Hollanda’da İslam’ın bir geleceği var mı?

Hollanda’da İslam’ın bir geleceği var mı?

19 Nisan Cuma gecesi Bursa Birlik Vakfı’nda Uludağ Üniversitesi Araştırma Görevlisi Murat Ataman, İslam’ın Hollanda’daki durumuyla ilgili önemli bilgiler verdi.

Hollanda’da İslam’ın bir geleceği var mı?

Kendi içimize kapandığımız dönemlerden birini yaşıyoruz yine. Bu durum, dışarıda olan biteni görmemizi engelliyor doğal olarak. Hayatı, yaşadıklarımızdan ibaret sayıyoruz böylece de.

Ahmet Serin’in haberi

Ama hayat yaşadıklarımızdan ibaret değil tabii. Hayat akıp gidiyor ve bu akış anında kötü şeyler kadar iyi ve güzel şeyler de yaşanıyor. 19 Nisan Cuma gecesi Uludağ Üniversitesi Araştırma Görevlisi Murat Ataman’dan dinlediklerimiz de bu güzelliklere bir örnekti. Hollanda doğumlu olup geçtiğimiz aylarda İslam’ın Hollanda’daki durumuyla ilgili akademik bir araştırma yapan Murat Ataman’ın Hollanda’ya dair anlattıkları hem şaşırtıcı hem de iç açıcı şeylerdi.

Sözlerine, Hollanda’nın Konya kadar bir yer olduğunu belirterek başlayan Murat Ataman, buna rağmenHollanda’nın etkisinin yüzölçümünden kat kat fazla olduğuna dikkat çekti. Murat Ataman, sözlerine “Hollanda’nın sömürge geçmişi, dünyanın en büyük limanına sahip olması, ihracatının çok olması, dünyadaki para trafiğinin önemli merkezlerinden biri olması ve çok kaliteli bir eğitim sisteminin olması bu etkiyi sağlayan faktörler olarak dikkat çekiyor.” cümleleriyle devam ettikten sonra Hollanda’nın sosyal/dini yapısıyla ilgili de “Hollanda’nın % 50’si ateist-agnostiktir. Dokuz yüz bin ile bir milyonluk Müslüman bir kitlenin dışında kalanlar Hristiyan’dır. Müslümanların çoğunluğunu Pakistanlılar ve Türkler oluşturur. Hristiyanlığın Hollanda’da zayıf olması, kiliselerin atıl durumda kalması dolayısıyla seküler hayat burada en üst seviyede yaşanır. Sonuçta özgürlüklerin en iyi korunduğu Batı ülkesidir aynı zamanda Hollanda. Hollanda’da yekpare bir dil de yoktur. Kurumlarda, okullarda birden fazla dille eğitim söz konusudur. Tüm bu faktörler de aslında İslam’ın anlatılması için uygun bir vasat oluşturur.” tespitlerini aktardı Murat Ataman.

Hümanizm bir din gibidir burada

1581 yılında İspanya’nın hâkimiyetinden çıkarak bağımsızlığını ilan eden Hollanda’yı ilk tanıyan ve tanıdıktan sonra da iyi ilişkiler geliştiren ülke olan Osmanlı’nın Hollanda’da bir karşılığının olduğunu da “Bu gelişmelerden sonra Hollanda Osmanlı ilişkileri uzun bir zaman iyi seyretmiştir. Hatta Hollanda’da ‘Papazın tarafında olacağıma Türk’ün yanında olurum.’ anlamına gelen bir deyim de vardır.

Tüm bu zeminin üzerinde, yakın dönem İslami çalışmaların Mirza Gulam Ahmet öncülüğünde başladığını söyleyen Murat Ataman, konuyla ilgili olarak “1947 yılında Mirza Gulam Ahmet öncülüğünde başlayan bu tebliğ çalışmaları zaman içinde yayılmıştır. Aynı cemaat, uzun yıllar rakipsiz kalan ve gerçekten de güzel diyebileceğimiz bir meal da yayımlamıştır. Yine ilk cami bu cemaat tarafından ibadete açılmıştır. Hollanda, dinin zayıf olduğu, dinin yerine hümanizmin ikame edildiği bir ülkedir. İnsanın fıtri olarak sorduğu ‘Kimim? Nasıl var oldum? Nereden gelip nereye gidiyorum?’ sorularına genel olarak ‘Şu an yaşıyorum, nereye gideceğim ve ne olacağım umurumda değil.’ yanıtını verir Hollandalılar.” analizini yaptı.

Yılda beş yüz kişi Müslüman oluyor

Hollanda’da İslam’ın günden güne yayılan bir din olduğunu ve toplumun %6’sını oluşturan Müslümanların %70’ini kadınların oluşturduğunu söyleyen Murat Ataman, konuyla ilgili olarakBizim için sıradan olan zekât konusu, bir Hollandalının İslam’ı seçmesine sebep olabiliyor. Kişinin kazandığından yoksullara aktarması, bir Batılı için inanılmaz bir şeydir. Yine Allah’ın bir olması, doğmaması ve doğurmaması, Hristiyanlığın bu konudaki çelişkisini gören Hollandalılar için muazzam bir etki doğurmaktadır. Ayrıca, İslam’ın tüm peygamberleri peygamber olarak kabul etmesi ve kendi peygamberini tanrısallaştırmaması, Tanrı İsa figürünü bilen ve bunu kabullenemeyen Batılılara çok çarpıcı gelmektedir. Bu ve daha bunun gibi İslam’ın birçok özelliğini öğrenen Hollandalılar, İslam’ı seçmektedirler. İslam’ı seçenlerin sayısı yılda beş yüz civarındadır ve seçen kitle de genel olarak genç ve eğitimli kitledir. Bu gidişat dolayısıyla İslam, Hollanda için ciddi bir tehdit unsuru olarak algılanmaktadır. Irkçı ve İslam karşıtı görüşleriyle bilinen partinin ne kadar etkili olduğunu görüyoruz. Ama yine de ilginç şeyler olmaktadır. Mesela, ırkçı partinin İslam karşıtı politikalar geliştirmekle görevlendirilen iki önemli üyesi, bu çalışmaları yaparken İslam’ı öğrenip Müslüman olmuştur. Bu olay Hollanda gündeminde bomba etkisine yol açmıştır. Her şeye ve herkese karşı hoşgörüsü sınırsız olan Hollandalılar bu yüzden İslam’ı sevmemekte ve kendilerine tehdit olarak görmektedirler. Şunu da bilmeliyiz ki oradaki insanlar İslam’ı bizim gibi bilmiyor. Onlar için İslam ‘Çölün ortasındaki kara taşa tapılan pagan bir dindir.’” cümlelerini aktardı.

Genel olarak yurt dışında İslam’ı tebliğ çalışmalarında dikkat edilmesi gereken hususları “O ülkenin dili çok ama çok iyi bilinmelidir. Kişi, anlatacağı dini ve anlattığı kişinin dinini de çok iyi bilmeli. Kur’an’ın mucizevi taraflarını ve diğer güzelliklerini büyük bir sabırla ve mutlaka rasyonel olarak anlatmak gerekir.” cümleleriyle anlatarak sohbetine son verdi Murat Ataman.

Dünya Bizim

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *