nın asıl hedefi ekonomisi için gerekli hammadde kaynağı ve iyi bir pazar olarak gördüğü Kore’ydi. 8 Şubat 1904’te Japon donanması Port Arthur Limanı’ndaki Rus donanmasına ani bir saldırıda bulundu ve 10 Şubat’ta Rusya’ya savaş ilan ettiğini resmen duyurdu. Japon ordusu, mayısta Liao-Tung Yarımadası’nı işgal etti. Böylece Port Arthur’daki Rus kuvvetleriyle Mançurya’daki Rus birliklerinin bağlantısını kesmiş oldu. Deniz gücünü kaybeden Rusya, karada da bozguna uğradı ve mali durumu gittikçe kötüleşti. Ülkede çıkan iç karışıklıklar da Rus hükümetini barışa zorladı. Rusya, mağlup olduğu Japonya ile 5 Eylül 1905’te Portsmouth Barış Antlaşmasını imzalayarak savaştan çekilmek zorunda kaldı.”
“Rusya’nın tatbikat kararıyla görüşmeler çıkmaza girdi”
Prof. Dr. Derman, Portsmouth Barış Antlaşması ile en ağır ekonomik faturayı Rusya’nın ödediğini ve bunun imparatorluğun yıkılma sürecini hızlandırdığını ifade etti.
Bu mağlubiyet sürecinin Rusya’da devrimci hareketlerin gelişmesine ve anarşi ortamına zemin hazırladığını aktaran Prof. Dr. Derman, “Rusya, bu savaşla Asya’daki yayılma politikasından vazgeçerek yeniden Balkanlar ve boğazlara yöneldi. Japonya ise Rusya’yı bölgeden uzaklaştırdı ve dünya politikasında söz sahibi konumuna geldi. Böylece Japonya uluslararası ortamda ve Uzak Doğu’da büyük itibar kazandı. Rus-Japon Savaşı sonuçlarıyla 20. yüzyılın siyasi gelişmelerine de yön vermesi açısından önemlidir.” değerlendirmesini yaptı.
Derman, iki ülke arasındaki ikinci krizin 2. Dünya Savaşı sonunda yeniden patlak verdiğini ve Rusların “Kuril Adaları”, Japonya’nın ise “Kuzey Bölgeleri” olarak adlandırdığı toprak parçası konusunda uyuşmazlık yaşandığını ifade ederek şunları kaydetti:
“Sovyetler Birliği, 1949’da işgal ettiği adalarda yaşayan tüm Japon vatandaşlarını sınır dışı etmişti. Bölgenin jeostratejik ve ekonomik önemi, iki ülke arasında zaman zaman gerginliğe neden oldu. Özellikle Rusya’nın sınırlarının her bölgesinde olduğu gibi burada da askeri tatbikatlarla güç gösterisi sergilemesi ve Ukrayna toprağı olan Kırım’ı 2014 yılında illegal yolla işgal etmesine karşı uluslararası yaptırımlara destek veren Japonya’nın tutumu sonrasında adalar iki ülke arasında gerginliğe sebep oldu.
Barış anlaşmasının imzalanması için ilk olarak 2014 yılının başında düzenlenen müzakereler Ukrayna krizi nedeniyle dondurulmuştu. 2019 yılının Ocak ayında G20 Zirvesinde Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, görüşmelerin sonucunda tarafların barış antlaşması müzakerelerini devam ettirme niyetini açıklamakla beraber, gelinen noktada hukuken savaş halini devam ettiren Kuril Adaları krizi konusunda görüşmeler Rusya’nın tatbikat kararıyla yeniden çıkmaza girdi.”
“Kuril Adaları’nda ABD üssü Rusya için ulusal tehdit”
Prof. Dr. Derman, Rusya’nın, Japonya’nın hak iddia ettiği dört Rus adasının Amerikan füzelerinin konuşlandırılması için mükemmel bir yer olduğu söylemlerinin Japon basınında yayılmasından endişe duyduğunu ve adaların geri verilmesine rıza göstermediğini belirtti.
Rusya’nın adalara Amerikan üssünü kurulmasının kendi ulusal güvenliğini tehdit edebileceği kaygısı taşıdığını, Rusya’nın, adaları geri vermeye yanaşmamakla birlikte burada Amerikan üssü kurulmasından da endişe ettiğini dile getiren Derman, “Özellikle Japonya’nın Amerikan füze savunma sistemlerinin söz konusu adalara konuşlandırılması halinde ABD ve Japonya’nın Kuzey Kore’nin balistik füzelerine karşı daha iyi korunmuş olacağı açıklamalarından sonra oluşacak ortam da Rusya ulusal güvenliği için bir tehdit algılamaktadır.” diye konuştu.
Japonya’nın, Amerikan füze sistemlerinin konuşlandırılması için en uygun yerin İturup Adası olduğunu açıkladığını kaydeden Derman, sözlerini şöyle tamamladı:
“Böylelikle ABD’ye Rusya Pasifik Filosunun bulunduğu Vladivostok Limanı’nı bloke etme olanağı tanınacağı gibi Rusya’nın dört adayı ve hatta İturup hariç üç adayı teslim etmesi durumunda Japonya ve ABD’nin Rus filosuna denize açılma olanağı veren, kışın donmayan Yekaterina Boğazı’nı bloke etme olasılığı da gündeme taşınmaktadır. Kuril Adaları’nda da anti-gemi füzeleri konuşlandırıldı, dolayısıyla Rusya ile Japonya arasında yaşanan Kuril Adaları krizinin yeniden gündeme gelmesinin arka planında ABD’nin olduğu kanaatindeyim. Japonya’nın ABD ile yakınlaşması Rusya-İran ve Çin yakınlaşmasına karşılık ABD’nin yaptığı bir hamledir. Bu adaların Japonya’ya iadesi halinde buralara Japon-Amerikan kuvvetlerinin gelmesi ihtimalinde denizaltılarının savunma hattında kopukluk oluşacak.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *