Kılıçdaroğlu’ndan ‘Laiklik ve Demokrasi’ vurgusu

Kılıçdaroğlu’ndan ‘Laiklik ve Demokrasi’ vurgusu

Eczacılık Kongresinde konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye ve dünyanın bütün demokratlarının birleşmesi gerektiğini savundu, Türkiye’ye demokrasi getirmeleri gerektiğini belirterek, iki sözünüzden biri ‘demokrasi’ olsun dedi.

Laik devlet vurgusu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sheraton Otel’de başlayan 14. Türkiye Eczacılık Kongresi’nin açılışında yaptığı konuşmada, bir sorun varsa o sorunu çözmek için sorunun bütün parametrelerini dinlemek ve parametreler çerçevesinde çözüm üretmek gerektiğine dikkati çekti.

Sağlık ve sosyal güvenliğin öteden beri Türkiye’nin temel sorunlarından olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Anayasa’nın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu anımsattı.

Anayasa Mahkemesinin, bir kararında sosyal hukuk devletini, “Güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet” olarak tanımladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, o nedenle sosyal devleti güçlü kılmak için bazı ek düzenlemeler yapıldığını aktardı.

Sorunlara bütüncül bir pencereden bakmak gerektiğinin, siyasilerin ise genelde oy kaygısı ile popülist yaklaştıklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Birinci olarak ülkede yaşayan bireyler açısından soruna bakacaksınız. İki, sağlıkta çalışanlar ve onların çalışma koşulları açısından bakacaksınız. Üç, tıbbi donanım ve tıbbi malzeme açısından bakacaksınız. Dört, ilaç sektörü ve kullanımı açısından, beş, sağlık harcamaları ve sosyal güvenliğin finansmanı açısından bakacaksınız. Eğer bu beş parametreyi bir araya getirip sorunu çözme konusunda bir irade ortaya koyamıyorsanız sorunu çözemezsiniz. Nitekim Türkiye’nin sağlık ve sosyal güvenlikte var olan sorunlarını derinleşerek sürdürmesinin temelinde bu 5 soruna eş zamanlı yaklaşamaması var. Sorunun bileşenlerini bir araya getirip ortak aklı egemen kılarsanız, sorunu çözersiniz.”

‘Türkiye çadır devleti değil’

Dışardan müdahalelere boyun eğen bir Türkiye olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bu durumun ağrına gittiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Merkel telefon ediyor, bir gazeteciyi bırakıyorsunuz. Trump telefon ediyor, papazı rahatlıkla bırakıyorsunuz. Başka, Macron telefon ediyor gazeteciyi serbest bırakıyorlar. Suudi Kralı telefon ediyor, Türkiye’de cinayet işleyenler ellerini kollarını sallayarak dışarı gidiyor. Demokrasi eğer bu ülkede sağlıklı işleyebilseydi ve gerçekten korku egemen olmasaydı, Türkiye’nin ayağa kalkması gerekirdi. Türkiye bir çadır devleti değildir. 1990’larda bırakın cinayet işlemeyi konsolosluklarda yapılan eylemler dolayısıyla konsoloslukların etrafı çevrilmiş, cinayet işleyen birisi Türkiye’de yargılanmış, cinayeti özendirenler yine konsolosluğun etrafı çevrilerek teslim alınmış ve yargılanmıştır. Amerika’da konsolos eşini hareket halindeki arabadan attı diye konsolos tutuklanır, bizde geliyorlar cinayet işliyorlar, boğuyorlar, parçalara bölüyorlar, ellerini kollarını sallayarak yurt dışına gidiyorlar ve Suudi Kralı telefon açıp teşekkür ediyor. Ne için?

Çadır görünümünden Türkiye’nin süratle çıkması gerekiyor. Kendi sorunlarımızı kendi irademizle çözmek zorundayız. Demokrasi herkese lazımdır. Bir sözünüz varsa o sözün ilk kelimesi ‘demokrasi’ olmalıdır. Şimdi Türkiye ve dünyanın bütün demokratları birleşmek zorundalar. Demokrasiyi kendi ülkemize getirmeliyiz. Beraber, huzur içinde yaşamak istiyoruz, düşüncelerimizi özgürce ifade etmek istiyoruz. Türkiye’nin karabasandan çıkması gerekiyor, bu görev bu ülkenin aydınlarına düşüyor. Demokrasiden yana olanlar-demokrasiye karşı olanlar, geldiğimiz süreç budur. Demokrasiden yana olanların el ele, gönül gönüle vermesi lazım.”

(AA)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *