Eleştirdiğimiz ne varsa, başına ‘İslam’ ekliyoruz!

Eleştirdiğimiz ne varsa, başına ‘İslam’ ekliyoruz!

Abdulaziz Kıranşal, “İhlasımızı, samimiyetimizin büyük kısmını kaybettik. Ahlâkımızı kaybettik. 90 yıldır eleştirdiğimiz ne varsa başına İslam ekleyerek biz yapmaya başladık” dedi.

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Danışma Kurulu Başkanı İlahiyatçı Yazar Abdulaziz Kıranşal Konya’da “Yitirdiğimiz Kavramlar” konulu konferansta konuştu. Kıranşal, “Bir şeyleri düzeltmek istiyorsak önce namazınızı düzeltin, göreceksiniz her şey kendiliğinden düzelecektir. Biz bireysel anlamda Müslümanlığımızın kalitesini çok düşürdük.” şeklinde konuştu.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılışında konuşan AGD Konya Şube Başkanı Mehmet Parlak, “Toplumumuzu aslına döndürmek için çeşitli konferanslar ile bu seneyi tamamlayacağız. Gelecek aylarda helal kazanç ve toplumumuzu ilgilendiren meselelerle alakalı seminerlerimiz devam edecek. Siyer-i Nebi çalışmamız sürüyor. 15 Aralık’ta Türkiye genelinde 100 binlerce genç Siyer-i Nebi sınavına girecek. Mekke’nin Fethi kutlamasını da 31 Aralık gecesi icra edeceğiz. Faizli bankalar değil, adil ekonomik düzen istiyoruz. Fuhuş müesseselerinin açık olduğu bir şehir, ülke istemiyoruz” ifadelerine yer verdi.

ELEŞTİRDİĞİMİZ NE VARSA BAŞINA İSLAM EKLEYEREK BİZ YAPMAYA BAŞLADIK

“Müslümanlar olarak ne durumdayız? Neleri kaybettik, kazandık?” diyen Kıranşal, “Uzun yıllar verilen mücadeleden sonra ne durumdayız? Neleri yapmamız lazım? Bunları konuşuyoruz. Biz bize konuşuyoruz. Özeleştiri yapıyoruz. Allah’ın davasını nasıl daha iyiye taşırızın derdindeyiz” şeklinde konuştu.

Kıranşal konuşmasının devamında şunları söyledi: “Osmanlı’dan sonra, Müslümanların eline geçmiş en büyük nimetlere sahibiz. Gerek siyasi manada gerek bürokratik, ekonomik anlamda, ne tarafa dönsek, alnı secdeli bir kişi ile karşılaşıyoruz. Artık büyük otellerde program yapıyoruz. Ciddi çalışmalar yapabiliyoruz. Lüks evlerimiz, arabalarımız var. Hepsi birer nimettir. 106 ilahiyat fakültemiz var. 10 bin ilahiyat akademisyenimiz var. Bin 600 imam hatip lisemiz var. Vakıflarımız, STK’larımız, tarikatlarımız var. Elimizde güç de var, bürokratik güç de var. Fakat neden sabah namazlarında camilerimiz boş? Neden uyuşturucu ilkokul seviyesine düştü? Neden içki tüketiminin önüne geçemiyoruz? Neden yüzde 99’u Müslüman ülkemizde 35 milyon piyango bileti satılıyor? Neden kadına, çocuğa şiddetten bahsediyoruz? Neden hala gençlerimizin dağa çıkmasını, teröre kurban gitmesini engelleyemiyoruz? Neden mi, dünya nimetlerine sayıya, paraya, kalabalığa, ekonomiye aldandık. İhlasımızı, samimiyetimizin büyük kısmını kaybettik. Ahlakımızı kaybettik. 90 yıldır eleştirdiğimiz ne varsa başına İslam ekleyerek biz yapmaya başladık.

MÜSLÜMANLIĞIMIZIN KALİTESİNİ ÇOK DÜŞÜRDÜK

Bugün namazımız var ama bizi kötülüklerden alıkoymuyor. Tesettürümüz var ama istenilen iffet ve ahlak ölçüsünde değiliz. İslami çalışmalar yapıyoruz ama birbirimizle uğraşıyoruz. Namaz bizi gıybet, yalan, arkadaşımızın ayağını kaydırmaktan alıkoymuyorsa, namaz kılan da kılmayan da aynı diziyi izliyorsa, kılanın da kılmayanın da düğünü aynı ise düşünmemiz lazım. Hani bu namaz kötülüklerden bizi alıkoyacaktı? Allah’ın rızasını kazandıracaktı? Birşeyleri düzeltmek istiyorsak önce namazınızı düzeltin, göreceksiniz her şey kendiliğinden düzelecektir. Biz bireysel anlamda Müslümanlığımızın kalitesini çok düşürdük. Zafer gelecekse Allah’ın yardımı ile gelir. Allah’ın yardımını hak edemeyen toplulukların zafer beklemesi manasızdır. Biz eğer toplumda örnek olacaksak önce örnek olacağız. Mücadele ettiğimiz değerleri önce evimizde, işimizde yaşayacağız. Bir toplantı, miting yapacağız diye cemaatle namazı terk ediyorsak Allah bize nasıl yardım edecek? Önce bireysel anlamda iyi Müslümanlar olmamız lazım. Ahlakımız insanları bize çekmesi lazım. İnsanlar ‘Şu derneğe mensup genç gibi bir genç yetiştirmemiz lazım’ demeliler.

KUR’AN’IN TEHDİDİNİ ÖNEMSEMİYORUZ

“İncirliği kapatamıyoruz da evlerimizdeki televizyonları neden kapatamıyoruz. Hadi Allah bize sordu, ‘Ekonomiye, siyasete niye müdahale edemediniz?’ Ya rabbi ‘Gücümüz yetmedi’ deriz. Evine niye gücün yetmedi? Çocuğuna niye yetmedi? Televizyona niye Allah’ın istediği şekilde müdahale etmedin? Evindeki kumandaya bile söz geçiremeyenlerin dünyaya nizam vermesi mümkün değildir. İradesi olmayanların, nefsine söz geçiremeyenlerin, sabah namazına kalkıp da camiye kadar gidemeyenlerin bir yere nizam vermesi mümkün değildir. Her kavim bir günah yüzünden helak olmuştur. Biz bugün İslam toplumları olarak, kavimleri helak eden tüm günahları toplu halde işliyoruz. Resmileştirmişiz, vergiye tabi hale getirmişiz, reklamını yapıyoruz. Allah bize, ‘İçki ve kumar şeytan işi birer pisliktir’ diyor. Peki soruyorum, içki bugün serbest mi? Bakkallarda satılıp reklamı yapılıyor mu? Milli bir içki diye rakı sunuluyor mu? Nerede Kur’an hükümleri? Biz nasıl yaptık da kumarın başına milli ibaresini getirdik? Milli Piyango demek milli haram demektir. Milli isyan, milli günah demektir. Geçtiğimiz yıl 35 milyon piyango bileti satılmış. Rabbimiz zinaya yaklaşmayın diyor. Zina suç bile değil, vergiye tabi etmişiz. Allah bu topluma nasıl yardım edecek? Emr-i bil-maruf nehy-i ani’l-münkerden uzaklaştık. Bugün Trump bizi ekonomik manada tehdit ettiği zaman şöyle bir kendimize çeki düzen veriyoruz. Yahu Allah seni Kur’an’da tehdit ediyor, kılını bile kıpırdatmıyorsun. Rabbimiz faiz alırsan benimle savaşırsın diyor, kılını kıpırdatmıyorsun.”

Milli Gazete/Halid Şen

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *