Etiyopya’da darbe girişimi ne anlama geliyor?

Etiyopya’da darbe girişimi ne anlama geliyor?

Etiyopya’da bir yılı aşkın süredir başbakanlık görevinde bulunan Abiy Ahmed, kendisine yönelik suikast girişiminin yıl dönümünde askeri darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı.

Etiyopya’da darbe girişimi ne anlama geliyor?

Osman Kağan Yücel / AA

Göreve geldiği günden bu yana Etiyopya’da ve Afrika kıtasında popülerliği gün geçtikçe artan Başbakan Abiy Ahmed’in son olarak Sudan’da yönetimi elinde tutan Askeri Konsey ile göstericiler arasında arabuluculuğa soyunması ile dikkatleri çekmişti. Etiyopya’nın Amhara bölgesindeki Bahir Dar şehrinde düzenlenen darbe girişimi üst düzey isimlerin ölmesiyle sonuçlanması bakımından bir trajedi, darbe teşebbüsüne yeltenenlerin öldürülmesi ile de darbeciler bakımından bir fiyaskoya dönüşmüş görünüyor. Artan nüfusu, Afrika’nın en hızlı büyüyen ekonomisi ve Abiy Ahmed’in dinamik imajı Etiyopya’yı bölgede ve kıtada yukarı seviyelere taşırken bölgede tasarrufta bulunmak isteyen küresel ve bölgesel güçler, imkanlarını bölgenin istikrarsızlığından yana kullanmaktan çekinmiyor. Bunun en somut örneği ise son darbe girişiminin ülkede etnik ayrımı körükleyecek ve ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyebilecek, dolayısıyla Etiyopya’nın siyasi ve ekonomik kazanımlarına zarar verecek bir gelişme olarak ortaya çıkmasıdır.

Darbe girişimi Ahmed’in en zor sınavlarından

23 Haziran Pazar günü Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed askeri kamuflaj giysileri ile ekranlara çıkıp Etiyopya’nın Amhara bölgesinde askeri darbe girişimi olduğunu, bazı üst düzey yetkililerin öldüğünü, bazılarının da yaralandığı açıkladı. 22 Haziran’ı 23 Haziran’a bağlayan akşam saatlerinde gerçekleşen darbe girişiminin bilançosu pazar günü netleşmeye başladı. Amhara bölgesi Başkanı Abbachew Mekonnen, Amhara bölgesi kabine üyesi Azaze Wasaw ve Etiyopya Genelkurmay Başkanı Seara Mekonnen dahil toplam beş kişi hayatını kaybetti. Darbe girişiminin arkasındaki isim olan Amhara bölgesinin Güvenlik Şefi General Asamnew Tsige ise Bahir Dar şehrinde ölü olarak ele geçirildi. Tsige’nin, girişimden kısa süre önce bir sosyal paylaşım sitesinde yayınladığı videoda, Amhara kökenlilere silahlanma çağrısı yaparak diğer etnik gruplara karşı savaşa davet ettiği ve Amhara milislerini işe aldığı gerekçesiyle hükümet yetkililerinin toplantı yapacağını haber alınca darbe girişimine kalkıştığı ortaya çıktı. Tsige’nin Meles Zenawi döneminde de darbe girişiminden dolayı yargılanıp ceza aldığı dikkate değer bir ayrıntı. Tsige’nin mevcut Başbakan Abiy Ahmed tarafından ilan edilen genel aftan yararlanarak Ahmed tarafından Amhara eyaletinin güvenlik şefi olarak atanmış olması da yine önemli.

Amhara bölgesinde gerçekleşen darbe girişimi Başbakan Abiy Ahmed’in göreve geldikten sonraki en zor sınavlarından biri. Ülkede halihazırda başta Amhara, Oromo, Somali gibi bölgelerde etnik temelli ayrım bilinçli olarak körüklenmek isteniyor. Özellikle Batı medyası Etiyopya’nın yumuşak karnı olan bu sorunu abartılı şekilde irdelerken bölgede ekonomik ve siyasi etkinliğini artırmak isteyen BAE, Suudi Arabistan gibi ülkelerin Etiyopya’nın zikredilen bölgelerine belli aralıklarla seyahat uyarısı yapmaları da dikkatlerden kaçmıyor.

Bu darbe girişimi Başbakan Abiy Ahmed’in göreve gelmesinden sonra karşı karşıya kaldığı olayların son halkası olarak öne çıkıyor. Ahmed geçtiğimiz yıl bir miting esnasında bombalı bir suikast girişiminden kurtulmuş, bu olay Etiyopya’nın birliğini istemeyen güçler tarafından yapılan bir eylem olarak nitelendirilmişti.

Abiy Ahmed hükümeti için bir başka kırılma noktası ise Etiyopya için hayati bir mesele olan, Mısır ile tartışmaların ve siyasi krizin gölgesinde Nil nehri üzerine inşa edilen Rönesans barajı bağlamında gerçekleşti. Rönesans barajının tamamlanmasının gecikmesi tartışmaları sürerken baraj inşaatından sorumlu mühendisin arabasında öldürülmesi Etiyopya’nın gündemini epey meşgul eden konular arasında yer almıştı. Yapımının büyük bölümünü Çin’in üstlendiği baraj inşaatının vaktinde bitmemesinin yol açtığı tartışmalar da Ahmed’in karşı karşıya kaldığı diğer zorlu gündem başlıkları arasında.

Neden Amhara bölgesi?

Etiyopya idari yapı itibarıyla etnik kökene dayalı 9 bölge ve 2 özel statülü şehir olmak üzere 11 bölgeden oluşuyor. Amhara bölgesinin demografik yapısının çoğunluğunu Amhara etnik kökenliler oluşturuyor. Bölgenin dini yapısı da büyük ölçüde Ortodoks Hristiyan nüfustan oluşuyor. Farklı etnik grupların yaşadığı bölgelerde vuku bulan huzursuzluklar ve kısmen çatışmaya dönüşen anlaşmazlıklar Etiyopya’nın en önemli sorunları arasında bulunuyor. Bu husus ülkenin ekonomik ve siyasi istikrarını etkileyen, yumuşak karnı denilebilecek bir kırılganlık teşkil ediyor. Amhara bölgesindeki darbe girişimi de darbecilerin söylem ve zamanlamasına bakılacak olursa ülkede etnik ayrımcılığı körükleyecek, siyasi istikrarı sekteye uğratacak bir girişim olarak öne çıkıyor. Halen Oromo, Somali gibi bölgelerde yaşanan sorunların son zamanlarda Amhara’ya da sirayet ettirilmeye çalışılması, istikrarsızlıktan avantaj sağlayan ve özellikle Afrika Boynuzu ve Doğu Afrika ülkelerini ekonomik kıskaca almak isteyen BAE, Suudi Arabistan gibi ülkelere ister istemez dikkat verilmesine neden oluyor. Her ne kadar Amhara bölgesindeki askeri darbe girişimi Etiyopya’nın bir iç sorunundan kaynaklanmış ve darbe girişiminin siyasi nedenlerinin de görmezden gelinemeyeceği aşikar olsa da yaklaşık 23 milyon insanın yaşadığı bir bölgede bu tür bir girişimin başarılı olması durumunda Etiyopya’yı sürüklemiş olabileceği durum, bu tür ihtimallerden sarfınazar etmemizi zorlaştırmaktadır.

BAE ve Suudi Arabistan Etiyopya’nın yükselişinden rahatsız mı?

Başbakan Abiy Ahmed göreve gelir gelmez ülke ekonomisi ve dış politikası bakımından önemli gelişmeler kaydedildi. İlk olarak Eritre ile yaşanan savaşın mirası olan siyasi anlaşmazlık Suudi Arabistan ve BAE’nin girişimleri ile aşılarak iki ülke normalleşme sürecine girdi. Etiyopya ile Eritre liderleri yıllar sonra ilk defa Suudi Arabistan’da bir araya gelerek Kral Selman’ın ev sahipliğinde normalleşme sürecini başlatan anlaşmalara imza attılar. Aynı dönemde Suudi Arabistan, bölgedeki diğer önemli sorunlardan olan Eritre ile Cibuti arasındaki anlaşmazlıkta da arabulucu rolü oynayarak iki ülke arasındaki normalleşme sürecinin başlamasına vesile oldu. Etiyopya’nın ikinci önemli sorunu olan ekonomi ise bu gelişmelerle eş zamanlı olarak Suudi Arabistan ve BAE tarafından yapılan hibe ve doğrudan yabancı yatırımlar (FDI) ile bir nebze olsun aşılmış oldu. Bu kapsamda BAE tarafından Etiyopya’ya 3 milyar dolarlık yardım yapılmış, 1 milyar dolar ise Etiyopya Merkez Bankası’na aktarılarak ülkedeki nakit sıkıntısı aşılmaya çalışılmıştı. Ayrıca Etiyopya ile BAE, Somaliland’a kurulacak bölgesel ticari merkezi konusunda da bir anlaşmaya vararak ikili ekonomik ilişkileri geliştirdiler.

Tüm bu gelişmelere rağmen Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, Suudi Arabistan veya BAE’nin tahakkümü altına girmeyerek ülkeler arası ilişkilerde denge siyaseti ve pragmatik bir yol izleyerek önemli bir duruş sergiledi. Yükselen bir lider grafiği sergileyen Abiy Ahmed, Sudan’da Ömer el-Beşir sonrası dönemde Askeri Geçiş Konseyi ve göstericiler arasında arabuluculuk teklifinde bulunarak bu yükselen grafiğini başka bir boyuta taşımış bulunuyor. Amhara bölgesindeki askeri darbe girişiminin böyle bir süreç içinde yaşanmış olması ve benzer girişimlerin ülkede neden olabileceği sorunlar göz önüne alındığında, Abiy Ahmed’in bölgede tahakküm kurmak isteyen ülkeler tarafından hedef yapılmış olması, göz ardı edilemeyecek bir ihtimal olarak karşımızda duruyor.

[Hı̇dro-dı̇ploması̇ bağlamında Mısır, Sudan ve Etı̇yopya rekabeti̇ üzerine çalışmalarını sürdüren Osman Kağan Yücel, Afrika Koordinasyon ve Eğitim Merkezi (AKEM)’de koordinatör yardımcısı olarak görev yapmaktadır]

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *