“Vatandaşlarımız elinde sigara olan din görevlisi istemiyor” gerekçesi şaşırttı. Vatandaş mı din görevlilerine yön verecek, din görevlileri mi vatandaşa? Vatandaş istemiyor diye bir şeyin yönetmelik haline getirilmesi ne kadar doğru?
Son günlerde, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın sigara kullanımına yönelik sözleri üzerine, sigara merkezli yeni bir tartışma başladı. Milli Gazete yazarlarından Hüseyin Akın da bugünkü yazısında yorumladı konuyu.
Meselenin sadece din görevlilerine engel getirmekle sınırlı olamayacağını belirten Hüseyin Akın, devletin diğer birimlerinde de yüksek oranda sigara içiciliği mevcut olduğunu hatırlattı. Bundan daha önemli olarak Hüseyin Akın, sigaranın kıyas yolu ile haram sayılmasının sıkıntısına işaret ederek, dinin esneme paylarının yok edilmemesi gerektiğini, her şeyin basit kıyaslarla haram dairesi alınması ile hayatın yaşanmaz hale gelebileceğini vurguladı.
Şöyle diyor Hüseyin Akın:
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın en son açıklaması bir çoğumuzun dikkatini çekmiş olmalı. Başkan sigara konusunda örneklik teşkil etmesi mantığından yola çıkarak din görevlilerinin sigara içmesini engellemek konusunda bazı önlemler alacaklarını söylüyor. İyi de bu önlemler nasıl önlemler olacak? Onu da açıklıyor sayın başkan: “Bu yıl hem hac hem de umre organizasyonlarında sigara kullanmayan din görevlilerimizi tercih edeceğiz. Daha sonraki yılarda sigara kullananlar sınava dahi giremeyecek.”
Alışkanlıkları bırakmanın kolay olmadığını diyanet mensuplarının herkesten iyi bilmesi lazım. Sigarayı kendisi için illet görüp bırakmak isteyip de bir türlü bırakamayan o kadar çok dini bütün insan var ki. Teşvik varken cezalandırmaya gitmek sonuç alıcı bir yöntem değil elbette. Beni en çok Sayın Başkan’ın, “Vatandaşlarımız elinde sigara olan din görevlisi istemiyor” gerekçesi şaşırttı. Vatandaş mı din görevlilerine yön verecek, din görevlileri mi vatandaşa? Vatandaş istemiyor diye bir şeyin yönetmelik haline getirilmesi ne kadar doğru? Birçok köy ve kasabada vatandaşlar cami imamının kısa kollu gömlek ya da tişört giymesini, top oynamasını, düğünlerde halay çekip horon oynamasından da rahatsız oluyorlar. Halkın değil Hakk’ın söylediğidir asıl olan.
Dinin esneme paylarını yok eder ne var ne yok basit kıyaslarla haram dairesi içerisine tıkarsanız sadece yasaklarla örülmüş bir hayatı yaşanmaz hale getirmiş olursunuz. Sigara kullanmayan birisi olarak, elbette tiryakilerin sigara tarafından kullanılmasını tasvip etmem. Lakin sigara konusunda toplumun sadece din görevi yapan kişilerine dikkat kesilip topluma örneklik teşkil etmesi gereken diğer birimleri bunun dışında tutmak pek isabetli değil. Üstelik sağlık görevlilerinin ve doktorların sigara kullanma oranının bir hayli yüksek olduğu ortada iken. Eğitimcilerin kahir ekseriyeti yine müptelalar sınıfına dahil.
Kimse sigaraya güzelleme düzsün falan demiyoruz. Tütünün elli türlü derde deva olduğunu söylediğimiz de sanılmasın. Tiryakiliğin içen insan için zaten yakasından atamadığı başlı başına bir ceza olduğunu unutmamak gerekir. Cezaya ceza ile mukabelede bulunmak insanları dumansız hava sahasından kısa süreliğine belki kurtarabilir, fakat insafsız hava sahasına mahkûm eder!
Sigara konusunda alan daraltması, sigara paketi üzerinde etkili uyarı ve ikazlar olmasına rağmen özellikle gençler arasında özentide bir azalma yok. Kendini ifade etmenin bir yığın makul ve de sağlıklı yolu varken sigara ile bunu temine çalışmak öğrenilmiş çaresizlik değilse de öğretilmiş safsata sınıfına dahildir. Sigara üzerine o kadar çok konuşuyoruz ki konuştuklarımızdan hasıl olan anlamı birbirimizin yüzüne üflüyoruz.
Sigarayla mücadele yöntemi farkında olmadan sigarayı her yaştan insanın gündemine taşımak gibi bir gayeye hizmet eder hale gelmesin.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *