Makri önceki gece başkentin 80 km güneyindeki Mediye’nin şehir merkezinde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Toplumsal Barış Hareketi, Buteflika rejimine ve iktidarı ele geçiren çeteye karşı uzun bir mücadele verdi. Mafya ekonomisine karşı savaştık ve demokratik bir geçiş sağlamak için mücadele ettik. Geçmiş yıllarda buna delil olacak düzinelerce kayıt bulunabilir. Vatandaşlar da buna tanık oldu. Öteki konusunda farkındalığın oluşumuna katkıda bulunduk. Fakat bütün hedeflere ulaşamadık. Halk ‘milyonları bulan kalabalıklarla’ sokaklara döküldükten sonra üç hedef gerçekleşmeye başladı. Bu hedeflerden ilki 1999 yılında göreve gelmesinden bu yana bir benzerine tanık olunmayan halk protestolarının ardından Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika’nın 5’inci dönem iktidarının önüne geçilmesiydi. Nitekim halk ayaklanmasına daha fazla dayanamayan Buteflika istifa etti. İkinci hedef, çeteye son verilmesi ve mafya ekonomisinin yıkılmasıydı. Bunlardan ilki istifa eden Cumhurbaşkanı’nın kardeşi Said Buteflika, diğeri ise eski istihbarat şefleri Muhammed Medin ve Beşir Tartag ile temsil ediliyor. Bu üç isim, devlete karşı komplo kurmak ve ordunun otoritesini sarsmaya çalışmak suçlamalarından dolayı 8 gündür bir askeri cezaevinde bulunuyor. Henüz gerçekleştirilemeyen üçüncü hedef ise demokratik geçiştir. Bu gerçekleştirilmediği takdirde elde edilen başarıların pek bir anlamı kalmaz. Bundan dolayı üçüncü hedef gerçekleştirilinceye kadar halkın gösterilerini devam ettirmesi gerekiyor. Bunun yapacak olanlar, eylemlerinde herhangi bir gizli amaç taşımayan masum halktır.”

Makri, üçüncü hedef için tehlike olarak değerlendirdiği ve ‘azınlık’ olarak tanımladığı iki gruptan söz ediyor. Bu gruplardan ilkinin ‘laik hareketten’ olduğunu ifade eden Makri, söz konusu grubu ‘ideolojik olarak kendileriyle farklı bir tutum benimsediği bahanesiyle Kayid Salih’i genelkurmay başkanlığından azletmeye çalışmakla’ suçluyor. İkinci grubun orduyu kendi kişisel çıkarları için kullanan fırsatçılardan oluştuğunu belirten Makri, söz konusu kimselerin demokrasinden korktuklarını ve askeri müessesenin itibarı pahasına bile olsa sahtekarlıkla tekrar iktidara gelmek istediklerini kaydetti.

Makri açıklamasında bahsettiği iki grup ile kimleri kastettiğini belirtmedi. Ancak açıklamaları, halkın talepleri karşısında Kayid Salih’in benimsediği tutum hakkındaki tartışmalar bağlamında ele alınabilir. Zira halk, geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih’i ve Başbakan Nureddin Bedevi’yi kabul etmiyor. Kayid Salih ise söz konusu isimlerin görevlerinde kalması konusunda ısrarcı. Kayid Salih ayrıca cumhurbaşkanlığı seçimlerini 4 Temmuz’da düzenleme yönündeki kararlılığını sürdürürken bir araya gelen milyonlarca gösterici ise bunu istemedikleri cevabını verdi.

Adalet ve Kalkınma Cephesi Başkanı Abdullah Caballah dün Facebook hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Cezayirlilere ‘meşru taleplerine’ sıkı sıkıya bağlı kalmaları çağrısında bulundu. Bu taleplerin gerçekleştirilmesinin tek yolunun ‘halihazırdaki rejimin bütünüyle ayrılması ve bir başkan ya da bir başkanlık konseyi başkanlığında bir geçiş dönemine girilmesi’ olduğunu ifade eden Caballah, ilgili konseye katılacak kişilerin Buteflika rejiminden isimleri içermemesi gerektiğini söyledi.

Söz konusu öneri halk hareketi tarafından da kabul gördü. Fakat geçiş dönemini yönetecek kişilerin yeterliliği konusunda ciddi bir anlaşmazlık var. Halk, geçiş sürecini yönetmek için adı geçen eski Başbakan Mevlud Hamruş ve yine eski Başbakan Ahmed Benbitur’dan hoşnut değil. Nitekim Benbitur da böyle bir rol üstlenmekle ilgilenmediğini açıkladı ve elinden en fazla krizden kurtulmak için bir yol haritası sunmanın geleceğini söyledi.

Cezayir / Boualem Goumrassa / Şarku’l Avsat