Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim Meydanı’nda düzenlenen Atatürk Kültür Merkezi temel atma töreninde yaptığı konuşmada, bugün Türkiye’nin sanat ve kültür hayatında çığır açacak, önemli bir adımı attıklarını, AKM’nin ‘jakoben zihniyete karşı dikilmiş bir zafer anıtı’ olacağını söyledi.
Opera, bale ve tiyatro salonları
Tanıtım projesi 6 Kasım 2017 tarihinde gerçekleştirilen İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nin 95 bin 600 metrekare kapalı alana sahip 5 ayrı bloktan oluşacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bina içerisinde 2 bin 73 kişilik opera salonu, 828 kişilik bir tiyatro salonu, buralara ait sahne, kulis odaları, fuaye alanları, atölye ve depo alanları, bale çalışma salonları, solist ve orkestra çalışma odaları, kayıt stüdyosu ve prova salonları, sanat galerileri, sergi salonları ve millet kıraathanelerinin yer alacağını anlattı.
Mimari, estetik, kullanım bakımından göz dolduracak eserin, İstanbul’un kültür ve sanat faaliyetlerini daha da zenginleştireceğine inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun bir mesaiyle çalışılarak İstanbul Atatürk Kültür Merkezini 2 yıl gibi kısa bir süre içinde tamamlanacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeyi temel atma aşamasına getirmek için çok büyük mücadeleler verdiklerini, eski binayı kendi marjinal ideolojilerinin sembolü olarak gören kimi çevrelerin bütün enerjilerini projeyi engellemek için harcadıklarını anlatarak, bu çevrelerin akla, mantığa ve vicdana sığmayan iftiralarla, hatta sokakları karıştırarak projeyi sabote etmeye çalıştıklarını söyledi.
Atatürk Kültür Merkezinin yerine AVM, cami yapılacağı, isminin değiştirileceği gibi yalanlarla projenin engellenmeye çalışıldığını, aynı engellemeyle Harbiye Kongre Merkezi yapılırken de karşılaştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan engellemelere rağmen Harbiye Kongre Merkezinde büyük tiyatro yaptıklarını, yer altına 3 bin kişilik dev bir kongre merkezi inşa edildiğini, merkezin sadece Türkiye’ye değil, dünyaya hitap ettiğini dile getirdi.
İdeolojik bağnazlık
Farklı kurumların incelemelerinde eski AKM binasının kullanılamaz olduğunun ortaya çıktığını, raporların, eski binanın depreme dayanaklılık bakımından bir gecekondudan hiçbir farkının olmadığını gösterdiğini savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski bina İstanbul’un beklentilerine cevap veremediğini, bu amaçla İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından hazırlanan projenin de yine farklı çevrelerce engellendiğine işaret etti.
Erdoğan, “Ne bilimsel veriler, ne raporlar, ne de diğer gerçekler, yegâne gıdası istismar olan, provokasyon olan malum çevreleri ikna etmeye yetmedi. Çünkü eski yapının yıkılıp, daha güzel, daha modern, daha ferah bir bina inşasına karşı çıkanlar, kültür-sanat hassasiyetiyle değil, ideolojik bağnazlıkla hareket ediyordu” diye konuştu.
“Sözde sanatseverlerin” Gezi Olayları sırasında neler yaptıklarını, milleti nasıl aşağıladıklarını, terör örgütlerinin paçavralarıyla eski binayı nasıl kirlettiklerinin hafızalarda yer edindiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: “Güya Atatürk Kültür Merkezi hassasiyetiyle hareket edenler, Gezi’de Atatürk Kültür Merkezi’ni demokrasimize saldırmanın, esnafımızın malını mülkünü yağmalamanın, sokaklarımızı yakıp-yıkmanın aracı hâline getirdiler. Burada yaşadık, İstiklal Caddesinde yaşadık, AKM’nin tüm cephesinde yaşadık. Ne yapacaktık, seyir mi edecektik? Oraya her türlü teröristlerin resimlerini astılar. Günlerce sokaklarda terör estirirken, her köşe başında bir şehit mezarı bulunan bu kutlu şehrin duvarlarına ‘zulüm 1453’te başladı’ diye yazarken de buradaki eski metruk binayı bahane olarak kullandılar. Biz, ne Gezi vandallığı döneminde ne de sonrasında bunların tehditlerine boyun eğmedik.”
AKM bir zafer anıtı olacak!
Temelini atılan binanın sadece bir kültür merkezi değil, son 5 yıldır millî iradeye kast eden vatan-millet düşmanlarına verilmiş en güzel cevap olacağını söyleyen Erdoğan, “Türkiye’yi karanlığa mahkûm etmeye çalışanlara karşı, ülkemizi aydınlık yarınlara kavuşturma idealimizin sembolü bir eser inşa ediyoruz. İstanbul Atatürk Kültür Merkezi, milletin değerleriyle, inancıyla, insanımızın tarihi ve kültürüyle kavgalı jakoben zihniyete karşı dikilmiş bir ‘zafer anıtı’ olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, hizmet ve yatırım düşmanı “istemezükcü” anlayışla ilk defa kendi dönemlerinde muhatap olmadığını, Türkiye Cumhuriyet tarihi boyunca ne zaman hamle yapmaya, prangalarını kırmaya çalışsa, karşısında daima bu zihniyeti bulduğunun altını çizerek, Türkiye’nin sanayide, savunmada, üretimde, ulaşımda, teknolojide, her alanda yaptığı hamlelerin, dışarıda hasımları, içeride de belli kesimler tarafından sürekli engellendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi kendi malı gibi gören kimi çevrelerin, yatırımlarla ilgili gösterdikleri hazımsızlığı, sanat ve kültür hayatıyla ilgili meselelerde de sergilediğine dikkati çekerek, bu çevrelerin kendileri dışında hiç kimsenin sanatta, edebiyata, resimde, müzikte, kültürde söz söylemesine tahammül edemediklerini, kendi çizdikleri kalıplar dışında hiçbir sanat eserinin, hiçbir sanat tarzının varlığına hayat hakkı tanımak istemediklerini söyledi.
Modern sanatlar vurgusu
Sanatın tahakküm kurmanın değil; demokrasinin, farklılıklara tahammül göstermenin, hoşgörünün aracı, insanın hak ve hakikat yolculuğunun, estetik ve güzellik arayışının vasıtası olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemil Meriç’in “Sanatçının tek vazifesi vardır bence: İnsanları birbirine sevdirmek, iki insanı veya iki milyar insanı… Sanat, bir heyecan seyyalesiyle kilometrelerin ve asırların ayırdığı kalpleri birleştiren büyüdür” ifadesini anımsatarak, sanatı ve sanatçıyı böyle gördüklerini kaydetti.
Modern ve gelenekli sanat dallarını milletin maziden atiye yolculuğunun birikimleri, köşe taşları olarak değerlendirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanata ve sanatçılara ihtiyaç duydukları her türlü desteği vermeye çalıştıklarını yineledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece kültür merkezi ve sahne sayımızda son 17 yılda yaşanan büyük artış, bu alanda ülkemizin geldiği konumu göstermeye yeter. Göreve geldiğimizde ülkemizdeki kültür merkezi sayısı 42 iken, biz buna 63 adet daha ilave ederek 115’e çıkardık. Devlet Tiyatrolarındaki sahne sayısını ise 23’den, 42 ilaveyle 65’e yükselttik. Desteklenen özel tiyatro sayısı 59 iken, bizim dönemimizde 229’u buldu. 2002 yılından bu yana 88 adet yurt içi, 68 adet yurt dışı kültür varlığı sergisi yaptık” diye konuştu.
Sinema sektörünün sıkıntılarını da çözüme kavuşturduklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kitap ve süreli yayınlarda KDV oranının sıfıra düşürüleceği müjdesini verdi.
Sahnede pazarlık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nin proje mimarlarını ve yüklenici firma temsilcilerini sahneye davet ederek, projenin tamamlanma süresinin kısaltılması ve fiyatında indirim için pazarlık yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazarlığıyla yüklenici firma 24 ay olan yapım süresini 20 aya, 860 milyon lira olan ihale bedelini de 850 milyon liraya indirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindeki bakan ve sanatçılarla, inşaat alanına ilk betonun dökülmesi için butona bastı.
Taksim cami inşaatında inceleme
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim Meydanı’nda gerçekleştirilen Atatürk Kültür Merkezi’nin temel atma töreninin ardından inşaat çalışmaları devam eden Taksim Camisi’ne geçti. İnşaat çalışmalarını inceleyen ve yetkililerden bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki işçilere İstiklal Caddesi girişindeki bir tezgâhtan aldığı simit ve kestanelerden ikram ederek, hatıra fotoğrafı çektirdi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *