Emperyalizm bir tek ülkeden oluşmuyor. Ortakların güç birliğidir. Başta Amerika, İngiltere, çok uluslu kuruluşlar, Yahudi sermayesi, İsrail ile AB ülkeleri.
Böyle diyor Ali Haydar Haksal, Milli Gazete’de bugünkü yazısında. “Bunlar güçleri kadar etki sahibidirler. Bazıları büyük pay sahibi, bazıları ise güce göre kendilerine düşen payı alıyorlar. Birbirlerinin sınırlarını çok iyi biliyorlar. Güçlerine göre de varlık gösteriyorlar.” ifadesini kullanan Haksal, “Emperyalizmin Şeytani oyunları” başlığını taşıyan yazısında, emperyal güçlerin sömürgesiz yaşayamadıklarını, zaman ve koşullara göre renk ve durum değiştirebildiklerini de belirtiyor.
“Her zaman olduğu gibi şu günlerde oyun içinde oyunlarla karşı karşıya bulunuyoruz.” diyen Haksal şöyle devam ediyor:
Türkiye’nin sorunları başından aşkın. Kimi terör örgütleri, ekonomik ve iç sorunlarla boğuşuyor. Bir oyun oynanır, biter bir yenisine başlanır. Oyunların hemen hepsi renk ve tonları farklı olsa da birbirinin kopyası. Besleyenleri de tabiî ki emperyal egemenler. Gerek Türkiye ve gerekse kendi konumundaki ülkelerin toplulukların emperyalizme güvenmeleri, bel bağlamaları sağlıklı bir anlayış değil. Emperyalizm kuklalarını istediği zaman devre dışı bırakabiliyor ya da bir belâ ile uğraştırabiliyor. Türkiye uzun zamandır onlara yaslandı, umutlandı, sonuçları ortada.
Kürtçülük hareketinde bulunanlar da onlara yaslandı, umutlandı, heyecanlandı. Kendilerine verilen destek ile bir devlet sahibi olacaklarını umdular. Devlet sahibi olalım da desteği veren kim olursa olsun duygusuyla bağlandılar. Amerikancı oldular. Bu durum sadece onlar için söz konusu değil. Emperyalizme bel bağlayan ve güvenenlerin tamamı için geçerli. Amerikan emperyalizmi yeni bir oyuna başladı. PKK yöneticilerinin başlarına büyük ödüller koydu. Çünkü artık onların işi bitti, bir kenara atılmaları gerekiyordu. Hem, lider kadrosundakiler artık yıprandılar, deşifre oldular, onların yerine yenileri gelmesi gerekiyor. Öyle de oldu. Kaldı ki Amerika Kuzey Suriye’ye iyice yerleşti. Devlet yetkilileri başta beş bin tır mühimmattan söz ediyorlardı, bu rakam şu anda yirmi bir binin üzerinde. Türkiye ile de oyun oynuyor. Membiç’e öylesine yerleşti ki orada oluşturduğu üsler ile iyice soluklandı. Bu anlamda Türkiye’ye fazlaca ihtiyaç olmayabilir. Amerika’ya sempati ve sevgi duygusu içinde olanlar nasıl düşünürler dersiniz? Bunlar da geçici duygular. Türklerde olduğu gibi onlarda da zaman zaman iniş ve çıkışlar olacak. Kuzey Suriye’de bir Kürdistan devleti kurulsa bile onlar özgür olabilecekler mi? Emperyalizm güdümünde olacakları muhakkak.
Şu sıralar İran ile Venezüella hedefte.
İran’a ambargo uyguladı. Başta İsrail ile emperyalizm güdümlü devletçikler seviniyorlar. Kaldı ki bu kukla devletlerden Suudi Arabistan ikiz kulelerin faturası kendilerine kesilince, şöyle hafif bir mırıldandılar, emperyalizm onların bankalarında bulunan yedi yüz elli milyar dolar paralarını bloke etti. Bununla yetinmedi Trump Suudi Arabistan’a gitti üç yüz elli milyar dolarlık bir ipotek daha yaptı. Bu da yetmedi Suriye’nin faturasını da onlara kesti yüz milyar dolarlık bir para daha kopardı. Suud yönetimi tam anlamıyla kuşatıldı ve etki altına alındı. Onlarsız bir adım bile atamıyorlar. İslâm’ın kalbi olan Mekke ve Medine’nin manevi gücüne de bir darbedir bu. Ne yazık ki Müslümanlar derin bir gaflet uykusundadırlar ve hiçbir şeyin farkında değildirler olsalar bile sessizliği tercih ediyorlar.
Suud prensleri, kralları tam birer oyuncak gibidirler. Cemal Kaşıkçı olayı da bir başka senaryo. Oyun içinde oyun. İran’a uygulanan ambargo ne kadar başarılı olacak bilinmez, bunu zaman gösterecek. Bu ambargodan sadece İran olumsuz etkilenmeyecek. Bu etki farklı yönlerde kendini gösterecek.
İngiltere Venezüella’nın on dört ton altınına el koydu. Demek ki bu emperyal ülkelerin kötüsü ve iyisi olmaz. Hepsi aynı.
Bu şeytanî oyunlar çok yönlü. Hâlden hâle giriliyor. Acımasız ve merhametsizdir. Kullandıklarını istediği zaman itlaf eder ya da paçavra gibi savurur atar.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *