ABD’nin Barış(!) projesi destek buldu mu?

ABD’nin Barış(!) projesi destek buldu mu?

ABD’nin, Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı almasının üzerinden bir yıl geçti. Bu sürede ABD ve İsrail’in beklediği uluslararası destek ortaya çıkmadı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı almasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen uluslararası alanda beklediği desteği görememesi dikkati çekiyor.

Başkanlık seçiminde Trump’ın kampanya vaatlerinden biri olan ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararını resmen almasının üzerinden bir yıl geçti.

Uluslararası dengeleri hiçe sayarak sadece ABD seçmeninin desteğini kazanmaya çalışan Trump’ın, ülkedeki en büyük İsrail destekçileri olarak bilinen Evanjeliklerin oyları için attığı adım, uluslararası toplum tarafından tepkiyle karşılandı.

Birleşmiş Milletlerde (BM) Trump’ın Kudüs kararını eleştiren karar tasarısı oylamasından önce uluslararası topluma tehditler savuran ABD yönetiminin Kudüs adımlarını sadece Orta Amerika ülkesi Guatemala takip etti. Guatemala, ABD’den sonra Kudüs’te elçilik açan tek ülke oldu.

BM’deki oylamada ise ABD ve İsrail’in yanı sıra sadece Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Mikronezya, Nauru, Togo ve Palau tasarıya karşı oy kullandı.

Trump’ın 6 Aralık 2017’de aldığı karar dünyanın birçok ülkesinde protestolarla karşılanırken, Filistin’de düzenlenen gösterilerde İsrail çok sayıda Filistinliyi öldürdü.

Filistin ve İsrail arasında “barış projesi” olduğunu ileri süren Trump, taraflar arasındaki sorunun çözümünde Kudüs meselesinin önemli bir “sorun” olduğuna dikkati çekerek, “Kudüs meselesini masadan kaldırarak sorunun çözümünde önemli bir adım attığını” savunmuştu.

Karar, Filistin tarafından “surata atılan tokat” şeklinde değerlendirilirken, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, ABD’nin bu adımla artık “dürüst bir ara bulucu” olamayacağına dikkati çekmişti.

ABD’deki aşırı Hristiyan gruplar, özellikle de Evanjelikler Trump’ın kararını “zafer” havasında karşılarken, kendisi de bir Evanjelik olan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Trump yönetiminin bu kararı almasında önemli rol oynadığı ABD basını tarafından sıkça dile getirilmişti.

Trump, ABD Kongresinin 1995’te Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan yasayı kabul ettiğine dikkati çekerek, kendinden önceki başkanların bu adımı atmaya cesaret edemediğini fakat kendisinin “verdiği sözleri yerine getiren bir başkan” olduğunu savunmuştu.

Elçilik açılışına davet edilen birçok ülkeden yetkili törene katılmazken, ABD tarafından Dışişleri Bakan Yardımcısı John Sullivan, Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Başkan Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner ile kızı Ivanka Trump’ın yanı sıra sadece 4 Cumhuriyetçi senatör katılmıştı.

Demokrat Partiden hiçbir senatörün törende yer almaması dikkati çekerken, Trump büyükelçiliğin açılışı için hazırladığı görüntülü mesajında, İsrail’in kuruluşundan beri Kudüs’ü başkent olarak kabul ettiğini belirterek, “İsrail her bağımsız ülke gibi kendi başkentini kararlaştırma hakkına sahiptir.” ifadesini kullanmıştı.

Açılışta, “İsrail’in başkenti Kudüs’tür.” diyen Trump, bununla birlikte Mescid-i Aksa dahil Kudüs’teki kutsal yerlerin mevcut statükosunun korunmasına bağlı olduklarını dile getirmişti.

Açılışta dikkati çeken bir diğer nokta ise Trump’ın bu politikasının arkasındaki dinamikleri öne çıkarırcasına, İslam ve Yahudilik gibi farklı dinler ve Hristiyanlığın farklı mezhepleri hakkındaki nefret söylemleri ile gündeme gelen Evanjelik papaz Robert Jeffress’in açılış duasını yapmasıydı.

Ayrıca törende, elçiliğin Kudüs’e taşınması için Trump’a defalarca Beyaz Saray’da baskı yaptığı belirtilen ABD’nin en büyük kumarhane şirketi Las Vegas Sands’ın kurucusu ve sahibi “Kumarhaneler Kralı” Sheldon Adelson ve eşi Miriam Adelson’un da katılımı dikkati çekmişti.

(AA)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *